(bkz: gulay koprulu)
veysel karani
rumda acemde aşık olduğum,
yemen illerinde veysel karani
hak peygamber sevdi ve dostum dedi
yemen illerinde veysel karani
anasından doğup dünyaya geldi
melekler altına kanadın serdi
resulün hırkasını tacını giydi
yemen illerinde veysel karani
erenler önünde kemer belinde
ak nurdan beni var o sağ elinde
veys sultan derler hak divanında
yemen illerinde veysel karani
sabsah namazını kılıp giderdi
gizlice rabbine niyaz ederdi
anın işi güçü deve güderdi
yemen illerinde veysel karani
bir deveyi bir akceye güderdi
onun da nısfını zekat ederdi
develer bileşince tevhid ederdi
yemen illerinde veysel karani
elinde asası hurma dalından
eyninde hırkası deve yününden
asla hata gelmez onun dilinden
yemen illerinde veysel karani
yastığı taş idi döşek postu
cennetlik eylemek ümmeti kastı
hakkın sevgilisi habibin dostu
yemen illerine veysel karani
anasından destur aldı durmadı,
kabe yollarını geçti boyladı
geldi o resulu evde bulmadı
yemen illerinde veysel karani
peygamber mescidden evine geldi
veysin nurunu kapıda gördü
sordu aişeye eve kim geldi
yemen ellerinde veysel karani
yunus eydürgelin biz de varalım
ayağın tozuna yüzler sürelim
hak nasip eylesin komşu olalım
yemen illerinde veysel karani.
yemen illerinde veysel karani
hak peygamber sevdi ve dostum dedi
yemen illerinde veysel karani
anasından doğup dünyaya geldi
melekler altına kanadın serdi
resulün hırkasını tacını giydi
yemen illerinde veysel karani
erenler önünde kemer belinde
ak nurdan beni var o sağ elinde
veys sultan derler hak divanında
yemen illerinde veysel karani
sabsah namazını kılıp giderdi
gizlice rabbine niyaz ederdi
anın işi güçü deve güderdi
yemen illerinde veysel karani
bir deveyi bir akceye güderdi
onun da nısfını zekat ederdi
develer bileşince tevhid ederdi
yemen illerinde veysel karani
elinde asası hurma dalından
eyninde hırkası deve yününden
asla hata gelmez onun dilinden
yemen illerinde veysel karani
yastığı taş idi döşek postu
cennetlik eylemek ümmeti kastı
hakkın sevgilisi habibin dostu
yemen illerine veysel karani
anasından destur aldı durmadı,
kabe yollarını geçti boyladı
geldi o resulu evde bulmadı
yemen illerinde veysel karani
peygamber mescidden evine geldi
veysin nurunu kapıda gördü
sordu aişeye eve kim geldi
yemen ellerinde veysel karani
yunus eydürgelin biz de varalım
ayağın tozuna yüzler sürelim
hak nasip eylesin komşu olalım
yemen illerinde veysel karani.
türbesi siirt’in baykan ilçesinde bulunur.her sene yerli ve yabancı binlerce ziyaretçinin akınına uğrar.
asıl ismi üveys. karani ise, yaşadığı yeri belirtir. karanlı üveys.
(bkz: uveys el karani)
halk dilinde veysel karani olarak anilan tasavvuf buyugunun asil adi uveys’dir. nitekim onun yolunda olanlara mensubiyet ifadesi bakimindan uveysi denir. veysel karani’nin menkibesi, hz. peygamber’i gormek icin yanip tutusmasi ve anne sevgisini timsallestirmesi bakimindan tarihi kimligini golgelenmis, onu bir efsane kahramani heline getirmistir.
guvenilir kaynaklara gore veysel karani yemenli’dir. babasinin adi amin’dir. veysel karani, hz. peygamber yasadigi sirada musluman olmus, fakat kendisini gorememistir.
bununla beraber hz. peygamber, onun ashab arasina katilanlarin hayirlisi oldugu ve pek cok kimseye sefaat edecegini bildirmistir. veysel karani’nin hayatinin en buyuk istegine kavusamamasi, yani hz. peygamber’i goremeyesinin sebebi, hasta ve yatalak annesinin yanindan ayrilamamasidir. bu durumu yunus emre su dortluguyle dile getirmistir:
anasindan destur aldi durmadi,
kabe yollarindan gozu irmadi,
eve geldi muhammed’i bulamadi,
yemen illerinde veysel karani.
adina yunus emre’nin de ilahiyi yazdigi veysel karani turk tasavvuf edebeiyetinda buyuk sevgi ve alaka gormus hakkinda menkibenameler, pek cok ilahi ve destan mahiyetinde hikayeler kalame alinmistir.
sufi kaynaklardan bir kismi veysel karani’nin hz. peygamberle gorustugunu ileri surerlerse de, diger kaynaklar ve rivayetler bunun aksini savunmuslardir. yukarida belirtildigi gibi, hasta annesini yalniz birakamadigi icin, medine’ye gidemeyen bu sufi icin hz. peygamber, hz. omer ve hz. ali’ye, onunla gorusmek imkaninin kendilerine nasip olacagini mujdelemistir. ayrica duasini almalarida bildirmistir. onlar da onu gorecekleri anin gelmesini dort gozle beklemeye koyulmuslardir. hz. omer’in halifeligidoneminin son yillarina dogru, onun yemen’den gelen bir haci kafilesi ile gelip mekke’de bulundugunu ogrendiler. hacilar veysel’i arafat yakinlarinda deve guttugunu haber verip, hakkinda alayli sozler soylerler. fakat, hz. peygamber’in onun icin soylediklerin, ogrenince bu tavirlarindan oturu nedamet duymuslardir. hz. peyber’in kendisi hakkinda soylediklerini naklettikleri gibi, hayir duasini da aldilar. kendisine hediye ve para vermek yolundaki tesebbusleri bosa gfitti. maddi hic bir sey kabul etmeyen veysel, hacilarla birlikte yine yemen’e donmustur.
daha sonra geri gelen veysel karani, hz. ali’nin halifeligi sirasinda medine’ye gitti ve haracilerin ortaya cikmalarina sebep olan siffin savasinda hz. ali’nin saflarinda savasci olarak bulundu. bir rivayete gore bu savasta sehit olmus, baska bir rivayete gore ise, yine hz. ali’nin hilefeti doneminde sam’da hadis ilmiyle mesgul bulundugu sirada vefat etmistir. rivayetlerden anlasildigina gore uveys cok fakir bir ailenin kucuk yasta yetim kalmis bir cocugudur ve son derece bagli bulundugu annesi ona analik, hem de babalik etmistir.
hz. peygameber’i hic gormedigi halde, inanmasi ve gonulden baglanmasi, peygamber tarafindan da mujdelenmesi, tasavvufta bir murside ulasmayip onun ruhaniyetinden feyz alanlara “uveysi” denmesine yol acmistir. yani gormedigi bir seyh tarafindan yetistirilen sufiye, “uveysi” bu yoldaki yetisme tarzina “uveysilik” denmektedir.
daha sonralari uveysilik dort zumre icin kullanilmistir:
a) hz. peygamber’in ruhaniyetinden feyz alanlar.
b) veysel karani’nin yolunda yetisenler.
c) herhangi buyuk seyhin ruhaniyetinden feyz alanlar.
d) hizir alyhusselam tarafindan irsad edilenler.
veysel karani halk tarafindan cok sevilmis ve bir cok iyi davranislar ona baglanarak misal haline getirilmistir. bu yuzden de kendisine fazlasiyla sahip cikildigindan islam ulekerinde, yunus emre icin oldugu gibi, pek cok yerde kabirleri bulunmktadir. bunlarin hepsi gercek kabir olmayip sevgi dolasiyla ayrilmis mekanlardir.
guvenilir kaynaklara gore veysel karani yemenli’dir. babasinin adi amin’dir. veysel karani, hz. peygamber yasadigi sirada musluman olmus, fakat kendisini gorememistir.
bununla beraber hz. peygamber, onun ashab arasina katilanlarin hayirlisi oldugu ve pek cok kimseye sefaat edecegini bildirmistir. veysel karani’nin hayatinin en buyuk istegine kavusamamasi, yani hz. peygamber’i goremeyesinin sebebi, hasta ve yatalak annesinin yanindan ayrilamamasidir. bu durumu yunus emre su dortluguyle dile getirmistir:
anasindan destur aldi durmadi,
kabe yollarindan gozu irmadi,
eve geldi muhammed’i bulamadi,
yemen illerinde veysel karani.
adina yunus emre’nin de ilahiyi yazdigi veysel karani turk tasavvuf edebeiyetinda buyuk sevgi ve alaka gormus hakkinda menkibenameler, pek cok ilahi ve destan mahiyetinde hikayeler kalame alinmistir.
sufi kaynaklardan bir kismi veysel karani’nin hz. peygamberle gorustugunu ileri surerlerse de, diger kaynaklar ve rivayetler bunun aksini savunmuslardir. yukarida belirtildigi gibi, hasta annesini yalniz birakamadigi icin, medine’ye gidemeyen bu sufi icin hz. peygamber, hz. omer ve hz. ali’ye, onunla gorusmek imkaninin kendilerine nasip olacagini mujdelemistir. ayrica duasini almalarida bildirmistir. onlar da onu gorecekleri anin gelmesini dort gozle beklemeye koyulmuslardir. hz. omer’in halifeligidoneminin son yillarina dogru, onun yemen’den gelen bir haci kafilesi ile gelip mekke’de bulundugunu ogrendiler. hacilar veysel’i arafat yakinlarinda deve guttugunu haber verip, hakkinda alayli sozler soylerler. fakat, hz. peygamber’in onun icin soylediklerin, ogrenince bu tavirlarindan oturu nedamet duymuslardir. hz. peyber’in kendisi hakkinda soylediklerini naklettikleri gibi, hayir duasini da aldilar. kendisine hediye ve para vermek yolundaki tesebbusleri bosa gfitti. maddi hic bir sey kabul etmeyen veysel, hacilarla birlikte yine yemen’e donmustur.
daha sonra geri gelen veysel karani, hz. ali’nin halifeligi sirasinda medine’ye gitti ve haracilerin ortaya cikmalarina sebep olan siffin savasinda hz. ali’nin saflarinda savasci olarak bulundu. bir rivayete gore bu savasta sehit olmus, baska bir rivayete gore ise, yine hz. ali’nin hilefeti doneminde sam’da hadis ilmiyle mesgul bulundugu sirada vefat etmistir. rivayetlerden anlasildigina gore uveys cok fakir bir ailenin kucuk yasta yetim kalmis bir cocugudur ve son derece bagli bulundugu annesi ona analik, hem de babalik etmistir.
hz. peygameber’i hic gormedigi halde, inanmasi ve gonulden baglanmasi, peygamber tarafindan da mujdelenmesi, tasavvufta bir murside ulasmayip onun ruhaniyetinden feyz alanlara “uveysi” denmesine yol acmistir. yani gormedigi bir seyh tarafindan yetistirilen sufiye, “uveysi” bu yoldaki yetisme tarzina “uveysilik” denmektedir.
daha sonralari uveysilik dort zumre icin kullanilmistir:
a) hz. peygamber’in ruhaniyetinden feyz alanlar.
b) veysel karani’nin yolunda yetisenler.
c) herhangi buyuk seyhin ruhaniyetinden feyz alanlar.
d) hizir alyhusselam tarafindan irsad edilenler.
veysel karani halk tarafindan cok sevilmis ve bir cok iyi davranislar ona baglanarak misal haline getirilmistir. bu yuzden de kendisine fazlasiyla sahip cikildigindan islam ulekerinde, yunus emre icin oldugu gibi, pek cok yerde kabirleri bulunmktadir. bunlarin hepsi gercek kabir olmayip sevgi dolasiyla ayrilmis mekanlardir.
veysel karani, islamiyetin dogus doneminde yemende dunyaya gelmis ve muslumanligi kabul ederek kendini zuhd hayatina adamis bir sahsiyettir. hz. muhammedin (s.a.) hayatinda muslumanligi kabul etmesine ragmen onunla gorusememis, ancak hz. omer devrinde medineye gelme imkanini bularak oradan da kendi zuhd anlayisini paylasan zahidlerin yasadigi kufeye gitmis ve yerlesmistir. yasadigi inziva hayati, kendisinin islam tasavvuf tarihinde sufilerin ileri gelen onculerinden biri, hatta birincisi olarak telakki edilmesine sebep olmustur.
elinizdeki eser ilk defa temel kaynaklara inerek veysel karaninin tarihi sahsiyetini ve islam-turk tasavvufundaki gercek yerini tesbit etmeye calismaktadir. kitabin ikinci bolumunde uveysilik uzerinde durulmustur.
elinizdeki eser ilk defa temel kaynaklara inerek veysel karaninin tarihi sahsiyetini ve islam-turk tasavvufundaki gercek yerini tesbit etmeye calismaktadir. kitabin ikinci bolumunde uveysilik uzerinde durulmustur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?