asıl olması gereken başlık buydu ama limite takıldı.
türk lejyonerlerin dünya arenasındaki başarılarından duyulan anlamsız haz.
türk lejyonerlerin dünya arenasındaki başarılarından duyulan anlamsız haz
tuncay iki gol attı, hedo takımı yine göğüsledi, okur’un 30 sayısı galibiyeti getirmedi, tugaysız blackburn yine mağlup, gibilerinden haberlerin yoğunluğu beni rahatsız etmeye başladı. neden rahatsız olduğumu ve yine de her gün ‘nba.com a tık edip bakim de bizimkiler bugün ne yapmış’ deme hissine kapıldığımı bilmiyorum.
diyeceksiniz ki, onların yurtdışında başarılı olması, milli takımda başarılı olması demek. kendi takımını mutlu ederse, bizim takımı da mutlu eder dolayısıyla bizde mutlu oluruz. bu sebep bence fazla inandırıcı değil kaldi ki udinese de oynayan gökhan inler isviçre milli takımında oynuyor, ondan banane. hedo, memo her zaman milli takımda oynamıyor bile yada tugay potansiyel emekli futbolcu.
dünya liglerini takip etmek için bir bahane desem oda değil. onlar, o liglere gitmeden önce de ligleri bilip, yorum yapıyorduk.
milliyetçilik hiç demeyeceğim bile.
önceden benim tuttuğum takımda oynuyordu, onun başarısı, benim camiamın da başarısıdır aynı zamanda desem o da değil. fenerden hiç hazzetmeme rağmen tuncay’ı severim maçlarını da severek izlerim.
lejyoner sevgisini bize gazetelerin aşıladığını sanmıyorum ama gerçek şu. bu haberler takip ediliyor ki bu kadar yoğun yapılıyor.
bu arada hedo 35 sayı atmış.
(bkz: celiskili ifadeler bunlar)
türk lejyonerlerin basarısı
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?