efendim, bunlar genellikle arkadaşlar arasında yapılır ve arkadaş hatrına katlanılır. şöyle birşeydir örneğin:
üç beş arkadaş hoş bir meyhanede kafaları çekerler. sonra aralarında iyice dibi bulmuş, sızmış olanını alıp istanbulun diğer ucunda bir ıssız dağ başı bir yere bırakırlar. cebindeki cep telefonu, cüzdan ve bilimum işe yarar araç gereci de beraberlerinde götürür, adamcağızı afedersiniz sik gibi gece vakti ortada bırakırlar. abimiz uyanıp da eve nasıl gittiği hakkında sonraları bir daha konuşmamıştır.
aradan geçen bir hayli zamandan sonra yine aynı tayfa aynı meyhanede içerler. geçen gecenin mağduru olan abimiz dikkatlidir bu sefer. ve elebaşı olduğunu tahmin ettiği arkadaşına damardan girip duble üstüne duble yuvarlatır. eleman iyice sızınca da diğer elemanlara o arkadaşı eve bırakacağını söyleyip ayrılırlar ortamdan. abimiz gider hareme, bir adıyaman otobüsü bulur, bizim sızmış arkadaşı koltuğa oturtur, yine cebinde ne var ne yok son kuruşuna kadar da alır ve muavine de sıkı sıkı tembih eder:
-bak birader, bu arkadaş taa adıyamanda inecek. babası vefat etti, henüz haberi yok. sakın ha, erken uyanıp da inecem falan derse indirmeyin, cenaze namazına yetişecek.
işin bok tarafı şudur ki sızmış olan arkadaşın ertesi gün tek ders sınavı vardır. eleman yolun orta yerlerinde uyanır ama nafile, incem der, indirmezler, kavga dövüş adıyamana kadar gelirler.
sonra nasıl para buldu, nasıl istanbula geldi bu konuda da kimse net bir bilgi sahibi değildir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?