lise caglarinin vazgecilmez oyunu.birileri domalir,birileri de domalmislarin uzerine atlar.
uzun eşek
sirt ve bel hastaliklariyla sonuclanabilecek olan sadistce bir oyun..
bir arkada$iniz bu oyunu cok siklikla oynamak istiyorsa ve bu arkada$iniz erkekse biraz uzak durmakta fayda var.
her oynayis ta okul pantolonun yirtilmasi muhtemel oyun
sanilanin aksine yuksek bir taktik bilgisi ve ustun bir teknige sahip olunmasi gereken oyundan ote kucuk capli bir savas.
okulda bu oyun oynanirken dikkat edlimesi gereken tek husus vardir. kendi kilo grubunun disina cikmamak gereklidir. aksi takdirde (bkz: bel fitigi)
bizim koyun imami
alttan verir samani
ustten cikar dumani
catti patti
kac atti?
seklinde tekerlemesinin de zikredildigi oyun.
alttan verir samani
ustten cikar dumani
catti patti
kac atti?
seklinde tekerlemesinin de zikredildigi oyun.
liseden bana kalan tek ani fotograflari odami susler arkadasin matriks vari ucusu ruyalarima girer (sonu hastanede bitti)
-ben oraya girmem.
-ilk ben atliyim. valla cok uzun atlarim.
-olum en iriniz benim. ben son darbeyi vururum.
-abi yastik azdi.ben daha cok burada duramiycam.
seklinde diyaloglarin duyulabilecegi yari taktiksel oyun.
-ilk ben atliyim. valla cok uzun atlarim.
-olum en iriniz benim. ben son darbeyi vururum.
-abi yastik azdi.ben daha cok burada duramiycam.
seklinde diyaloglarin duyulabilecegi yari taktiksel oyun.
ergenlik çağındaki bir çok gencin kafalarını önündeki arkadaşının bacak arasına sokarak oynadığı yüksek konsantrasyonlu bir oyun. tabi bu konsantrasyon her an kafanızı soktuğunuz arkadaşınızın osurmasıyla bozulabilir.
alkollu ve kizli erkekli ortamlarda oynanirsa felaketle sonuclandigi cok kisa bir arastirma sonrasinda ogrenilmistir.
bel ağrısı demek
bel fıtığına yol açabilecek, ergen bir kaç insancığın ayin tadına soktukları oyun şeysi. duruş açısından oldukça dikkat çekici ve zararlı kötü bir şey yaaa... hiç yapmadım. pişman değilim bir daha olsa bir daha yapmam.
kim ne derse desin dünyanın gelmiş geçmiş en zevkli oyunudur.
okul bahçesinde oynarken bir müdür yardımcısının koşa koşa gelip, çevredekilerin aha simdi arıza yapacak dediği sırada, yastığın bacakları arasına kafasını soktuğu ve eliyle atlayın atlayın şareti yaptığı bir dolu liseli göz tarafından görülmüştür.
yaşı yoktur. yeterli oyuncu sayısı bulunduğunda her yerde oynanabilir.
okul bahçesinde oynarken bir müdür yardımcısının koşa koşa gelip, çevredekilerin aha simdi arıza yapacak dediği sırada, yastığın bacakları arasına kafasını soktuğu ve eliyle atlayın atlayın şareti yaptığı bir dolu liseli göz tarafından görülmüştür.
yaşı yoktur. yeterli oyuncu sayısı bulunduğunda her yerde oynanabilir.
tutk insanini daha kucuk ya$tan hammaliga ali$tirmak uzere planlanmi$ bir oyun.boylelikle ileride bu meslek grubu insanlar mesleklerini kolaylikla icra ederler.
çocukken halamların mahalleye çok giderdim.ben yaşlarda bir kuzenim olduğu için o mahallenin çocuklarıyla da oynar,kavga eder,az çok hasbihal ederdim.
yalnız bir bina vardı ki içindekiler dünyaya resmen uyuzluk yapsın diye getirilmişti.oldum olası sevmem çocuklarını göz hapsinde tutan ebeveynleri.çocuklar bir mızıkçı bir mızıkçı,hem uyuz hem yaygaracı,hem de sulugöz.en ufak şeyde eşek kadar babaları amcaları gelir müdahil olur olaya,gerek kulak çeker gerek azarlar..size insan diyenin ben..neyse.
biz bu aileye acaip diş biliyoruz.yeni yeni de boyumuz uzuyor,kollarımız güçleniyor,böyle bir havalardayız ki sorma.gelseler de bi oyunda şunların eline versek diye bekliyoruz.neyse geldiler,uzun eşek oynamayı telif ettiler.
bizdeki de bir hırs,ne deseler kabul ediyoruz.bunların takım belli zaten.sümüklü bi çocuk,uzun ince mal tipli başka bi çocuk,her bokta itiraz eden bitane daha,bir de bizile konuşan hafif çakal tipli çocuk.neyse biz kabul ettik oynamayı,taşa tükürüp yaş mı kuru mu yapıcaz,"yok" diyor çocuk."önce biz olucaz,yoksa oynamayız.." biz de "iyi bari" deyip duvara karşı kafa göte domaldık bekliyoruz atlasınlar diye.biri atladı,ikisi atladı,üçü derken hepsi tepmizde.."tek mi çift mi?" dediler.yuvardaki yastık olan eleman da hakem.meğer anlaşmış itoğlu itler.iki,üç..yok.bilemiyoruz.ben kıllandım bu işten,en sona geçtim.bunlar tekrar atladı,ben kalktım,elini görüyorum.benim halaoğlu bildi,yastık da beni görünce bişey demedi."bildiniz" dediler.ben de içten içe "şimdi sizin belinizi kırmayan evren’i siksinler.." diyorum.bunlar iner inmez eve doğru koşmasınlar mı gülerek?!!
biz de peşlerinden koştuk ama nafile.bu tiplerin en iyi yaptığı şey kaçmak.fena kaçıyorlar.eve girdiler zaten patırtıya şerefsiz babaları çıktı hemen cama."noluyor lan!" demeye kalmadı adam indi yapıştı kulaklarımıza.
içimden nasıl sayıyorum.."senin insanlığını sikeyim,o kulağımı tutan elini pittbullar yesin,el kadar çocuklarla uğraşıyosun senin kişiliğini eniştem siksin.." derken eniştem aklıma geldi.hem kandırıldık,hem babaları kulağımızı çekti.neden olayı büyütüp öc almayalım ki?..
eniştem de saolsun o kadar ağır başlı bir insan ki.gidip komşusuyla hoşbeş ettikten sonra gelip bize "tamam çocuklar uslu durun bundan sonra" demez mi...
aradan nerden baksan 15 yıl geçti içimde ukdedir bu olay.o çocuklardan birini şimdi görsem şimdi dövecem.ayrıca babası da şimdi gelsin çeksin kulağımı bakalım.uzanabilirse tabi.itoğlu itler.
yalnız bir bina vardı ki içindekiler dünyaya resmen uyuzluk yapsın diye getirilmişti.oldum olası sevmem çocuklarını göz hapsinde tutan ebeveynleri.çocuklar bir mızıkçı bir mızıkçı,hem uyuz hem yaygaracı,hem de sulugöz.en ufak şeyde eşek kadar babaları amcaları gelir müdahil olur olaya,gerek kulak çeker gerek azarlar..size insan diyenin ben..neyse.
biz bu aileye acaip diş biliyoruz.yeni yeni de boyumuz uzuyor,kollarımız güçleniyor,böyle bir havalardayız ki sorma.gelseler de bi oyunda şunların eline versek diye bekliyoruz.neyse geldiler,uzun eşek oynamayı telif ettiler.
bizdeki de bir hırs,ne deseler kabul ediyoruz.bunların takım belli zaten.sümüklü bi çocuk,uzun ince mal tipli başka bi çocuk,her bokta itiraz eden bitane daha,bir de bizile konuşan hafif çakal tipli çocuk.neyse biz kabul ettik oynamayı,taşa tükürüp yaş mı kuru mu yapıcaz,"yok" diyor çocuk."önce biz olucaz,yoksa oynamayız.." biz de "iyi bari" deyip duvara karşı kafa göte domaldık bekliyoruz atlasınlar diye.biri atladı,ikisi atladı,üçü derken hepsi tepmizde.."tek mi çift mi?" dediler.yuvardaki yastık olan eleman da hakem.meğer anlaşmış itoğlu itler.iki,üç..yok.bilemiyoruz.ben kıllandım bu işten,en sona geçtim.bunlar tekrar atladı,ben kalktım,elini görüyorum.benim halaoğlu bildi,yastık da beni görünce bişey demedi."bildiniz" dediler.ben de içten içe "şimdi sizin belinizi kırmayan evren’i siksinler.." diyorum.bunlar iner inmez eve doğru koşmasınlar mı gülerek?!!
biz de peşlerinden koştuk ama nafile.bu tiplerin en iyi yaptığı şey kaçmak.fena kaçıyorlar.eve girdiler zaten patırtıya şerefsiz babaları çıktı hemen cama."noluyor lan!" demeye kalmadı adam indi yapıştı kulaklarımıza.
içimden nasıl sayıyorum.."senin insanlığını sikeyim,o kulağımı tutan elini pittbullar yesin,el kadar çocuklarla uğraşıyosun senin kişiliğini eniştem siksin.." derken eniştem aklıma geldi.hem kandırıldık,hem babaları kulağımızı çekti.neden olayı büyütüp öc almayalım ki?..
eniştem de saolsun o kadar ağır başlı bir insan ki.gidip komşusuyla hoşbeş ettikten sonra gelip bize "tamam çocuklar uslu durun bundan sonra" demez mi...
aradan nerden baksan 15 yıl geçti içimde ukdedir bu olay.o çocuklardan birini şimdi görsem şimdi dövecem.ayrıca babası da şimdi gelsin çeksin kulağımı bakalım.uzanabilirse tabi.itoğlu itler.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?