william shakespeare 1564-1616 , biyografisi
en büyük oyun yazarlarından biri olarak değerlendirilen ingiliz şair william shakespeare, yarattığı karakterlerde insan doğasının en değişmez özelliklerini benzersiz bir şiir diliyle yansıtması dolayısıyla, yaşadığı yüzyıldan bu yana her çağda ve her ülkede en sık sahnelenen oyunlar yazarıdır. warwickshireda stratford-upon-avonda doğan shakespearein bunca ününe karşın, yaşamına ilişkin bilgiler çok azdır.
babası ticaretle uğraşan bir işadamıydı. shakespeare büyük bir olasılıkla stratforddaki ortaokulda öğrenim gördü. 18 yaşındayken, kendisinden yaklaşık sekiz yaş büyük olan anne hathaway ile evlendi ve bu evlilikten önce bir kızı, sonra biri oğlan öbürü kız ikizler dünyaya geldi. bu sıralarda stratfordu terk eden shakespearein bundan sonra 1592ye kadarki yaşamına ilişkin bilgi yoktur. bu tarihte bir oyun yazarının yazdığı bir kitapçıkta shakespeare değinilmesi, hatta onun başkalarının oyunlarını çalmakla suçlaması dolayısıyla, shakespearein bu sırada bir tiyatro topluluğunda yazar ve oyuncu olarak çalıştığı bilinmektedir. yılda ortalama iki oyun yazan shakespeare kendi oyunlarında da küçük roller alıyordu. 1594e gelindiğinde chamberlain topluluğunun önde gelen bir oyuncusuydu. aynı yıl oyunları yayımlanmaya başladı. yazdığı oyunların başarısı üzerine kazancı gittikçe artan shakespearein kraliçe i. elizabeth döneminin sonlarında varlıklı bir yaşam sürdüğü, kendi oyuncu topluluğu için 1599da londrada yaptırılan globe tiyatrosunun hisselerinin bir bölümünü satın aldığı bilinmektedir. londrada birkaç yıl daha kalan shakespeare, daha sonra stratforda dönerek burada yaşamaya başladı ve büyük bir olasılıkla son oyunlarını da burada yazdı. shakespearein, bir bölümü soylu bir genci öven, bir bölümü de bir kadına duyduğu sevgiyi dile getiren soneleri son derece duyarlı ve zengin bir dille kaleme alınmış şiirlerdir.
shakespeare her biri birbirinden değişik komedi ve trajediler kaleme aldı. bir yaz gecesi rüyası adlı komedisinde, bazı kendi halinde kişilerin dükü eğlendirmek için bir oyun sahnelemeye kalktıktan sonra iki lafı bir araya getirememeleri shakespearein benzersiz güldürü yeteneğini ortaya koyar. trajedilerinde ise izleyicilerin tüylerini diken diken eden bir gerilim yaratabilmiştir. birçok başka yazar ince esprili komediler, romantik oyunlar, ürkütücü cinayet ve öç alma trajedileri, büyük öyküleri yazmakta ustaydı. ama hiçbiri bunların tümünde birden shakespeare kadar başarılı olamadı.
bu olağanüstü çeşitliliğin yanı sıra, izleyicilerin ve okuyucuların shakespearein oyunlarında en çok hayranlık duydukları şeylerden biri, onun yapıtlarındaki karakterlerin "kitap karakterleri" gibi gözükmemesiydi. tersine, bu karakterler bir oyunda değil de yaşamda karşılaşıldığında görünür görmez tanınacak kadar gerçek kişilerdir. aslında shakespearein kahramanlarından bazıları, o kahramanın yer aldığı oyunu görmeyen kişilerce bile bilinir. iriyarı, hoşsohbet, cana yakın bir adam olan, eğlenceyi ve şarabı seven sir john falstaff bunlardan biridir. yazarın henry iv adlı oyununun birinci ve ikinci bölümlerinde geçen prens halin arkadaşlarıdır. shakespeare henry vte falstaffın nasıl öldüğünü anlatan bir sahneye yer vermiş, ama kraliçe i. elizabethin bu karakteri başka bir oyunda gene görmek istemesi üzerine de windsorun şen kadınları adlı komedisinde falstaff yeniden ortaya çıkmıştır. shakespearein karakterleri arasında özellikle ünlü olanlardan biri de, tıpkı gerçek yaşamda olduğu gibi, hiçbir zaman tam olarak anlaşılamayan, her çağda yoruma açık bir kişiliği olan danimarka prensi hamlettir. acı çekmek ya da kendini öldürerek bu acıyı dindirmek arasında bocalayan hamletin ikilemini, shakespeare ünlü "olmak ya da olmamak! işte bütün sorun bu!" dizesiyle dile getirmiştir.
shakespearein hamlet, macbeth ve kral lear gibi trajedilerinde kahramanların asıl sorunu kendi kusurları ya da zayıflıklarıdır. bunlar çoğunlukla acımasızlık, hırs, kıskançlık, bencillik gibi hoş olmayan özelliklerdir. öte yandan shakespeare gene de öyle canlı karakterler yaratır, onların iç dünyasını ve acılarını öylesine sevecenlikle sergiler ki, izleyiciler onlara yakınlık duyar, başlarına gelenlere üzülür. shakespearein böyle canlı karakterler yaratması, oyunun öyküsü gerçek dışı bile olsa, kişilerin inandırıcı olduğu anlamına gelir. karakterlerin şiir diliyle konuşmaları bile onların inandırıcılığını zedelemez.
komediler
bir yaz gecesi rüyası bir büyü ve yanlışlıklar komedisidir. atina yakınlarındaki bir koruda yollarını şaşıran dört sevgili, periler kralı oberon ile kavgacı hizmetkârı puckın büyüsüne kapılırlar. kentten bir grup işçi de, gözden uzak bir yerde oyunlarını prova etmek için koruya gelir. onlar da perilere katılırlar ve ortaya bir sürü karışıklık ve komik durum çıkar. sonunda her şey düzelirse de, en komik sahne işçilerin dük theseusun düğün şöleninde oyunlarını oynadıkları sahnedir.
on ikinci gece de bir yanlışlıklar komedisidir. kadın kahraman violanın gemisi yabancı bir ülkenin açıklarında batar. erkek kılığına giren ve "cesario" adını alan viola, ülkenin yöneticisi dük orsinonun hizmetine girer. erkek kılığındayken düke aşık olur. orsinonun aşık olduğu zengin kontes olivia da "cesario"ya tutulunca durum karışır. gene en komik sahneler, neşeli sir tobby belch ve arkadaşlarının olivianın kendini beğenmiş ve süslü uşağı malvolioyu kandırmak için oyun oynadıkları sahnedir.
venedik taciri de bir komedi olmakla birlikte ciddi bölümler de içerir. oyundaki kötü adam yahudi tefeci shylocktur. borç aldığı parayı ödeyemeyen tüccar antoniodan, kendi vücudundan kesilecek yarım kilogram et ister. shylockun açgözlülükle bıçağını bilediği gerilimli bir duruşmadan sonra antonio kendisini savunan genç bir avukatın zekâsı sayesinde kurtulur.
trajediler
shakespearein tüm oyunları arasında en çok sahnelenen romeo ile juliet tir. italyanın verona kentinde yaşayan birbirlerine düşman ailelerin çocukları olan romeo ile julietin, aileleri arasındaki nefret yüzünden son bulan aşkları anlatılır.
hamlette, babası öldükten sonra annesiyle evlenen amcasının aslında babasının katili olduğunu öğrenen danimarka prensi hamlet derin bir acıya kapılarak öç almaya karar verirse de, bunu bir türlü gerçekleştiremez. oyun, yalnızca amcası claudiusun değil, kraliçe ve hamletin de öldükleri bir sahneyle biter.
kral lear shakespeare trajedilerinin en korkuncu, ama belki de en önemlisidir. gururlu ve bencil olan yaşlı kral lear, sadık ve sevgili kızı cordelianın kendisini ne kadar sevdiğini ablaları gibi abartmalı bir dille açıklamaması üzerine, öfkeye kapılarak onu sürgüne gönderir ve tüm servetini öbür kızları goneril ve regan arasında paylaştırır. oysa iltifat dolu sözlerine karşın bu iki kardeş zalim ve haindir. çok geçmeden lear onların gerçek yüzlerini görür. fırtınalı bir gecede sokağa atılan lear, cordeliaya yaptığı haksızlığın acısıyla çıldırmaya başlar. sonunda onu kurtarmak için geri dönen cordelia da düşmanları tarafından öldürülür. üzüntüden perişan olan kral kızının ölüsüne sarılarak son nefesini verir.
tarihsel oyunlar
shakespeare konuların ingiliz tarihindeki olaylardan alan birkaç oyun da yazdı. bunlardan ilki, rakiplerine ve düşmanlarına acımasız davranan kötü ruhlu ve kambur kral iii. rıchardı anlatan kral üçüncü rıchardın tragedyasıdır. kurbanları arasında londra kulesinde öldürülen iki genç prens de vardır. yaşamını yitirdiği bosworth field çarpışmasından bir gece önce prenslerin ve öteki kurbanlarının hayaletleri uykusunda richarda görünür.
tarihsel oyunlarından bazıları bir dizi oluşturur: the tragedy of king richard ii, henry ivün iki bölümü ile henry v. the tragedy of richard iı da güçsüz kral tahtından vazgeçerek tacını iv. henry adını alan henry bolingbrokea bırakır. öbür iki oyunda, yeni kralın yönetimi sırasında sorunlar ve ayaklanmalar baş gösterir; bu sırada kralın öz oğlu prens hal avare ve savurgan bir yaşam sürer. ama babasının ölümüyle tahta geçerek v. henry adını alan prens halin döneminde düzen yeniden kurulur. v. henrynin orduları fransada büyük zafer kazanır. henrynin fransız prensesiyle evlenmesi her iki ülkeye de barış getirir.
shakespearein, konularını eski yunan ve roma tarihinden alan oyunlarından en ünlüsü ise julius caesardır. bu oyunda dürüst ve erdemli bir kişiliği olan brutus, jül sezarın kendisini roma imparatoru ilan etmesini önlemek amacıyla, arkadaşlarıyla birlik olup çok sevdiği jül sezarı özgürlük adına öldürür. ama bunun cumhuriyetin yok olmasını önleyememesi üzerine de kendi canına kıyar.
"mutlu son"la biten oyunlar
shakespeare yaşamının sonlarına doğru kötülük ve acıyı içerdikleri için tam olarak birer komedi sayılmayan, ama ölümle değil de bağışlama ve mutlu sonla bittikleri için trajedi de sayılmayan birkaç oyun yazdı. bu oyunlardan biri olan kış masalında, leontes adlı bir kral hiçbir neden yokken karısı hermioneyi kıskanır, karısıyla tüm ilişkisini keser ve bebek yaşındaki perdita adlı kızının yabani hayvanlara yem olsun diye ıssız bir yere bırakılmasını emreder. perditayı bir çoban kurtarır ve büyütür. sonunda kız, babasına geri döner. kralın uzun yıllar boyunca pişmanlıkla andığı ve öldü diye yas tuttuğu hermione de geri döner, böylece sonunda geçmişin hataları bağışlanır.
fırtınada ise olay, düklüğü elinden alınan prosperonun yönetimindeki bir adada geçer. büyü gücüne sahip prospero, hava perisi arieli ve yarı insan yarı canavar calibanı yönetmektedir. yıllar önce hileyle düklüğü ele geçiren prosperonun kardeşi antonio, adanın yakınında bir deniz kazası geçirir. prospero büyü gücüyle kendisine haksızlık edenleri cezalandırır. ama daha sonra onları bağışlar ve kızı mirandanın antonionun oğlu prens ferdinand ile evlenmesine izin verir. oyun prosperonun büyülü değneğini kırması, büyü kitabını denize atması ve tüm grubun düşmanlıkları geride bırakıp büyüyle onarılmış gemiyle italyaya yelken açmasıyla sona erer.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?