farklı bir versiyonu "efendiler yesin seni"dir.
bir olayı yapmadan önce bir daha düşünmeye sebebiyet verebilecek bir söz öbeği. sonunda özür dileyebileceğin işe baştan, hiç başlamamaktır aslında manası. zira madem özür olacak sonucunda neden yaptın. ne değiştiye gelir iş.
her yaptığı parça ile kendini dinletebilen sılanın harikalara imza atan güzel bir parçası.
boş olarak bırakılmamalıdır bence. zira anlam yüklemek iyidir kelimelere. evet.
efendi olmak manasına gelir.
zor olsa gerek. herkesin harcı bir durum değildir zira. kişi nefsine hakim olucak ki diline gem vurabilecek ki kırmıdan karşıyı yaşabilecek hayatını. birçok şey isticek ama yakışmaz ayıp olur deyip geri çekilmesini bilicek. laubali olmucak öyle herkesle yerde, her dakikada, her anda.
zor olsa gerek. saygı nedir bilmelidir insan. beğenmesede, sevmesede, hoşlanmasada, kendisine uymasada göstermelidir saygısını. acı bir gerçek olsa da sakin olmayı bilmelidir.
zor olsa gerek. saygı nedir bilmelidir insan. beğenmesede, sevmesede, hoşlanmasada, kendisine uymasada göstermelidir saygısını. acı bir gerçek olsa da sakin olmayı bilmelidir.
(bkz: efendi olmak)
(bkz: tuhaf)
hem ßekarım hem ßakarım, canım isterse harem ßile kurarım ;). susup dinlemek lazım. garip.
konuşurmuş gibi şarkı söyleyen bir adam. sanki sesi kırılacakmış gibi. bütün seslerden kendinizi arındırıp, çok yüksek ses verilmeden dinlenmeli kendisi. evet.
karamsar kalındımı kötüdür. zira kişi fikir sahibi olmalıdır ki güzel işler başarabilsin. her daim açık tutmalı beynini. doğru ya da yanlış olsun güvenmek kendine ve yapmak gerektirir. ikilemleri atabilmeli kenara birey.
içindekini hiçbir zaman öldürmemek.
geldi mi gitmesi zor olan şey. bu duruma sahip olan kişilere biraz alttan alınmalıdır. yatıştırılmalıdır ki sonradan canına okunabilsin.
en ufak bir şeyden dahi olsa üzülmek kötüdür. kişiyi gereksiz yere içine kapanmaya ve sevdiği yerden kaçırmaya sebebiyet verir. anlayış kayıp edilmemelidir ikili ilişkilerde ki üzülmesin bireyler.
(bkz: pistol)
kriz yüzünden işten çıkarılan bir akademisyen ile bir gazeteci yurt dışına çıkmışlar. bir süre yiyip-içip eğlenmişler.doğal olarak paraları çabucak tükenmiş. iş aramışlar ve bir çitlikte hayvan pisliklerini ahırdan kürekle kazıyıp çöp römorkuna atma işi bulmuşlar. bir süre çalışmışlar, başarılı olmuşlar, çiftlik kahyası da onları sevmiş ve hallerine acıyarak "size daha kolay bir iş vereceğim" diyerek onları yumurta paketleme işinde görevlendirmiş .
"bunların irilerini ve iyilerini bu taraftaki kutulara, küçük ve kötülerini bu taraftaki kutuya koyacaksınız" demiş.fakat bizimkiler çok yavaş çıkmışlar, "bu iyidir, değildir, küçüktür, büyüktür" tartışmaları ile işleri aksatmışlar. onları gözleyen kahya yanlarına gelmiş, "siz türkiyede ne iş yapıyordunuz? " diye sormuş. bizimkiler "gazeteci" ve "akademisyen" diye cevaplamışlar. kahya, "belli belli, sizin türk aydını olduğunuz belli" demiş."çok iyi bok atıyorsunuz ama iyi ve kötüyü ayırt etmeyi bir türlü beceremiyorsunuz! .."
"bunların irilerini ve iyilerini bu taraftaki kutulara, küçük ve kötülerini bu taraftaki kutuya koyacaksınız" demiş.fakat bizimkiler çok yavaş çıkmışlar, "bu iyidir, değildir, küçüktür, büyüktür" tartışmaları ile işleri aksatmışlar. onları gözleyen kahya yanlarına gelmiş, "siz türkiyede ne iş yapıyordunuz? " diye sormuş. bizimkiler "gazeteci" ve "akademisyen" diye cevaplamışlar. kahya, "belli belli, sizin türk aydını olduğunuz belli" demiş."çok iyi bok atıyorsunuz ama iyi ve kötüyü ayırt etmeyi bir türlü beceremiyorsunuz! .."
oynadıkça kendini oynattıran oyundur. zira bir kez sardınız mı bırakamıyorsunuz. kumar harbi kötü bir şeymiş. peh. evet.
(bkz: eucharist)
yazarları deşifre etme mekanı. evet.
(bkz: gel gel)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?