tori amos

(bkz: y kant tori read)

great expectations filminin müziklerinde seslendirdiği parçaları ne de güzeldir öyle.

beni sürekli üzüp üzüp mutlu eden,gerçek hayatta tanışamadığım,rüyalarıma ziyarete gelen,tanışsam mutluluktan ağlatacak kadındır.güzeldir ve gerçek kadındır.

(bkz: the power of orange knickers)

hayran olduğum ve kanında velalık taşıyıp taşımadığını merak ettiğim perimsi insan.
konuşurken de çok etkileyicidir kendisi.

(bkz: big wheel)

lovesong şarkısını orjinalinden bile güzel yorumlamış insana umut ve aşk aşılayan, melankolik sesiyle insan nasıl yapıyorsa hayat aşıladığını düşündüğüm enteresan sesli şarkıcı...hastasıyız....

(bkz: smells like teen spirit)

dün masstival 2007’de izleme ve dinleme şansı bulduğum ve açıkcası sıkıldığım müzisyen hatun..konserden sıkılan tek kişi de ben olmasam gerek ki, konserin ortalarına doğru insanlar parkorman’ın ormanlık yerlerine doğru süzülmeye başladılar..tamam dinlenesi bir sesi ve güzel şarkıları var ama kesinlikle çoşturan ve dinleyeni peşinden sürükleyen bir tarza sahip değil.bir süre sonra hep aynı şarkıyı dinliyormuşsunuz hissi uyandırıyor..inanamadım(ık).şoktayım(yız)..

ablası mary ellen amos bu üstün zat hakkında şöyle bir açıklama yapmıştır: ’o müzik için yaratılmış.. 2,5 yaşında piyano çalmayı öğrendi ve 5 yaşındayken 1 kere duyduğu şarkıyı piyanoda çalabiliyordu.’
zaten onun bu yeteneğini gören peabody enstitusu yetkilileri ona burs verme kararı almıştır. 11 yaşına kadar her şey yolunda gitmiş olmasına rağmen 11 yaşındayken verilen besteleri çalmak yerine the doors ve john lennon’ın şarkılarını çalması enstitu yetkililerini kızdırmış ve enstitüden atılmış.

son albümü american doll posse’u ve onunla beraber tori ve kadınlarını pek beğenmiş olduğum güzel ve yaratıcı kadın. albümdeki ilk klip big wheel’daki oyuncak bebek hareketleri ayrıca enfes olmuştur ki kadınlarından en çok clyde ve pip’i beğenmişimdir efendim.

(bkz: smokey joe)
(bkz: dark side of the sun)
(bkz: posse bonus)
(bkz: velvet revolution)
(bkz: beauty of speed)
(bkz: almost rosey)
(bkz: roosterspur bridge)
(bkz: code red)
(bkz: programmable soda)
(bkz: father s son)
(bkz: devils and gods)
(bkz: secret spell)
(bkz: girl disappearing)
(bkz: teenage hustling)
(bkz: fat slut)
(bkz: mr bad man)
(bkz: you can bring your dog)
(bkz: digital ghost)
(bkz: bouncing off clouds )
(bkz: yo george)

özellikle love song cover’ı on numara olan yetenek.

keyfinden ya da ingilizce kelimeleri telaffuz etmeyi bilmediğinden değil tarzından ya da öyle söylemek istediğinden dolayı öyle söyleyen insan. dinlemek istemeyen dinlemeyebilir ama bok atmak en kolayı tabi. insan üstü coverlar da yapabilmektedir, süper de piano çalar. beğenmeyen de dinlemez. bok atmak en kolayıdır. metal müzik dinleyenlerin cümlesi satanisttir, ya da türkü dinleyip halay çekenlerin yedi ceddini sallandırmak gerekir demek de en kolayı. zor olan her müzik zevkine saygı duymak sanırım. çünkü bu beekeeper’ı milyonlarca insan dinliyorsa tüm dünya üzerinde, bir bildikleri olmalı elbet.

gerçek adı myra ellen amos’tur.

şarkı söylerken orgazm olduğunu tahmin ettiğim kişi.

everyday bile diyemeyen çarpık kişi.

(bkz: crucify)
(bkz: wrapped around your finger)

deği$ik söylemlere sahip hatun ki$idir..
misal;

everyday : veveryday
years : yiırj

$eklinde..ha hastasıyım ben $ahsen bizzat kendim,o ayrı..

bugüne kadar yaptığı her şeyi mükemmel olan ab-ı hayat.