yaran diyaloglar

ilk duyduğumda inandığım fakat sonra başka bir ildeki birinden daha duyunca anonim olduğuna inandığım bir diyalog... kızına telefonla otobüs bileti ayırtan baba ile aynı bileti farklı bi kişiye daha satan seyahat acentesi görevlisi arasında geçen yüzyüze konuşmaları içeriyor.

+ kardeşim ben sana gelip alacağım demedim mi bileti!!
- beyfendi yanlış anlaşılma olmuş. yerimiz yok malesef.
+ nasıl yerin yok ya! kızım bugün bu otobüsle gitmek zorunda!
- yapacak bir şey yok.
+ hostes koltuğunda gitsin bari!
- malesef orayı da sattık.
+ yarın kızın sınavı var lan. bu kızı sike sike götürecen ben anlamam!!

balık tezgahındaki müşteri ve tezgahtar diyalogu

müşteri : balıklar taze mi???
tezgahtar : taze ne demek annecim daha canlı bunlar
müşteri : iyi de yavrum bende canlıyım ama taze değilim

- şşş...aloo! bi’ yorgunluk kahvesi yap lan bana!
+ üçü bir arada var ondan yapayım mı? yorgunluk, öküzlük, ayılık üçü bi’ arada...
- bunun da kafasına vurdukça mizah duygusu gelişiyo...

örümcek: ulan hani seviştikten sonra erkeğini yiyorlardı, buyur aslan gibiyim!... hatta bana süper sevişiyorsun dedi!

örümcek 2: yemiş işte...



edit: karadul, heh!

ev arkadaşımın hikayesidir.yani alıntıdır.
harıl harıl "dünyayı değiştiren 5 denklem" kitabını aradığımız günlerdi.ev arkadaşım kitabevine girdi ve...
x:sizde dünyayı değiştiren 5 denklem var mı?
y:o yok ta o denklemler 4 tane değil miydi?
x:?!?!?
y:topama çıkarma çarp...
x:tamam abi tamam biz başka yere bakalım...

*beni aldatıyosun. bana bunu nasıl yapabildin haa?!
#mehmet kocacım açıklayabilirim!
*sen sus! sana sormadım!!
#erörerör

adam trene binmiş gidiyordur. kız aşağıdan seslenir:

kız: seni bekleyeceğim...
adam: ben de seni bekleyeceğim...
kız: ben gelmeyeceğim ki?!
adam: ben de dönmem heralde
kız:aaa... iyi, siktir git o zaman!
adam: orospu!
istasyon görevlisi: haydaa...

e:üşüdüysen adidas montumu vereyim?
k:ay çok iyi olur ya biraz üşüdüm versene montunu.
e:montumu diil adidas montumu.
k:ay tamam anladık!!
e:adidas bu adidas g*tünü satsan alamazsın!

ilk çağda yaşayan 2 farenin arasında geçen diyalog:

fare: son kalan erkeğin şeyine meteor gelmiş!
farecik: oha! dinazor çağının sonuna bak! anlatsan inanmazlar...

telefonun bir ucunda nys bir diger ucunda independence vardir ki bu dakikadan sonra nys nicki n olarak independence nicki ise independence olarak adlandirilacaktir. neden oyle deme, oyle. yazan bensem diledigimi diledigim $ekilde kisaltir uzatirim.

independence: naber napiosun.
n: iyiyim, spordayim. az once kalktim ya ak$ama kadar uyumu$um.
independence: olur oyle, ben de 07:30 da yattim.
n: naaptin ki o saate kadar?
independence: o gun soylemi$tim ya the lord of the rings serisine merak saldim, onlari izliyorum.
n: nasil film peki?
independence: aa sen de mi izlemedin. 3 film totalde 12 saat suruyor ama gecirdigin bir dakikaya dahi acimazsin.
n: yok izlemedim ben de. eve gidince bakarim bir, olmazsa internetten izlerim.

film hakkindaki konu$mamiz yakla$ik 15 dakika suruyor. ardindan sohbet bitiyor ve telefonu kapatmak uzereyken;

independence: filmi izlemeyi unutma.
n: ya neydi filmin ismi, balik hafizam var benim biliosun.
independence: the lord of the rings. ya iyice aklinda yer etmesi icin sen yüzüklerin efendisi olarak hatirla.
n: aa sen o filmden mi bahsediosun?
independence: evet?
n: ben onu izledim ki. ya sen daha yeni mi izliyorsun?
independence: kapat telefonu kapat allah belani versin kapat!

arkada$ 20 dakika film hakkinda konu$uldu, meger dugum filmin turkce ismini soyledigimiz zaman cozuluyormu$.

aşağıdaki muhabbet yaşandığı sırada kesinlikle alkol sınırı aşılmamıştır.
muhabbette +-*/ kişileri sözlükteki bilgiçleri, t harfi de taksiciyi belirtmektedir.

+: eheueueu
-: yıh yıh yıh
*: aaahhhhhhaaaah
/: puhahahahah
t: nihahahah
t: abla küllük vereyim mi
+: abi ruj bu
sessizlik
t: ????? eheueheuh nihahah

abla küllük vereyim mi sorusuna verilen abi ruj bu cevabı nedir abi biri anlatsın bana. ben 1 haftadır beynimde hala yaşarım bu diyaloğu.

facebook uzerinden bir arkada$imla konu$uyorum. tarih 29 ekim 2012, gunlerden pazar.

arkada$im: cumhuriyet bayramin kutlu olsun.
ben: senin de cumhuriyet bayramin kutlu olsun.
arkada$im: neyim?

not: arkada$im bulgaristan’li.

bazen de sevgiliyle yaşanan diyaloglardır.

sevgili : hayatım, nat geo wild açar mısın?
ben : kaçıncı kanaldaydı?
sevgili : 395
ben : vayy ezbere de biliyorsun hee...
sevgili : bilmem mi bebeğim, ben hep bu kanalı izliyorum.
ben : ama hayatım 395’de fashion tv var, ne diyim şimdi ben sana...
sevgili : hadi ya, digitürk kanal numarasını değiştirmiş yeaa...

ardından kahkaha ve şakalaşmalarla devam anlar...

eşref saatime gelmese kafa yaran diyalog olacaktı. okulda bir cafede tesadüf karşılaştığım arkadaşla aramdaki;

+çok kötüyüm kızım yaaaa(surat yerlerde)
-ne olduuuuuu!!!??( bok var ya kahramanlık yapıcam)
+bu üç dönem her dersimi aa getirmezsem ortalamam 4.00 olmuyor ne yapıcam bilmiyorum:(
- hhhebebehhh (hava boşluğu, uzaklara dalmak, kendi ortalamamı düşünmek bile istememek)

az sonra da yazacağım üzere bazen pek de yarmayan diyaloglardır. çünkü şu başlık beni buraya yönlendirdi:(bkz: enteresan diyaloglar)

kampüs içi bedavaya çalışan şehiriçi halk otobüsüne doluştuk yine. 3 kapılı otobüsün ilk kapısında kendime yer bulabildim. görebildiğim tek şey şoför amcanın yüzüydü. kapı açık, sağ omzum kapıya dayalı, otobüs tabiri caizse paket.
az ileride otobüs yavaşladı, binen olamayacağı için arkalardan birileri indi.
otobüs hareket edecekken yanımdaki eleman şoföre:
-"abi, dur, kapı tam kapanmadı galiba." dedi, arkalara bakarak.
şoför amcamız, olayı savuşturmak ve biraz da otobüs son model olduğundan inanacağımızı düşünüp güler yüzle ve kendinden emin bir şekilde:
-"bu otobüslerde kapı kapanmazsa araç hareket etmez." dedi.
herkes şaşkın ve bu sisteme hayret ederken, bende milisaniyede bir şimşek çaktı ve şoför amcaya yapıştırdım:
-"abi, ben 10 dakikadır bu kapıya dayanarak açık bir şekilde gidiyorum, onu ne yapacağız?" dedim.
o esnada otobüsteki öğrencilerin yanakları gülmemek için uğraşmaktan şişmişti. bütün herkes o anda bakışlarını benden şoförün üzerine çevirdi. şoför bana bakıp usulca gülümseyerek yoluna devam etti.


ölüm gibi bir şeydi, ama kimse ölmedi. bu ne biçim üsluptu lan?

tekrar söyleyeyim, yarmayacak. yalnızca ilginç olduğu için burada paylaşıyorum. (bkz: enteresan diyaloglar)

kursta haftalardır yan yana oturduğum abinin yanına teneffüste biri geldi, sohbete başladılar, ben de aynı sırada oturduğum için haliyle kulak misafiri oldum.
bizim abi laf arasında "bir gencin siber güçlerle ilgili yazdığı bir kitaba da önsöz yazdım geçen." dedi.
"abi" dedim "sen ne iş yapıyordun?" hafif sırıttı, sohbet ettiği adama "beni soruyor bak?" dedi. öbürü de sırıttı.
sohbet ettiği adam yanımızdan gidince, bizim abi telefonunu çıkardı ve google'ın arama çubuğuna adını soyadını yazdı ve peşine çıkan sözcük: "mit"
haftalardır yan yana oturduğumuz adam mitçi çıktı, iyi mi?
oooo abi, dedim saygılar... "emekliyim, emekliyim." dedi.
peşine google'da adamı arattım; haber sitelerinde videoları, röportajları falan çıktı.

bizim de ufkumuz fakir tabi. geçen gün adamın elinde ziraat bankası'ndan eşantiyon bir tükenmez kalem görünce:
"abi, ziraat'te bankacı mısın?" demiştim.
yine gülmüştü.

ben: 125
çalışan:ç
kuzenim:k

geçenlerde iş yerini kapattıktan sonra bir çalışanımızı atletle görme şerefine nail oldum. ilk etapta kazağın üzerine atlet giyindi sandım.(şaka değil) sonra bir baktım adam kıl yumağıymış.

ertesi gün bir sohbet arasında;
125: ya sende de iyi kıl varmış ha.o ne amk?
ç: abi bizim bütün sülale böyle;babam,amcam,kardeşim...
125: ha genetik o zaman sizde.
ç: evet.

bir kaç gün sonra kuzenimle otururken bizim ç gelir.

ç: abla sen ne iş yapıyordun ya?
k: genetik mühendisiyim.
ç: haa kıl yani.

der ve arkasını dönüp gider.

ben kahkaha krizinden çıktıktan sonra kuzenime olayı anlatırım sonra onunla kahkaha krizinin ikinci turuna çıkarız.

sözlük adamdaki bağlantıya bakar mısın? kıllı olmak genetikse genetik mühendisliği de kıldır diyip işin içinden çıkmış.

(bkz: başka ülkede nefes alamam)

ailemizin yeni üyesi kedim hakkında kuzenimle konuşurken;

+ adı ne?
- fiona
+ anaaaa shreekteki fionami?
- shameless daki fiona.
+ !?

bugün 15 mayısta evlenecek olan arkadaşım ve nişanlısıyla oturuyoruz. arkadaşım bana nişana gitmediğim için laf sokmak istedi;
arkadaşım: 15 mayısta da işin çıkmaz gelirsin artık.
nişanlısı: nereye gideceksiniz?

gerisi kavga dövüş.

Kahve alırken,

-üçüncü köprünün siftahını yapayım diyorum ne dersin(kendimi intihar edecem diyor)
-ama yeri sapa, birinciye git hic olmazsa dikkat çekersin^^

Sen bana sabah sabah komiklik mi yaparsin kahveci kardes? Hic cekemem.