without a trace

nerede lan bu dutluk
amerikan dizilerindeki ucuz klişelere maalesef bu dizide de sıklıkla rastlanır. ajanlarımızın bilgi almak için gittiği herif/kadın ilk başlarda direnir, ık mık eder. lakin bir iki sorudan sonra köşeye sıkışan(ne çabuk da sıkışıyorlar amk) eleman "üfff hey tamam ..." gibi bir çözülme atraksiyonuyla anlatmaya başlar ve biz de ailecenek flashback neyim olur maziye döneriz.

sanırım bu gavur polislerinin çok iyi taktikleri var ki biz bilemiyoruz. lan iki kıytırk tehditle çözülür mü bir insan yav?! bizim memlekette sille tokat girişsen ağzından laf alamıyorsun, bunlar "bak adamım bize yardım etmezsen bilmem kaç yıl yersin, arabana uyuşturucu koyarız" gibi abuk şantajlar karşısında hemen "aman abi daşşağunu yiyem" moduna giriyorlar. yeter abi biz bıktık bu klişelerden artık. tamam herif itiraf edecek sonunda ama hiç olmazsa bi kaç tokat atın ne bileyim anasına küfredin en azından. çocuk olsa yemez bu blöfleri...

not: bu klişeler sadece diziler için değil birçok hollywood filmi için de geçerlidir. bu başlık denk geldi ondan buraya kustum yoksa bu diziyle özel bir ilişkim yok. şu an tekrarını izlemem dışında.
p t n
fbi’nin new york’ta konuslu bir kayıp insan birimini anlatır. zaman zaman csi spinleriyle ozellikle csi:ny’la kesisir. muthis surukleyici temposuyla suc karsiti dizilerde fbi ajanı merkezlilerden akla ilk gelenlerendir.
fortuna albani
farkli kurgusuyla jerry bruckheimer’in diger dizilerinden ayrilan (csi), basrollerini anthony la paglia, poppy montgomery, eric close, enrique murciano, marienne jean-baptiste tarafindan paylasilan, hank steinberg tarafindan yaratilan guzel bir dizi..

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol