yasmin levy

0 /
mad
efsanedir. staj raporu hazırlarken dahi dinlenir bu ses. istersen kırmızı ışıktan yeşil ışığa geçiş esnasında arkanda çalınan korna eşliğinde dinle. veyahut ne bileyim parkta otururken falan. hoş oluyor.
lost kidy
yasmin levy dinlemek için sözleri anlamaya gerek yoktur. zaten o sesiyle, o tarzıyla ne derse desin ağlatabilir insanı. gariptir aslında. hem en derin huzuru, hem en derin acıyı hem de insanın kendine bile itiraf etmeklerinden kaçtıklarının kekremsi tadını verir insana. insanın içinde hiç bilmediği o dildeki şarkıyı bağırarak söylemek gelebilir ya da yutkunarak gözyaşlarının arkasında sessiz burun çekişlerle dinlemek isteyebilir.yasmin leyv vazgeçilmesi neredeyse imkansız bir bağımlılıktır.
hepimizhiciz
küçücük bir beden, kocaman bir ses... nasıl bir varlıktır bu kadın. nasıl bir dünyadan hediye edilmiştir. dinlerken şaşıp kalır insan uzaklara dalarken.
elma sekeriiii
naci en alamo $arkısıyla dagıtır insanı, uzun süredir aptal insanların saçma sapan bir e$egin anırmasından farksız olan $arkılarından bıkmı$ olan bu bünyeye çok çoook iyi gelmi$tir.

açın da bir bakın ses, $arkı söylemek nasıl olurmu$.


anam nasıl bir ses yarabbim...
nekropsi
yasmin’in sesini bir duyan bir daha asla unutamaz denmiş resmi internet sitesinde… doğru söze ne hacet!

kimdir peki yasmin levy?

23 aralık 1975’te "şehri mukaddes" kudüs’te doğan yasmin levy, kökleri 15. yüzyıla kadar giden judeo-ispanyol kültürü ve ladino müziği ile sefardik araştırmalarda bir öncü olarak tanımlanan babası yitzhak levy sayesinde henüz çocukluğunda tanıştı.

müzik kariyerine flamenko söyleyerek başlayan sanatçı, ladino dili ve kültürünün yok olması tehlikesi karşısında kendisini bir sorumluluk beklediğini fark ettikten sonra sefarad şarkılarına yöneldi ve repertuarının kaynağını babasının çalışmaları oluşturdu.

levy, özü ve oluşumu bakımından evrensel değerler taşıyan ancak belli bir cemaate hapsolmuş ladino müziğini ortadoğu’daki diğer kültürlerin müzikleri ile harmanlayarak, ele aldığı müziği ve dolayısıyla kültürü küçük bir kaynaktan alıp daha geniş denizlere yöneltme imkanı buldu. sanatçı anılan "füzyon"u israil, ispanya, türkiye, paraguay ve iran’dan müzisyenlerle çalışarak elde etti. gitar, ud, perküsyon, darbuka, arp, kontrbas, klarnet, kanun, ney, zurna, zil gibi farklı kültürlerin enstrümanlarının tınılarını, sahip olduğu harika ses ve yorum kabiliyeti ile birleştirerek müziğine "artı değer" katmayı bildi. böylelikle hem sefarad kültürünün korunmasına katkıda bulundu hem de bu müziğin çok-kültürlü ve bu nedenle daha sağlam bir şekilde "insanlık kültürü"ne eklemlenmesini sağladı.

albümleri:

• 2004: romance & yasmin
• 2005: la judería
• 2006: live at the tower of david, jerusalem
• 2007: mano suave



ne diyelim. dağılarak dinliyoruz efendim.
angelus
hani böyle sabah kalkarsınız da ağzının içerisinde bir kuruluk, sevimsiz bir tat vardır ya, gider dişinizi fırçalar, yüzünüzü yıkar kendinize gelirsiniz. rahatlarsınız. bi duş alırsınız sonra, ılık ılık. dışarıya çıkarsınız akabinde, dışarda leziz bir hava vardır, kuşlar felan cıvıldar, güneş teninizde dolaşır, anlamsız bir huzur kaplar benliğinizi. bi tane simit alırsınız, bi bakmışsınız boğazdasınız. simitleri parça parça martılara atarken hayatın ne tuhaf olduğunu ve vapurları düşünürsünüz, aynı anda dudaklarınızdan gayri ihtiyarı bir ohş nidası yükselir gökyüzüne doğru. bu nidanın ta kendisidir bu hatun. evet.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol