yenimelek

şöyle bir etkidir efendim;

bahçelievlerde oturan biri olarak haftanın 3-4 günü istanbulun diğer bir ucundaki anadolu hisarına gitmek için, trafiği de göz önünde bulundurarak dersin başlamasına 2 saat kala evden çıkmak.

kimi zaman da üniversitenin yerleşim yerine etkisi olarak karşımıza çıkabilecek kavramlar topluluğudur.

(bkz: eskişehir)

türkiye’yi kenan doğulu’nun temsil edeceği yarışmadır.

-senden çok hoşlanıyorum ama sevgili olarak tercih edilmeyecek kızlardansın..
-vermiyorum ondan olabilir mi?

nahoş değil mayhoş bir tattır.

(bkz: mayhoş)

macuncu, arzuhalci, fırıldak satıcısı, el süpürgecisi, siyah önlükler, esansçı, horoz şeker, takla atan hokkabaz satıcısı, kaymaklı silivri yoğurtçusu vs vs...

17 ağustos 1999 marmara depremi’ni hissetmeyen bir bünye olaraktan bu deprem bende kısa süreli şok etkisi bile yaratmamıştır.ayrıca merkez üssü balıkesir olarak bildirilmiştir.herkese geçmiş olsundur.

bu olay kafama takıldığından beri yemedim içmedim her fırsatta nezle insanları gözlemledim.otobüste, sokakta, okulda her daim nezle insan aramaya başladım.ve şu sonucu vardım ki insanlar istisnasız,burunlarını sildikleri anda çıkan sıvıyı görmek için ellerindeki mendil ve ya peçeteye bakıyolar.türklere özgü bi alışkanlık mı bilemem ama onu da en yakın zamanda sizlerle paylaşıcam efendim.

takva filminde erkan can’ın canlandırdığı muharrem karakterinin kullandığı, iyilik ve kötülük arasında kalan, kendi halinde bir insanken piyasa mekanizmasına esir düşmüş bir adamın haykırış cümlesi.

hayatımda ilk defa bugün gidip gördüğüm, beni dumurdan dumura sürüklemiş, aşmış üniversitedir.boğaz manzarası, tarihi binaları, düzen ve tertibi ile bana kendi okulumu bırakma kararını verdirmiştir, hayırlısı olsundur.

(bkz: marmara üniversitesi anadolu hisarı kampüsü)

yeni bir ekşi sözlük klonu daha.henüz sözlüğümsü, çakma sözlük gibi olumsuz ithamları hak etmeyen birçok sözlükten biridir.içinde bulunduğumuz oluşumdan daha iyi bir sözlük olmayabilir; fakat şu an yazar olarak bulunduğum sözlüğe 377 bin küsür entry, gökten zembille inmemiş, belirli bir süre zarfında meydana gelmiştir.ekşi sözlükte, bilgi sözlük başlığının altındaki entry leri okuduktan sonra başka sözlükler hakkında bildiklerimizi yazmak daha tutarlı ve adaletli bir paylaşım olur sanırım.

"içine girdiğin küçük kaygan deliği yeni ve büyük bir dünya mı sandın?" gibi, kimsenin cesaret edemeyeceği bir cümleyi şarkısında kullanmış gerçek bir rockerdır.bu sözleri yazmış ya, müziği bırakabilir artık, daha fazla bir şey bekleyemem ben ondan.

cevabı hayır ise ayrılma sebebi olabilecek cümle.

karşılıklı çağrışımlarda bulunma eylemi.

-gülecek bir şey varsa anlat da biz de gülelim.

güzel bir film ya da değil tartışılır; fakat cesur bir film olduğu su götürmez.türk sinema tarihindeki dini filmlere baktığımızda hep aynı senaryoyla karşılarız ve hatta o filmler gülünç bile bulunabilir.takva hem senaryosu hem de kurgusuyla farklı bir film olmuş.din gibi, sınırları kesin çizgilerle belirlenmemiş bir konu ancak bu kadar iyi işlenebilirdi.iyilik ve kötülük arasındaki ince çizgi ancak bu kadar güzel yansıtılabilirdi.özer kızıltan’ı sadece camii ve ibadet sahnelerindeki çekim seçimlerinde kötü oldum.replikas’ın yaptığı en iyi film müzikleri de bu filmde karşımıza çıkmıştır.türk sinemasının tam da gelişmekte olduğu bu zamanlarda gidilip görülmesi gereken bir filmdir efendim.

(bkz: fuck buddy)

arkadaşın başına gelmiştir,sallıyo mu sallamıyo mu günahı onun boynuna...

bir taraftan elinde kitaplarla hoş bir bayan,diğer taraftan ise kendi halinde bir genç geliyordur ve hayat bu ki birbirlerine çarparlar.tahmin edeceğiniz üzere kızın kitapları yere düşer,genç adam da yere düşen kitapları almak için kıza yardım etmeye başlar ve diyalog şu şekilde gerçekleşir;

genç-özür dilerim
kız-önemli değil
genç-gerçekten çok özür dilerim..
kız-çarpışmış olabiliriz ve kitaplarım yere düşmüş olabilir..ama şu anda sana aşık olamam, aşık olucak havada değilim kusura bakma olur mu?
genç-salaksın biliyo musun?

hakkındaki bilgilerin güncellenmesi gereken bir lisedir.kendim 2004 çıkışlı biri olarak pek de yeni sayılmam ama yine de söyleyecek birkaç lakırdım olabilir.beden eğitimi dersleri benim zamanımda da gerçekten çok aptalcaydı.sadık ve kenan adında iki erkek hocası,müge adlı da bir bayan hoca vardı.son aldığım bilgilere göre sadık okuldan kovulmuş,kenan ise başka bir okulda görev yapmaktaymış.bu okulun bir de nazmiye hocası vardı ki aman diyim.uzun süredir aynı okulda olduğu için dersine girdiği öğrenciler üniversiteden mezun olup onunla birlikte aynı okulda görev bile yapmışlardır.yunus ve osman adlarında iki müdür yardımcısını da unutmamak gerekir."gömleğini topla,yarın o saçlar kesilecek yoksa ben keserim,o spor ayakkabıyı ayağında görmeyeyim bi daha" gibi klişeleşmiş öğretmen triplerini sık sık duyabileceğiniz tiplerdi bunlar da.peki hiç mi iyi tarafı yoktu okulumuzun?.vardı elbet.tarihçi necla hoşhan,coğrafyacı nazan safa,fizikçi ahmet tuğbaş bu okulun başına gelmiş en iyi şeylerden birkaçı.ama soracak olursanız özlüyo musun? diye..cevabım nettir..hayır.

kendisiyle ilgili yorumları yakından takip ediyormuş.özellikle ekşi sözlükte hakkında yazılanları.belki ününün diğer sözlüklere de sıçradığını falan düşünüp de burayı da takip ediyorsa kısa ve öz bir şey söylemek istiyorum ona burdan.çünkü ne kadar fazla şey söylenirse söylensin bu adam rol yapmıyo kardeşim,bu adam oynamıyo.böyle bi yaşam formu,böyle defolu bi karakter işte;

-ajdar gerçekten çok kötü şarkı söylüyosun valla billa...