confessions

bigcoder

- Admin -

  1. toplam entry 980
  2. takipçi 15
  3. puan 21205

aşık izzeti

bigcoder
şarkışla'lı ali izzet özkan adından çokça söz edilen bir halk ozanımızdır. 1902 yılında şarkışla'nın üğük köyünde doğdu, âşık veli gibi, palabıyık süleyman gibi ünlü halk ozanlarını yetiştiren bir soydan gelmektedir. belli bir öğrenim görmedi. âşık sabri'den saz dersleri aldı ve küçük yaşlarda âşıklar kervanına katıldı. 22 yaşlarında adana'ya giderek çukurovalı âşıklarla atışmalar yaptı. özellikle, yurt sevgisini dile getirişteki ustalığı ile dikkati çekmiştir. 20 bine yakın köy dolaştığından dolayı anadolu'yu karış karış bilir.

gezmediği zamanlar köyünde yaşamıştır. 1964'de kaçak olarak iki defa kıbrıs'a geçmiş, türk askerlerine türküler okumuştur. ozanın özeliklerinden biri de sesten çok saz ustası olmasıdır. saz çalışındaki akıcılık diğer ozanlar içinde sivrilmesini sağlamıştır. pek çok şiir söyledi 500'ü aşkın şiiri vardır ve şiirlerini zaman zaman çıkardığı kitaplarda toplamıştır. bazı türküleri de sanatçılar tarafından plağa okundu, bunlar arasında "şu sazıma düzen ver, mühür gözlüm, mecnunum leylamı gördüm" en meşhur olanlarıdır. ali izzet özkan 1981 yılında hayata gözlerini kapamıştır.

aşık ali izzet - mecnunum leylamı gördüm

hayâlî

bigcoder
hayâlî - cihan ara cihan içindedir

cihân-ârâ cihân îçindedir ârâyı bilmezler
o mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler

harâbât ehline dûzah azâbın anma iyi zâhid
ki bunlar ibn-i vakt oldu gam-ı ferdâyı bilmezler

şafak-gûn kan içinde dâğını seyretse âşıklar
güneşte zerre görmezler felekte âyı bilmezler

hamîde kadlerîne rişte-i eşgi takub bunlar
atarlar tîr-i maksûdû nendendir yâyı bilmezler

hayâlî fakr şâlına çekenler cism-i uryânı
anınlâ fahrederler atlas ü dîbâyı bilmezler

niyazı-i mısri

bigcoder
niyâzî-i mısrî - ben sanırdım

ben sanırdım âlem içre bana hiç yâr kalmadı,
ben beni terk eylerim bildim ki ağyâr kalmadı.

cümle eşyâda görürdüm hâr var gülzâr yok,
hep gülistân oldu âlem şimdi hiç hâr kalmadı.

gece gündüz zâr u efgân eyleyüb inlerdi dil,
bilmezem n'oldu kesildi âh ile zâr kalmadı.

gitti kesret, geldi vahdet oldu halvet dost ile
hep hakk oldu cümle âlem çarşı pâzar kalmadı.

dîn diyânet âdet ü şöhret kamu vardı yele,
ey niyâzî n'oldu sende kayd-ı dindâr kalmadı.

yavuz bülent bakiler

bigcoder
yavuz bülent bakiler - bizim türkümüz

bizim türkümüzde gurbet var artık.
hasret var, yürek var, toprak var balam
gönlümüzü sımsıcak alan topraklar
tiyan-şan, kadır-gan dağları'na dek uzar
kim demiş vatanımız edirne'den kars'a kadar.

kerkük'te kurşunlar ansızın bizi vurur
sürüklenir sokaklarda başsız cesetlerimiz
zulüm bir hançer gibi içimize oturur
bir mağara devrinden arta kalan insanlar
kerkük'te kan kusturur...

uzar gider bir sessizlik içinde
bir uçtan bir uca türkistan toprakları
beyaz altın dediğimiz pamuk tarlalarına
çöreklenir yedi başlı kızıl yılan
baş kaldırsa esarete yeni bir osman batur han
bebekler bile vurulur beşiklerinde
kana boyanır türkistan.

basmış kanlı çizmeler toprağına bir defa
çiğnenmiş kara kalpaklar, temiz duvaklar
susmuş minarelerinde mübarek ezan
prangaya vurulmuş bir mahkûm gibi çaresiz
boynu büküktürkülerde güzelim azerbaycan.

bir kanlı ağıt söylenir şimdi kırım'da
biz duyarız kırım'ın öldüren feryadını
bir büyük destanla birlikte yeniden yazacağız
kırım topraklarına kırım türkünün adını.

balkanlarda büyük, öksüz kubbeler
minareler, şadırvanlar, kervansaraylar
bizi söyler, anlatır mimar sinan'dan beri
üsküp'te, estergon'da, bir atar damar gibi
davullar, zurnalar ve serhat türküleri...

yüzyıllardan beridir altaylardan tuna'ya
bizim türkülerimizdir söylenen
konuşan dil, bizim dilimizdir
renk renk, nakış nakış uzayan toprak değildir
kilimlerimizdir...

yine bir dağ gibi, bir dev gibi doğrulacağız
yeni bir ruh doğacak toprağımızdan
tanıyacak bizi dünya yeniden heyecanla
burma bıyığımızdan, kalpağımızdan.

bizim türkümüzde gurbet var artık.
hasret var, yürek var, toprak var balam
gönlümüzü sımsıcak alan topraklar
tiyan-şan, kadır-gan dağları'na dek uzar
kim demiş vatanımız edirne'den kars'a kadar.

bestami yazgan

bigcoder
bestami yazgan - gülü incitme gönül

çiçeklerle hoş geçin,
balı incitme gönül.
bir küçük meyve için
dalı incitme gönül.

konuşmak bize mahsus,
olsa da bir güzel süs,
'ya hayır de, yahut sus,'
dili incitme gönül.

sevmekten geri kalma,
yapan ol, yıkan olma,
sevene diken olma,
gülü incitme gönül.

başın olsa da yüksek,
gözün enginde gerek,
kibirle yürüyerek
yolu incitme gönül.

mevlâ verince azma,
geri alınca kızma,
tüten ocağı bozma,
külü incitme gönül.

dokunur gayretine,
karışma hikmetine.
sahibi hürmetine
kulu incitme gönül.

bestami yazgan

bigcoder
bestami yazgan

1957 yılında osmaniye'nin toprakkale ilçesinde doğdu. ilköğrenimini toprakkale'de, orta ve lise öğrenimini osmaniye imam hatip lisesinde tamamladı. 1978 yılında atatürk üniversitesi edebiyat fakültesinden mezun oldu. osmaniye'de on yedi yıl yayınlanan güneysu kültür sanat ve edebiyat dergisinin genel yayın yönetmenliğini yaptı. halen özel bahçelievler ihlas kolejinde edebiyat öğretmeni olarak görev yapmaktadır.

şiir, masal ve hikâye türlerinde seksen eseri bulunan yazar; 1994 yılında türkiye yazarlar birliği tarafından çocuk edebiyatı dalında "yılın yazarı", 1997 yılında türkiye çocuk dergisi tarafından "yılın öğretmeni", 2003 yılında çocuk edebiyatçıları ve yayıncıları birliği tarafından "yılın şairi", 2011 yılında ilesam tarafından çocuk edebiyatı dalında "yılın yazarı" seçildi. 2012 yılında istanbul il milli eğitim müdürlüğü tarafından "yazarlar okullarda" projesinde esenler ilçe yazarı olarak görevlendirildi. 2013 yılında kars kafkas üniversitesi tarafından eserleriyle ilgili yüksek lisans tezi hazırlandı. 2013 yılında edebiyat ve sanat araştırmaları derneği (eskader) tarafından çocuk edebiyatı dalında "yılın yazarı" seçildi. 2014 yılında meb yayın danışma kurulu üyeliğine seçildi. 2015 yılında lise öğrencileri arasında ülke çapında "1.bestami yazgan şiir yarışması" düzenlendi. tgrt fm ve erkam radyo'da program yaptı. şiir dalında yurt içi ve yurt dışında birçok ödül alan bestami yazgan'ın eserlerinin bir kısmı bestelendi; bir kısmı da ders kitaplarına girdi. eskader kurucu üyesi, ilesam istanbul şb. danışma kurulu üyesi, mesam ve türkiye yazarlar birliği üyesidir.

bestami yazgan, medenî denilen; ama gerçekte madenî özellikler taşıyan çağımızda, gönül ve ömür toprağımızı saf şiir sularıyla sulayan, kuşluk vakitlerinin kuşlu saatlerinde; bazen ağlayarak bazen de haykırarak yazdığı şiirlerle gönül güvercinlerimizi besleyen, bulanık ve bunalmış düşüncelerimizi demleyen bir gönül insanıdır. evli olan şair dört çocuk babasıdır.

dadaloğlu

bigcoder
dadaloğlu - çıktım yücesine seyran eyledim

çıktım yücesine seyran eyledim
cebel önü çayır çimen görünür
bir firkat geldi de coştum ağladım
al yeşil bahçeli kaman görünür

şaştım hey allahım ben de pek şaştım
devrettim akdağ'ı bozok'a düştüm
yozgat'ın üstünde bir ateş seçtim
yanar oylum oylum duman görünür

biter kırşehir'in gülleri biter
çağrışır dalında bülbüller öter
ufacık güzeller hep yeni yeter
güzelin kaşında keman görünür

gönül arzuladı niğde'yi bor'u
gün günden artmada yiğidin zârı
çifte bedestenli koca kayseri
erciyeş karşıdan yaman görünür

dadaloğlu'm da der zatından zatı
çekin eğerleyin gökçe kır atı
göçmek değil bizim ilin muradı
ak yâre gitmemiz güman görünür

aşık summani

bigcoder
insan ederler


ervahı ezelde taksim babında
herkese bir türlü ihsan ederler,
kimi gam çeker de hayal habında,
kimini tahtında sultan ederler.

adamın bağrın muştayla ezerler,
aheste aheste yola dizerler,
elden ele kap dan kaba süzerler.
yoğururlar sonra insan ederler.


sümmani değilsin her işe agah,
geçer gençlik fayda vermez ahu vah,
istersen geda ol ister padişah,
sonunda hak ile yeksan ederler.

aşık sümmani baba

seyrani

bigcoder
seyrani - ormanda büyüyen adam azgını

ormanda büyüyen adam azgını
çarşıda pazarda seyran beğenmez
medrese kaçkını softa bozgunu
selam vermek için insan beğenmez

alemi tan eder yanına varsan
seni de yanıltır mesele sorsan
bir cim bile çıkmaz karnını yarsan
meclise gelir de erkân beğenmez

her çeşit insandan birkaç eşi var
mektepten kovulmuş günah işi var
rabbi yesirde dört yanlışı var
tahsil etmek için irfan beğenmez

ellerin evinde çul fîraş olur
burnu sümüklüdür gözü yaş olur
bayramdan bayrama bir tıraş olur
gider berbere de dükkân beğenmez

dağlarda taşlarda dolaşan yörük
insanlar içine çıkmayan hödük
bir elife dili dönmeyen sürtük
şehirde tecvitle kuran beğenmez

yayladan yaylaya konup göçer de
arpayı buğdayı ekip biçer de
mısır yaprağın kıyıp içer de
tütünü bulunca duman beğenmez

bir odası vardır gayet küçücek
kendi aklı sıra keyf yetirecek
bir çanağı yoktur ayran içecek
kahveyi bulunca fincan beğenmez

seyranî söyledi bu doğru sözü
haddeden çekilmiş doğrudur özü
şehre gelin gitse bir köylü kızı
lal ü güher ister mercan beğenmez

hayâlî

bigcoder
hayâlî (?-ö.1557, edirne) türk divan edebiyatı şairinin mahlası. asıl adı mehmet'tir. “bekâr memi” diye anılmıştır. eserleri zengin bir hayal gücüyle yazılmış, ince ve duyarlı bir üsluba sahiptir.

selanik'in kuzeydoğusu'ndaki vardar yenice'de dünyaya geldiği bilinen hayali'nin doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, 1494-1495 yılları civarında doğduğu tahmin edilmektedir. asıl ismi mehmet'tir.

biyografi yazarı âşık çelebi'nin anlatısından anlaşıldığı kadarıyla, mehmed, sadi'nin (سعدی شیرازی) bostan ve gülistan eserlerini okuyarak genç yaşlarında şiirle ilgilenmeye başlamıştır.

seyyah bir sufi derviş olan baba alî mest-i acem müritleri ile yenice-i vardar'a geldiğinde, mehmed topluluğa katıldı ve onlarla beraber istanbul'a gitti. yolculuk boyunca sufi düşünce ve uygulamaların yanı sıra, şiir konusunda da baba ali'den eğitim aldı.

istanbul'da bir kadı olan sarı gürz nûreddîn efendi genç mehmed'in bu toplulukla beraber olmasını hoş karşılamadı ve onu himayesine aldı. mehmed, sarı gürz'ün korumasıyla öğrenim gördü; şiir bilgisini ve becerisini ilerleterek hayâlî mahlası ile eserler vermeye başladı.

on dört yaşında şöhrete kavuşan hayâlî, defterdar iskender çelebi'nin dikkatini çekti. daha sonra pargalı ibrahim paşa'ya takdim edildi ve kanuni sultan süleyman'ın nedimleri arasına girdi.

sultanın en önemli şairlerinden biri haline gelen hayâlî, seferlerde orduya eşlik etti. bu süreçte (1522) rodos kuşatmasına ve 1534'teki bağdat fethine katıldığı düşünülür. bağdat'ın fethi esnasında hayâlî'nin büyük şair fuzûlî ile tanışmış olduğu söylentileri de mevcuttur.

şiir kabiliyeti yüzünden kendisine melik-üş-şuarâ (“şairlerin sultanı”), diyâr-ı rûm'un sultân-ı şuarâsı (“rûm topraklarının şairlerinin sultanı) ve hayâlî-i meşhûr (“meşhur hayâlî”) gibi unvanlar verilmiştir. sadrazam ibrahim paşa ve padişah kanuni sultan süleyman'ın gözündeki konumu kendisine pek çok düşman da kazandırmıştır ve sık sık hiciv ve alaylara maruz kalmıştır.

şairin talihi, iki büyük hamisi iskender çelebi ve pargalı ibrahim paşa'nın idam edilmesinden sonra döndü. 1536'da sadrazamlığa getirilen rüstem paşa edebiyata önem vermiyordu. istanbul yaşamı güçleşen şair, kendisini emniyette hissetmediği çin padişahtan kendisini bir sancakbeyi olarak görevlendirilmeyi talep etti.

edirne sancakbeyliğine atanan hayâlî böylece adının sonuna bey ünvanı da almıştır.divan edebiyatının bu önemli ismi, 1557 yılında edirne'de vefat etmiştir. mezarı edirnede uzunkaldırım caddesi üzerinde iki lüleli çeşme (şair hayali çeşmesi) nin yanındadır.

uzun zaman bekâr olarak yaşayan hayâlî'nin evlendiği ve iki çocuk sahibi olduğu bilinir. oğlu ömer bey de şair olup halep defterdarlığı yağmıştır.

niyazı-i mısri

bigcoder
bahr içinde katreyim bahr oldu hayran bana
ferş içinde zerreyim arş oldu seyran bana

dost göründü çun ayan kalmadı bir şey nihan
tufan olursa cihan bir katre tufan bana

surette ne'm var benim sirettedir madenim
kopsa kıyamet bugün gelmez perişan bana

kaf-ı dil ankasıyım sırrın aşinasıyım
endişelen hasıyım ad oldu insan bana

niyazi'nin dilinden yunus'durur söyleyen
herkese çun can gerek yunus durur can bana

niyâzî-i mısrî

niyazı-i mısri

bigcoder
asıl adı mehmet olup, 12 rebiülevvel 1027 / 8 şubat 1618'de malatya'nın şimdiki adı soğanlı köyü olan işpozi kasabasında dünyaya gelmiştir. babası, yöresinin önde gelenlerinden nakşbendiyye tarikatı mensubu soğancızâde ali çelebi'dir. niyâzî ve mısrî ise mahlaslarıdır. mısrî mahlası tahsilini mısır'da yaptığından dolayıdır. çeşitli medreselerde eğitim görmüş ve farklı yerlerde tasavvuf bilgisini geliştirmiştir. 1655 yılında halveti şeyhi sinan-ı ümmi'den hilafet alarak irşada mezun kılınmış[1], memleketin pek çok yerinde vaazlar vererek halkı irşad etmeye çalışmıştır. şöhreti her yana yayılan niyazî mısrî, ordunun maneviyâtını yükseltmek için sultan ıv. mehmet tarafından lehistan seferine götürülür. hakkında ileri sürülen iftiralardan sonra limni adasına sürülür ve burada onbeş yıl çileli bir hayat yaşar. ölümünden bir yıl kadar önce affedilir ve bursa'ya döner. fakat bursa kadısı'nın şikayeti üzerine tekrar limni'ye gönderilir ve burada vefat eder. osmanlı sultanı tarafından sürgüne gönderildiği limni adasında 1693 (h.1105) senesinde bir çarşamba günü kuşluk vakti vefat etmiş olup türbesi de aynı adada ziyaretgahtır. türkçe ve arapça manzum ve mensur on ciltten fazla eseri bulunmaktadır. aruz ölçüsü ile yazdığı şiirlerinde genellikle nesimî ve fuzulî'nin, heceyle yazdığı şiirlerinde ise yunus emre'nin etkisinde kaldığı görülür. divanı'nın yanı sıra, “risaletü't-tevhid, şerh-i esma-i hüsnâ, sûre-i yusuf tefsiri, şerh-i nutk-ı yunus emre, risale-i eşrât-ı saat, tahir-nâme, fatihâ tefsiri, sûre-i nûr tefsiri” eserlerinden bazılarıdır.
38 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol