armour

önemli olan günün son entrysini yakalayabilmektir der hep büyüklerimiz. şöyle ki; günün son entrysi gibi çok gerekli bir başlığın sol framede en kısa süre kalan bir başlık oluşu daha bir memnuniyet verir çevreye.

sözlük çalışanlarının, canlı yayın seyircileri ve televizyon başındaki seyirciler olarak ikiye ayrılacağı bu bir hoş makina zirvesi gecesinde birilerinin sözlükte nöbetçi kalması gerektiğini farkettim bir anda ve hemen bu boşluğu doldurmak adına kendimi gönüllü sözlük nöbetçisi seçtim. siz bana bakmayın. eğlenin. ben başımın çaresine bakarım. ne demiştim ben;
"ne de olsa sevgi fedakarlık ister"

saçma bir önermedir.sevgilinin rondosu yenmez de başka kimin rondosu yenilir ki?
ama baktın onun da canı çekiyor, sorulur "yermisin" diye. "yerim" derse rondo ikiye ayrılır kremalı kısmı lüpletilip boş bisküvisi de sevgiliyle paylaşılır. en fazla yapılacak budur.

eğer ki şu sözlük benim doğum günümü hatırlamasın, onun doğumgününde de ararsam n’olıyım.

benim necla ve serap diye iki samimi arkadaşım vardı. necla, serab’ın arkadaşı keremle sevgili oldu. sonra necla ve kerem anlaşamadı ve ayrıldılar. necla ve serap birbirlerine kalmaya gittiklerinde birlikte yatarlar hep.

sus.. hiçbir şey söyleme..
bazı anların büyüsünü bozar ya kelimeler,
ezik çelimsiz kalır ne desen. adlandırmak insana yönünü şaşırtır.
ve daha bir çok neden susmak için...
susup sadece yaşamak için... yaşanılan an, en değerli anınsa eğer
gerek yok konuşmaya.
gizemin içtenliğinde dağılıyor.. içtenliğin ayrı bir sır..
suskunluğun bana çok şey anlatır..
beni bana susarken, seni susarım sana.susarız...
ve susmak için varolan nedenlerimizi sayarız.içimizden..
hüzünsüz bir yağmur avuçlarımızda.. ıslatmaz hayran kalırız.
her damla düşeceği yeri bilir nasılsa, sorgulamayız.

bir anda anlamadan dahil edildiğim, duygu yüklüyken kendimi içinde bulup dağıldığım, fazla kalamadan terkettiğim zirvemiymiş neymiş.

28 kasım 2004’de kurulmuş olan bu siteden şu ana kadar 58722 çocuk kardeşini bulmuş ve 397 çocuk hala bekliyormuş. verdiğimiz saçmasapan linklerden çok daha önemli bir site bu. bir çocuğun, ona göre kocaman bize göre ufacık bir hayalinin gerçekleşmesi sözkonusu çünkü. hala haberdar değilseniz buyrun lütfen;

http://www.kardesinisec.com/index.php

birleşmiş milletler’in uygulamaya başlattiği güzel bir hareket var; bm’in açlik sitesine girin;



http://www.thehungersite.com



ve orada göreceğiniz sari bir düğme (give free food) üzerine tiklayin, bunu yaptiğiniz zaman dünyanin herhangi bir yerinde aç bir insan yiyecek yardimi aliyor.
yiyeceğin parasi, logolarini görmeniz karşiliğinda reklam yapan sponsorlar tarafindan ödeniyor. tüm yapacağiniz bu siteye girmek ve yiyecek bağişla düğmesine tiklamak(açılan sayfanin en alt ortasindaki sari tuş). günde sadece bir kere bağişta bulunabiliyorsunuz.

iş ve işçi bulma kurumu’nun kapısında yazmaması gereken yazıdır.

"houston butonunu kullanamıyorum, bana mesaj atmayın, atsanız da okumayacağım, okusam da cevap vermeyeceğim, vermek istesem de houston ehliyetim yok houston butonunu kullanamıyorum. lakin yazarım."
şeklinde bir mesaj vermek istediğini düşündüğüm yazar.evet.

bazı bireylerin sudokuyu telaffuz etme şekli bu. gerçekten böyle sananlar da var.

(bkz: sözlükle aşk yaşayan yazarları kıskanmak)

kendisi de izin verirse eğer bagrıma basmak istedigim yazar kişisidir.

telefonda, evde, sokakta, iş yerinde, markette, lunaparkta, tek ayak üstünde vs. hiç farketmez; ağlatılmadıkça ağlamazlar. her ne kadar tuhaf yaratıklar olsalarda durup dururken, kendi kendilerine ağlama gibi bir özellikleri yoktur.

akıl ve fikrin gökten yağdığını zanneden kişinin söylemidir.

1. zurnanın son deliği
2. ayakkabı çekeceginin tutaç kısmı
3. baklava dilimli mandal sepeti

sendeki değişimi takip edemiyorum ben artık.
(bkz: ya oldugun gibi gorun ya da gorundugun gibi ol)

yazma engelli yazar.

- houston we have a problem
+ ....
- houstoon
+ .....
- houssstoooooonnn!
+ we have a le vela kuvvete illa billahil aliyyil aziiiiimmm..