dinci değilim ama insanları ve olayları sadece siyah ve beyaz olarak değerlendirmek milli bir hastalığımız herhalde.hatası kusuru vardır mutlaka ama memleketi için sefalet içinde ölmeyi seçebilmiş vatanseverdir.
vahdettin
ikinci abdulhamid sonrasında resmi olarak bitmese de geleneksel anlamda bitmiş olan osmanlı imparatorluğu nun sultan reşat ile birlikte legal görünümlü illegal imparatorudur.
1918-1922 yılları arasında, osmanlı hanedanlığında son kez tahta çıkmış padişahtır kendisi. padişahlıktan çok devlet başkanlığı gibi sembolik bir görevde kalmış, vatanın organize olmasını destekleyip padişahlık mertebesine uymayacak davranışları olmuştur.
cumhuriyetle birlikte sürgüne gönderilen vahdettin’in 1 erkek 3 kız çocuğu var idi.
cumhuriyetle birlikte sürgüne gönderilen vahdettin’in 1 erkek 3 kız çocuğu var idi.
otuzaltinci ve son osmanli padisahi, yuzbirinci islam halifesi.
saltanati: 1918-1922
babasi:sultan abdulmecid han - annesi: gulistu kadin efendi
dogumu: 2 subat 1861 vefati: 16 mayis 1926
sultan abdulmecid han’in en kucuk ogludur. kucuk yasta anne ve babasini kaybettiginden, agabeyi ii. abdulhamid’in himayesinde yetisti. cok zeki olup fikih bilgisinde pek ileriydi. 4 temmuz 1918’de agabeyi sultan resad’in vefat ettigi gun padisah ve halife oldu. saltanata gectiginde i. dunya savasi’nin korkunc neticeleri alinmak uzereydi. nitekim 30 ekim 1918’de mondros mutarekesi imza edilerek, birinci dunya harbi maglubiyetimizle bitti. vahideddin han bu mutarekeye imza koyan delegeleri kabul etmedi. mutarekeden hemen sonra osmanli devleti’ni sebepsiz yere savasa sokan, milyonlarca vatan evladini cephelerde eriten talat, enver ve cemal pasalar yurt disina kactilar.
ittihatci liderlerin baskisindan kurtulan sultan vahideddin’in elinde ancak dusmanlara teslim edilmis bir milleti idare etmek kaldi. istanbul, 16 mart 1920’de itilaf devletleri tarafindan isgal edildi. yunanlilar izmir’e, italyanlar guney batiya, fransizlar da guney anadolu’ya girdiler. vahideddin han 11 mayis 1920’de dusmanlarin hazirladigi ve anadolu’nun isgalini ihtiva eden sevr antlasmasini butun baskilara ragmen imzalamadi. osmanli ordusu tamamen lagvedildi. medine muhafizi fahri pasa, on ikinci ordu kumandani ali ihsan pasa ve harbiye naziri mersinli cemal pasa gibi degerli kumandanlar malta’ya surulduler. padisah’in sahsini korumak icin yalniz yedi yuz kisilik maiyyet-i seniyye kitasi birakildi. sultan bu taburu, ayasofya etrafindaki sipere sokup camiye can takmak veya muze yapmak isteyenlere ates etmeleri emrini verdi.
isgal altindaki istanbul’dan vatanin kurtarilmayacagini anlayan vahideddin han, guvendigi kumandanlari anadolu’ya gondermek istedi. ancak bunlar; "dis dunyaya karsi harp edilmez. bu is olmaz." diyerek gitmeyi reddettiler. sultan’in kurtulusun anadolu’dan gerceklesecegine umidi tamdi. bir ara kendisi gitmeyi dusundu ise de, ingilizler "eger anadolu’ya gecersen istanbul’u rumlara isgal ettirir, tas ustunde tas birakmayiz." diyerek engellediler. bunun uzerine bir gun saraya cagirdigi mustafa kemal’i; "pasa pasa simdiye kadar devlete cok hizmet ettin. bunlari unutun. asil simdi yapacagin hizmet hepsinden muhim olabilir. devleti kurtarabilirsin!" sozlerinden sonra, buyuk yetkilerle anadolu’ya gonderdi. boylece istiklal mucadelesi baslamis oldu.
istiklal harbi zafer ile neticelendikten sonra turkiye buyuk millet meclisi hukumeti 1 kasim 1922’de hilafet ile saltanatin ayrildigini ve saltanatin kaldirildigini bir kanun ile ilan etti. vahideddin han’in adi hutbelerden kaldirildi. istanbul ve anadolu basininda aleyhinde yazilar cikmaya basladi.
17 kasim 1922 cuma gunu dolmabahce sarayi’ndan malaya harp gemisi tarafindan alinip malta adasina goturuldu. oradan melik huseyin’in daveti uzerine mekke’ye gitti. oradan da italya’daki sen remo sehrine giderek orada ikamet etti. vahideddin han, aci ve sikinti icinde gecen bir surgun hayatindan sonra, 16 mayis 1926’da italya’da vefat etti. cenazesi sam’a getirilerek sultan selim camii kabristanina defnedildi.
vahideddin han, cok akilli ve cabuk kavrayisli idi. arada sultan resad olmayip da, ii. abdulhamid han’dan sonra tahta ciksaydi, belki devletin basina boyle bir bela gelmezdi. cunku o, ittihat ve terakki hukumetinin hatalarini onleyip, felaketlerin onune gecebilecek kudret ve irade sahibi bir kimseydi. cok sevdigi vatanindan koparken yaninda sahsi ve pek cuzî mal varligindan baska bir sey goturmedigi, ulkesinden ayrilmasinin uzerinden henuz dort yil gecmeden vefatinda kasaba, bakkala ve firina olan borclarindan dolayi 15 gun tabutunun kaldirilmamis olmasindan da anlasilmaktadir.
vahideddin han’in vataninin ve milletinin ugradigi felaketler karsisinda neler dusundugu ve neler hissettigi kayitlara gecmis su hadiseden cikarilabilir. 1919 senesi ramazaninda bir sabah yildiz sarayi’nda yangin cikar. kisa zamanda buyuyen alevler, sultan’in geceleri kaldigi daireyi de sarar. o geceyi tesadufen cihannuma kosku’nde gecirmis olan vahideddin, yangini haber alinca, uzerine pardesusunu giyerek disari cikar. koskun onunde hic telas gostermeden yangini seyrederken cevrede aglayanlari gorunce gozleri yasararak; "benim vatanim ates icinde, onun yaninda bunun ne kiymeti var." demekten kendini alamaz.
saltanati: 1918-1922
babasi:sultan abdulmecid han - annesi: gulistu kadin efendi
dogumu: 2 subat 1861 vefati: 16 mayis 1926
sultan abdulmecid han’in en kucuk ogludur. kucuk yasta anne ve babasini kaybettiginden, agabeyi ii. abdulhamid’in himayesinde yetisti. cok zeki olup fikih bilgisinde pek ileriydi. 4 temmuz 1918’de agabeyi sultan resad’in vefat ettigi gun padisah ve halife oldu. saltanata gectiginde i. dunya savasi’nin korkunc neticeleri alinmak uzereydi. nitekim 30 ekim 1918’de mondros mutarekesi imza edilerek, birinci dunya harbi maglubiyetimizle bitti. vahideddin han bu mutarekeye imza koyan delegeleri kabul etmedi. mutarekeden hemen sonra osmanli devleti’ni sebepsiz yere savasa sokan, milyonlarca vatan evladini cephelerde eriten talat, enver ve cemal pasalar yurt disina kactilar.
ittihatci liderlerin baskisindan kurtulan sultan vahideddin’in elinde ancak dusmanlara teslim edilmis bir milleti idare etmek kaldi. istanbul, 16 mart 1920’de itilaf devletleri tarafindan isgal edildi. yunanlilar izmir’e, italyanlar guney batiya, fransizlar da guney anadolu’ya girdiler. vahideddin han 11 mayis 1920’de dusmanlarin hazirladigi ve anadolu’nun isgalini ihtiva eden sevr antlasmasini butun baskilara ragmen imzalamadi. osmanli ordusu tamamen lagvedildi. medine muhafizi fahri pasa, on ikinci ordu kumandani ali ihsan pasa ve harbiye naziri mersinli cemal pasa gibi degerli kumandanlar malta’ya surulduler. padisah’in sahsini korumak icin yalniz yedi yuz kisilik maiyyet-i seniyye kitasi birakildi. sultan bu taburu, ayasofya etrafindaki sipere sokup camiye can takmak veya muze yapmak isteyenlere ates etmeleri emrini verdi.
isgal altindaki istanbul’dan vatanin kurtarilmayacagini anlayan vahideddin han, guvendigi kumandanlari anadolu’ya gondermek istedi. ancak bunlar; "dis dunyaya karsi harp edilmez. bu is olmaz." diyerek gitmeyi reddettiler. sultan’in kurtulusun anadolu’dan gerceklesecegine umidi tamdi. bir ara kendisi gitmeyi dusundu ise de, ingilizler "eger anadolu’ya gecersen istanbul’u rumlara isgal ettirir, tas ustunde tas birakmayiz." diyerek engellediler. bunun uzerine bir gun saraya cagirdigi mustafa kemal’i; "pasa pasa simdiye kadar devlete cok hizmet ettin. bunlari unutun. asil simdi yapacagin hizmet hepsinden muhim olabilir. devleti kurtarabilirsin!" sozlerinden sonra, buyuk yetkilerle anadolu’ya gonderdi. boylece istiklal mucadelesi baslamis oldu.
istiklal harbi zafer ile neticelendikten sonra turkiye buyuk millet meclisi hukumeti 1 kasim 1922’de hilafet ile saltanatin ayrildigini ve saltanatin kaldirildigini bir kanun ile ilan etti. vahideddin han’in adi hutbelerden kaldirildi. istanbul ve anadolu basininda aleyhinde yazilar cikmaya basladi.
17 kasim 1922 cuma gunu dolmabahce sarayi’ndan malaya harp gemisi tarafindan alinip malta adasina goturuldu. oradan melik huseyin’in daveti uzerine mekke’ye gitti. oradan da italya’daki sen remo sehrine giderek orada ikamet etti. vahideddin han, aci ve sikinti icinde gecen bir surgun hayatindan sonra, 16 mayis 1926’da italya’da vefat etti. cenazesi sam’a getirilerek sultan selim camii kabristanina defnedildi.
vahideddin han, cok akilli ve cabuk kavrayisli idi. arada sultan resad olmayip da, ii. abdulhamid han’dan sonra tahta ciksaydi, belki devletin basina boyle bir bela gelmezdi. cunku o, ittihat ve terakki hukumetinin hatalarini onleyip, felaketlerin onune gecebilecek kudret ve irade sahibi bir kimseydi. cok sevdigi vatanindan koparken yaninda sahsi ve pek cuzî mal varligindan baska bir sey goturmedigi, ulkesinden ayrilmasinin uzerinden henuz dort yil gecmeden vefatinda kasaba, bakkala ve firina olan borclarindan dolayi 15 gun tabutunun kaldirilmamis olmasindan da anlasilmaktadir.
vahideddin han’in vataninin ve milletinin ugradigi felaketler karsisinda neler dusundugu ve neler hissettigi kayitlara gecmis su hadiseden cikarilabilir. 1919 senesi ramazaninda bir sabah yildiz sarayi’nda yangin cikar. kisa zamanda buyuyen alevler, sultan’in geceleri kaldigi daireyi de sarar. o geceyi tesadufen cihannuma kosku’nde gecirmis olan vahideddin, yangini haber alinca, uzerine pardesusunu giyerek disari cikar. koskun onunde hic telas gostermeden yangini seyrederken cevrede aglayanlari gorunce gozleri yasararak; "benim vatanim ates icinde, onun yaninda bunun ne kiymeti var." demekten kendini alamaz.
cesedi bakkal borçları yüzünden pariste rehin tutulmuş olan son osmanlı padişahı.
hain olduguna bir turlu inanmadigim padisah.
demirel’e sormuslar vahdettin hain midir?
demirel:
—vahdettin hain degildir.
—vahdettin hain olsaydi ataturk samsuna cikamazdi.
—itiraf ediyorum gerçek hain... evet, gercek hain be...çocuklar bunu bilmeyecek ne var. gerçek hain brutus’tur.
demirel’e sormuslar vahdettin hain midir?
demirel:
—vahdettin hain degildir.
—vahdettin hain olsaydi ataturk samsuna cikamazdi.
—itiraf ediyorum gerçek hain... evet, gercek hain be...çocuklar bunu bilmeyecek ne var. gerçek hain brutus’tur.
atatürk samsuna çıkarken atatürke 25.000 osmanlı lirası verilmesini sağlayan milli mücadeleye köstek değil destek olan kendi vatanında yaşamasına izin verilmeyen birçok tarihi eseri yanına alıp satabilir bu parayla avrupada rahat bir yaşam sürebilecek durumdayken birkaç özel eşyası dışında hiçbir şey almayan sefalet içinde ölen padişah .
padisah olacak kadar sansli ve bir o kadar bahtsiz son padisah.
sansi, köklü bir ailenin mensubu olup, kendisinin bile az bir kismini görmüs oldugunu düsünmüs oldugum böyle büyük bir cografyayi yönetebilme imkanidir.
bahtsizligi ise cökmekte olan kara mizah misali bir ülkenin basina gecmektir.
kendisi hakkinda yapilan en büyük spekülasyon ise atatürk’e "git vatani kurtar efendi" diyerek para vermis oldugu iddiasidir.
efendim, pacalari tutusmus, yurttaki isyanlari gören bir padisahin kendi onuruyla cikip yönetmesi degil baskasini buna yetkilendirmesi ne kadar absürd bir durumdur. kaldi ki bu padisah, bu parayi vatani kurtarsin diye degil, isyanlari bastirsin diye mustafa kemal’e vermistir. vahdettin’in sahsen tanidigi, parlak bir sicile sahip bir mustafa kemal’in cevresindekilerin de telkiniyle bu konuda atanmasi ve yardim görmesi gayet normaldir.
ayni sacmaligi yine osmanli sarayindan hicbir sey götürmemesinde görmekteyizdir. takdir etmek gerekir ki vahdettin gemi batarken ilk sivisan modelinde bir insan olmasina ragmen bir gün tahta dönecegi ümidiyle yasamaktaydi. eger hazineleri yaninda tasimadiysa ya da tasiyamadiysa budur sebebi. yoksam isgalci güclere karsi yurdunu savunan kuvayi milliyecilere hos görünmek icin degildir.
evet, vahdettin han, hainliginin yaninda onursuzlugu da osmanli tarihine silik harflerle yazilmis kackin bir yöneticiydi sadece. korkak ve onursuz hain!
edit: vahdettin’in hainligin ve kacginliginin tersinin ispatlanmasi ümmetci bir toplum hayalinde olan siyasal islamcilar icin cok önemlidir. ne de olsa hersey bundan sonra samsun’da baslamisti.
sansi, köklü bir ailenin mensubu olup, kendisinin bile az bir kismini görmüs oldugunu düsünmüs oldugum böyle büyük bir cografyayi yönetebilme imkanidir.
bahtsizligi ise cökmekte olan kara mizah misali bir ülkenin basina gecmektir.
kendisi hakkinda yapilan en büyük spekülasyon ise atatürk’e "git vatani kurtar efendi" diyerek para vermis oldugu iddiasidir.
efendim, pacalari tutusmus, yurttaki isyanlari gören bir padisahin kendi onuruyla cikip yönetmesi degil baskasini buna yetkilendirmesi ne kadar absürd bir durumdur. kaldi ki bu padisah, bu parayi vatani kurtarsin diye degil, isyanlari bastirsin diye mustafa kemal’e vermistir. vahdettin’in sahsen tanidigi, parlak bir sicile sahip bir mustafa kemal’in cevresindekilerin de telkiniyle bu konuda atanmasi ve yardim görmesi gayet normaldir.
ayni sacmaligi yine osmanli sarayindan hicbir sey götürmemesinde görmekteyizdir. takdir etmek gerekir ki vahdettin gemi batarken ilk sivisan modelinde bir insan olmasina ragmen bir gün tahta dönecegi ümidiyle yasamaktaydi. eger hazineleri yaninda tasimadiysa ya da tasiyamadiysa budur sebebi. yoksam isgalci güclere karsi yurdunu savunan kuvayi milliyecilere hos görünmek icin degildir.
evet, vahdettin han, hainliginin yaninda onursuzlugu da osmanli tarihine silik harflerle yazilmis kackin bir yöneticiydi sadece. korkak ve onursuz hain!
edit: vahdettin’in hainligin ve kacginliginin tersinin ispatlanmasi ümmetci bir toplum hayalinde olan siyasal islamcilar icin cok önemlidir. ne de olsa hersey bundan sonra samsun’da baslamisti.
istanbulun resmen işgal edilmesinden sonra osmanlı devletinin hayat bulamayacağını anlamış ve kuvay i milliyeyi desteklemiştir mustafa kemalle dafalarca görüşmüş yıldız sarayındaki son görüşmede onu anadoluya gidip direnişi organize etmesi için görevlendirmiştir bandırma adlı vapuru bizzat hazırlatan da vahdettin hanın kendisidir osmanlı arşivlerine bakma zahmetine katlanılırsa eğer bu gerçeği görmek zor olmayacaktır.
nedense dinci tabir edilen güruhun pek bi sevdiği,kurtuluş savaşının mimarıymış gibi göstermeye çalıştığı zat’tır.yahu adam ölmüş gitmiş ne bu çaba hala anlayabilmiş değilim.amaç tabii ki ataturk’u değerinden düşürmek.yazıklar olsun.
bu tarihi kemiren farelere verilecek tek cevap ataturk’un nutuk’ta bu zat’tan defalarca "vatan haini","şahsiyetsiz" olarak söz etmiş olmasıdır.
ayrıca evet,ataturku samsuna bu zat göndermiştir. ama kuva-i milliyeyi başlatsın diye değil tam tersine samsun ve diğer karadeniz illerindeki türk halkın pontuscu rumlara karşı başlattıkları ayaklanmayı bastırsın ve karadeniz ordusunun elinde kalmış tüm silahların da ingilizlere teslimini sağlasın diye göndermiştir.ancak ataturk bunun tam tersini yapmış,halka destek vermiş,silahları da teslim etmemiştir.ve osmanlı ordusunun serefli uniformasını da bu gayri meşru(sultanın sözünün hilafına)harekete alet etmemek için istifası bir telgrafla sultan vahdettine göndermiştir.
işte tam da bu aşamada bu zat ataturk’u öldürmek için defalarca ferman yayımlamış ve suikastçi tutmuştur.bunlar neden anlatılmıyor?
bu tarihi kemiren farelere verilecek tek cevap ataturk’un nutuk’ta bu zat’tan defalarca "vatan haini","şahsiyetsiz" olarak söz etmiş olmasıdır.
ayrıca evet,ataturku samsuna bu zat göndermiştir. ama kuva-i milliyeyi başlatsın diye değil tam tersine samsun ve diğer karadeniz illerindeki türk halkın pontuscu rumlara karşı başlattıkları ayaklanmayı bastırsın ve karadeniz ordusunun elinde kalmış tüm silahların da ingilizlere teslimini sağlasın diye göndermiştir.ancak ataturk bunun tam tersini yapmış,halka destek vermiş,silahları da teslim etmemiştir.ve osmanlı ordusunun serefli uniformasını da bu gayri meşru(sultanın sözünün hilafına)harekete alet etmemek için istifası bir telgrafla sultan vahdettine göndermiştir.
işte tam da bu aşamada bu zat ataturk’u öldürmek için defalarca ferman yayımlamış ve suikastçi tutmuştur.bunlar neden anlatılmıyor?
hakkında "ölmüş gitmiş daha ne övüyonuz" diye düşünüp bir başka ölmüş gitmiş, artık övmemizin bir fayda getirmeyeceği insan olan atatürk’ü yüceltme çabası içine girenlerin haksızca eleştirdikleri osmanlı padişahı. vahdettin’in yeri ayrıdır, atatürk’ün yeri ayrıdır. birbirlerinin ikameleri de rakipleri de değildirler.
edit: kimse atatürk vatan haini dedi diye vatan haini olmaz. mantıklı gerekçelerinizin olsun elinizde. "niye vatan haini diyosunuz" diyorum "atatürk öyle demiş" diye cevap alıyorum. lan senin beynin yok mu?
edit: kimse atatürk vatan haini dedi diye vatan haini olmaz. mantıklı gerekçelerinizin olsun elinizde. "niye vatan haini diyosunuz" diyorum "atatürk öyle demiş" diye cevap alıyorum. lan senin beynin yok mu?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?