her çocuğun hayal kırıklığı kelimesinin anlamını öğrendiği andır.
thank you mario but princess is in another castle
çocukluğumuzda, bize hırsı öğreten; "$u prensesi bi bulursam zikicem; onun için yaptıklarımı bi görse" $eklindeki dumur edici cümlelere imza attıran; muslukçuluk dı$ında her bir i$i yapan fedakar adamın oyunundaki vazgeçilmez cümle...
- hah bitti i$te
* ta ta ta taaaaa!
thank you mario but princess is in another castle!
- aaaaaaaaaaaa!
* blip blip blip
- ulan söyleseler ya ba$tan!
$u prensesi bi bulursaaaaaam....
- hah bitti i$te
* ta ta ta taaaaa!
thank you mario but princess is in another castle!
- aaaaaaaaaaaa!
* blip blip blip
- ulan söyleseler ya ba$tan!
$u prensesi bi bulursaaaaaam....
90larda çocuk olan her bireyin en azından bir kez olsun kar$ıla$tığı bir uyarıdır, thank you mario but princess is in another castle. kar$ıla$mamı$sa eğer bu büyük bir kayıptır.
ilk bakı$ta sıradan bir ilerlemeli oyun uyarısıymı$ gibi gelen bu uyarı aslında felsefi açılımlarla süslenip, anlamlandırılabilecek bir yapıya da sahiptir.
çocuklukta super mario bros yani aklımızda kalan haliyle super mario, yetersizlikten batacak durumda olan grafiklerine, eksik derinliğine, hareket yetersizliğine rağmen gün boyu hiç sıkılmadan oynanabilirdi.
oyunun hikayesi gayet sıradandı, asıl kızımız kötü adamların eline dü$mü$tü, biz ise onu kurtarmak zorundaydık, erkeklik, kahramanlık bunu gerektirirdi. velhasılı kelam o i$ o kadar kolay değildi, acayip mahlukatlara hükmedebilen kötü yaratığımız, bizi durdurmak için elinden gelen her $eyi yapmaktaydı. bize yardımcı olan mantar kafa bir herif vardı ama yardımını binlerce saat mario ba$ında zaman geçirmi$ biri olmama rağmen hiç bir zaman görememi$tim tek bildiği $ey bölüm sonunda; "thank you mario but princess is in another castle" gibi o anda küfür etkisi yaratan cümleyi söylemesiydi. bu cümlenin acısı tam "bitirdim lan, kurtardım i$te prensesimi, pembe pancurlu evimizde ya$amaya ba$layabiliriz. artık evinin kadını, çocuklarının anası olabilirsin." demek üzereyken kar$ımızda görmemiz sayesinde kat kat katlanıyordu.
bu cümleyi gerçek hayatla ili$kilendirip, felsefi anlamlar katmak ise ayrı bir tattır. burada anlatılmak istenen muhtemelen bir a$k hikayesidir ve bulduğumuz/kar$ımızda olan ki$inin belki de hiç bir zaman aradığımız o prenses/prens olmadığıdır. hayatın ibnele$tiği anlardan sadece biridir bu gerçeği farketmemiz. yıllar yılı pe$inde adeta mario gibi ko$u$turduğunuz o princess mantar kafalı mahlukat olup size "hadi ba$ka kapıya" muadili bir cümle sarfetmi$tir ya da sarfetmi$ kadar olmu$tur. bu noktadan sonra kaybedeceği bir $eyi kalmayan mariomuzun üç seçeneği vardır;
1. kendini süper kahramanlığa adamak(gerçek hayatta biraz ütopik bir dü$ünce)
2. kendini alkole vurup unutmaya çalı$mak(daha bir gerçek hayata uygun oldu, tanıdık geldi sanki)
3. "giden gitti kalan sağlar bizimdir" dü$üncesi ile another castle dediğimiz yer(ler)e yol almaktır.
demem o ki; super mario bir yitirilmi$liklerin hikayesidir hatta o hiç geçilemeyen sonsuz bölüm de bunun kanıtıdır. princess bir bölümde bulunur lakin daha doyamadan tekrar elden gider, mario bu sefer kalkan kafalı aptal mahlukatlarla uğra$tığı bölüme geçer. sonrası ise hiç bitmeyen o sonsuz bölümdür, mario nun princess i arayı$ı sonsuzluğa kadar süremez çünkü ölüm vardır, yukarda süre geriye doğru hızla ilerlemektedir, mario son ana kadar "ha gayret bitti, bitecek" diyerekten ko$ar ama nafiledir, sonuçta hiç bir zaman bulamaz, mutlu mesut ya$ayamaz, davası yolunda ölür ve atari kapatılır, bu dü$üncelerle genç bir dimağ yatağına yatar, çözüm ararken kendisini kaybedip uykuya dalar. fin
ilk bakı$ta sıradan bir ilerlemeli oyun uyarısıymı$ gibi gelen bu uyarı aslında felsefi açılımlarla süslenip, anlamlandırılabilecek bir yapıya da sahiptir.
çocuklukta super mario bros yani aklımızda kalan haliyle super mario, yetersizlikten batacak durumda olan grafiklerine, eksik derinliğine, hareket yetersizliğine rağmen gün boyu hiç sıkılmadan oynanabilirdi.
oyunun hikayesi gayet sıradandı, asıl kızımız kötü adamların eline dü$mü$tü, biz ise onu kurtarmak zorundaydık, erkeklik, kahramanlık bunu gerektirirdi. velhasılı kelam o i$ o kadar kolay değildi, acayip mahlukatlara hükmedebilen kötü yaratığımız, bizi durdurmak için elinden gelen her $eyi yapmaktaydı. bize yardımcı olan mantar kafa bir herif vardı ama yardımını binlerce saat mario ba$ında zaman geçirmi$ biri olmama rağmen hiç bir zaman görememi$tim tek bildiği $ey bölüm sonunda; "thank you mario but princess is in another castle" gibi o anda küfür etkisi yaratan cümleyi söylemesiydi. bu cümlenin acısı tam "bitirdim lan, kurtardım i$te prensesimi, pembe pancurlu evimizde ya$amaya ba$layabiliriz. artık evinin kadını, çocuklarının anası olabilirsin." demek üzereyken kar$ımızda görmemiz sayesinde kat kat katlanıyordu.
bu cümleyi gerçek hayatla ili$kilendirip, felsefi anlamlar katmak ise ayrı bir tattır. burada anlatılmak istenen muhtemelen bir a$k hikayesidir ve bulduğumuz/kar$ımızda olan ki$inin belki de hiç bir zaman aradığımız o prenses/prens olmadığıdır. hayatın ibnele$tiği anlardan sadece biridir bu gerçeği farketmemiz. yıllar yılı pe$inde adeta mario gibi ko$u$turduğunuz o princess mantar kafalı mahlukat olup size "hadi ba$ka kapıya" muadili bir cümle sarfetmi$tir ya da sarfetmi$ kadar olmu$tur. bu noktadan sonra kaybedeceği bir $eyi kalmayan mariomuzun üç seçeneği vardır;
1. kendini süper kahramanlığa adamak(gerçek hayatta biraz ütopik bir dü$ünce)
2. kendini alkole vurup unutmaya çalı$mak(daha bir gerçek hayata uygun oldu, tanıdık geldi sanki)
3. "giden gitti kalan sağlar bizimdir" dü$üncesi ile another castle dediğimiz yer(ler)e yol almaktır.
demem o ki; super mario bir yitirilmi$liklerin hikayesidir hatta o hiç geçilemeyen sonsuz bölüm de bunun kanıtıdır. princess bir bölümde bulunur lakin daha doyamadan tekrar elden gider, mario bu sefer kalkan kafalı aptal mahlukatlarla uğra$tığı bölüme geçer. sonrası ise hiç bitmeyen o sonsuz bölümdür, mario nun princess i arayı$ı sonsuzluğa kadar süremez çünkü ölüm vardır, yukarda süre geriye doğru hızla ilerlemektedir, mario son ana kadar "ha gayret bitti, bitecek" diyerekten ko$ar ama nafiledir, sonuçta hiç bir zaman bulamaz, mutlu mesut ya$ayamaz, davası yolunda ölür ve atari kapatılır, bu dü$üncelerle genç bir dimağ yatağına yatar, çözüm ararken kendisini kaybedip uykuya dalar. fin
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?