ahuramazda

kesinlikle kuaförde saçlarına dip boyası yapıldığı andır.deprem olsa dahi hiç bir kadın o vaziyette dükkanın dışına bir adım dahi atmaz.

kahvaltıda domates ve beyaz peynir.
kahvenin yanında sigara.
simitin yanında çay.
martısız vapur seyahati.

bilim insanlarının meyve suyu olarak tabir ettikleri mucizevi bitki yağı.evet zeytin bir meyvedir ve yağı da onun suyu olarak düşünülebilir.
yumuşacık bir cilde ve özellikle harikulade parlak saçlara sahip olmak için haftada bir kez maske halinde uygulamak kafidir.
fakat güneş altında kullanıp da ardından ileri derecede yanıkla dermatologa gitmemeniz için güneş yağı olarak kullanılması geyiğine inanmamanız tavsiyedir.

kaçmanı sağlayacak araba bir türlü kontak almaz ya da anahtar kontak deliğine girmez o arada da cama baaaaaaaam diye bir şey yapışır.

1895 yılında traş bıçağını icat eden firma.şu anda varlığını procter & gamble bünyesinde sürdürüyor.daha doğrusu artık bu firma tarih oldu.

be adam,be kadın gibi bir söylem olup,karşındaki "dev"e götün sıkıyorsa hitap etme biçimidir.
(bkz: bir işi de düzgün yap be dev!)
not:türkçede istisnai olarak bu söylem bitişik yazılır.

şimdi bunların french manikürlüsünü,kendinden ojelisini,üzeri desenlilerini falan çıkartmışlar.acil durumlar için çok kullanışlı olsa da,mükemmel görüntüsü ile psikolojik orgazm sağlasa da çıkarttıktan sonra gerçek tırnak üzerinde yapıştırıcısının bıraktığı hasarı ve izleri yok etmek bir ay kadar zaman alıyor.
en güzeli kısacık tırnaklara sürekli bakım yaptırıp,onlarla yaşayı öğrenmek galiba.

seksle ölünmüyor,hayat devam ediyor.günün saatine uygun her türlü aktivite devam ettirilir,nedir yani!

kadınlar için çok zor hadiselerden birisi.on adet tırnağın iki tanesi kökten çat diye gidiverir,mecbur kalırsın hepsini kesmeye.
neyse ki şimdi bir çok tırnak uzatan solüsyon,cila gibi ürünlerle kozmetik olarak deva bulunmuştur tırnak uzatamama derdine.

zevkler kısmına bir diyeceğim yok da,arkadaş niye renkleri tartışamıyoruz?
-hilmi bu duvarlar sarı olacak.
-yapma aysel,tiksinç yaniii.fıstık yeşili olsun bari.
-tartışma benimle hilmi,renkler tartışılmaz.
-bi alt dudak versene,düşünürüz.

ben renkleri tartışırım kardeşim,annemin açık kahverengi havluya ille ve inatla pembe demesini,babamın haki yeşil ceketime sıçan boku rengi demesini tartışırım.
(bkz: mazeretim var asabiyim ben)

kavuniçi rengine adını veren meyve ancak ne hikmetse,kavuniçi rengi bu gün hala portakal rengi ile eş tutulmaktadır.kesince iç kısmı portakal rengi olan kavuna hiç rastlamadım.
(bkz: zevkler ve renkler tartışılmaz)

ha bir de kavun değil ki koklayıp alasın diye bir deyim var amma velakin ben hiç bir kavunu koklayıp da doğru seçimi yapmış biri de değilim.bir el atın ey bilgiçler.

yaratığın gizlendiği ya da pusuya yattığı yerden,yaratığın gözleriyle,filmin kahramanları görünür,fonda yaratık tıslıyordur,hırlıyordur.kahramanlar yaratığın dibine kadar gelir gelir giderler,hiç biri farkında değildir tehlikenin.
(bkz: tehlikenin farkında mısınız)
ekran başındaki 60 yaş üzeri kadın seyirci ciyak ciyak bağırır kaç kız kaaaçççç aayyy bak dibine girdi yazzık gitti caanım kız...

şeffaf sütyen askısı ile birlikte kullanılmadığı sürece,en estetik,en hoş,en tarz iç çamaşırı odur.model ve renk çeşitliliği ile bir kadını vezir de edebilir rezil de.
ancak o iğrenç şeffaf askı ile birlikte kullanıldığı andan itibaren,ezik,aşağılık,saklanması gereken,utanç verici bir iç çamaşırı kılığına bürünür ki çevremdeki tüm sütyen severleri bu kötü alışkanlıklarından kurtarmayı başarmış bir kişi olarak iç çamaşırı tarihine adımı altın-hatta şeffaf- harflerle yazdıracak olmaktan gururluyum.
memelerin varsa sütyenin de vardır.sütyenin varsa,askısı da olacaktır,doğal bir oluşumdur,gizlemek yersizdir.şeffaf askı,sütyen taktığın gerçeğini yok etmez.
hay allah keşke şeffaf askı başlığına yazsa idim bunları...

korku içindeki kahramanın omuzuna aniden bir el dokunması ile kahramanın çığlık atarak arkasına dönmesi.oysa o omza dokunan el hep masum birine aittir.be hayvan,be geri zekalı,be tek hücreli terliksi...birisinin yanına gidip de bir şey söyleyeceğin varsa ne diye götünün dibine kadar gidip omzuna dokunursun,manyak mısın sen?gördüğün anda seslensene,heeey maryyy,tatlım,şarap bitmiş falan desene,allahın klişesi seni...

son oyundan kasıt,fikrimce,kerem deren ve pınar bulut’un aslında biz seyircilere oynadığı son oyundur.senaristler,muhtemelen bu son bölümün ironik ismi ile şu mesajı vermiş olabilirler:
yetti ulan iki sezon boyunca sizin için kafa patlattık,oyunlar,dolaplar,alavere dalavereler yazıp uğraştık.birimiz beyin kanaması bile geçirdi,dayıya yazdığımız replikler bile ayrı bir dizi senaryosu olurdu.


-----------------------------spoiler----------------------------:
şimdi artık biz havlu atttık.size de öyle bir final yazdık ki,bu güne kadar emek verdiğimiz tüm kafa patlatma seanslarımızı siz sevgili fanlarımıza devrediyoruz.varın siz düşünün ezel öldü mü ölmedi mi,artık siz kafa patlatın finalde kapıyı açan kimdi diye...
-----------------------------spoiler----------------------------


edit: spoiler uyarı levhası

(bkz: çayda çıra)

(bkz: kredi ve kart kelimelerinin ingilizce kökenli olması)

gittiğim her ortamda gözümü duvarlarda,sehpalarda,orda burda fırıldak gibi gezdirip düzeltilecek yamuk bir şey aramama neden olan takıntım.
hayır ben mecbur muyum milletin yamulmuş aynalarını,eğrilmiş tablolarını,bir ucu sarkmış örtülerini,üstüste dizil-eme-miş dergilerini,kitaplarını,masa üzerine gelişigüzel attıkları kalemleri,dosyaları falan düzeltmeye?üstüne üstlük bir de dünya hepten asimetrik olmuş arkadaş.toplu taşıma araçlarındaki koltuklardan tut,vapurun peşi sıra uçuşan martıların dizilişine kadar her şey üzerime üzerime geliyor.yaptıracağım kocaman bir bahçe makası,önüme gelen asimetrik objeyi budayacağım o olacak.hadi gel de tek omuzlu bir şey giy,hadi gel de marketten aldığın şeyler tek poşete sığabildiği için o tek poşetle eve kadar sinir krizi geçirmeden yürü.yumurta alsam,altışar altışar iki poşete koyduruyorum ki iki elimde de poşet olsun.
simetri hastalığı söz öbeği bile simetrik değil,biri yedi biri dokuz harfli.hastalığın tanımı bile dalga geçiyor bizimle peeehh...

güney amerikalı futbolcu ismine sahip,içtikten otuz dakika sonra,ne için içtiğinizi unutturan yeni nesil morfin.o kadar çabuk etki eder ki,yarım saat önce pert halde yatakta inleyen bedeninizi bir boğa kadar canlı ve enerjik biçimde ayağa kaldırır.mideniz sorunlu değilse,aç karnına bile alabilirsiniz.ancak mide sorunları olanlar için ciddi kanama tehlikesi oluşturabilir,aile hekimimizin söylemine göre.

pazarcıların patlıcan patlasın kocan sloganıyla sattıkları sebze.parlak ve elleyince yumuşak olanları tercih edilmelidir.közlenmesinden sonra kendisiyle yapılabilecek yemeklerin sayısı çok fazladır.dolma hariç her türlü versiyonunda,sarımsak ile uyumu müthiştir.