uzak mümkünse bana uzak ol demek zorunda bırakan, sanıldığının aksine o kadar ağır ve gerekli olmayan filmdir kendisi. son üç dakikasında hala vurucu bir son ve şık bir bitiş bekliyordum. ama ne oldu? entel ve yalnızlığıyla, tek kişilik koltuğu ve pornolarıyla hoş bir hayat yaşayan sakallı abimiz, yusuf´un gidişi üzerine yaktı bir samsun. e iyi de, bana ne?
istanbul görüntüleri, bendeki kar hasreti ve benzeri şıklıklar dışında bütün film "eeh!" nidası içinde geçti.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?