başbakan tayyip erdoğan la gezi parkı olaylarını görüşen sanatçılar arasında yer almıştı. dün geceden bu yana süren polis müdahalesinin ardından twitter dan şu mesajları atmış.
kendi insanınıza yapılan bu şiddetin, hiç bir açıklaması yoktur!
hatalarını yüzlerine söyledik, hukuk sürecini talep ettik, bir tek insanın canı yanmasın diye yalvardik!
içim kanıyor...
bir tek çocuğun mutluluğu ve acı çekmemesi için kapınıza geldik, dil döktük. kapı kör, duvar sağırmış.
sevgili ülkemde uğruna her şeyi yapmaya çalıştığım adalet bu gece yaşananlarla bitmiştir.
ne deseniz haklısınız...
sunay akın
twitter adresi de muhakkak takip edilesidir;
https://twitter.com/sunayakin62
https://twitter.com/sunayakin62
kendi yorumlari ile çanakkale savaşı hikayelerini dinlemek lazim muhakkak.
http://tinyurl.com/895r2rc
http://tinyurl.com/895r2rc
"hep denir ya ben arkandayım, sırtın yere gelmez diye.. ben almayayım, yüzüm yere geleceğine, sırtım yere gelsin." sözlerinin sahibi.
saygım sonsuz.
saygım sonsuz.
bilerek mi yanına almadın giderken
başının yastıkta
bıraktiği çukuru
güveniyordum
... oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin dogrulugu kadar
beni senin gibi
bir de annem terketmisti
ki göbegimde durur
onun yoklugundan
bana kalan
çukuru...
başının yastıkta
bıraktiği çukuru
güveniyordum
... oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin dogrulugu kadar
beni senin gibi
bir de annem terketmisti
ki göbegimde durur
onun yoklugundan
bana kalan
çukuru...
"iki rayı gibiyiz
aynı tren yolunun
yakın olması
neyi degistirir
son istasyonun"
aynı tren yolunun
yakın olması
neyi degistirir
son istasyonun"
bu gece muhabbet kralı konuguymu$ kendisi.
bu şiir sözlükte var fakat 4 yıl olmuş,defalarca yazılacak kadar güzel.
kabuğunu koparmadan
ne bir elmayı soyabildim
ne de iyileştirebildim bir yaramı
ama karşıma çıkınca
kızmadım hiç elma kurduna
bendim çünkü bıçağı saplayan
onun yurduna...
kabuğunu koparmadan
ne bir elmayı soyabildim
ne de iyileştirebildim bir yaramı
ama karşıma çıkınca
kızmadım hiç elma kurduna
bendim çünkü bıçağı saplayan
onun yurduna...
galata kulesinin kız kulesine olan aşkı.
"aşk; bir bakıma sobaya dokunmak gibidir. bir defa yanarsın, izi kalır. sonra bir daha dokunmazsın sadece yanına yaklaşırsın."
"bir insanın zenginliği hisse senetlerinde değil, hissi senetlerindedir."
"duvardaki yangın düğmesini örten cam parçasıyım kurtuluşun olacaksa hiç düşünme ayakkabının topuğu ile kır beni!"
"çay bardağında bırakılan dudak payı kadar bile uzak kalamam gözlerine."
bu isimle sahte facebook hesabı alıp bana sürekli mesajlar atan kız(ya kız değilse lan diye tırstım bak şimdi)
"giydikçe açılır diyen tezgahtar, uzadıkça şekil alır diyen kuaför ve zamanla unutursun diyen arkadaş… bunların hepsi aynı örgüte üye" diyerek beni benden almıştır usta.
(bkz: dudak payı)
her şeyi bilen adam... bildiklerini de okumayı öğrenen bir çocuğun ailesine ilk defa bir şey okuduğundaki heyecanla anlatan adam. inanılmaz sevimli, inanılmaz bilgili, tapılası insan!
şimdi; bir çok değerli, başarılı, ne biliyim birikimli kalem okuyoruz günümüzde. hepsini beğeniyoruz, çünkü seçerek okuyoruz. hepsi önemli bizim içni, okudukça ne kadar da güzel yazmış, ne kadar da bir şeyler katıyor insanlara falan diyoruz. eserleri çok satanlarda hep, ya da değil. ama biz ne olurssa olsun onları severek okuduklarımız arasında bulunduruyoruz. çoğu zaman usta lakabını takıyoruz. takmasak da kitaplarını öneriyor, insanların da okuması adına herkese anlatıyoruz. çeşitli sitelerde, bloglarda övgülerle bahsediyoruz.
amaaa! bunların hepsini şimdi yapıyoruz. yani tüketici toplumu olan biz, şuan bize verileni, şu an seviyoruz ve övüyoruz. onlar bizim için şu an çok iyi kalem, şu an çok değerli. peki ya yıllar sonra ne olacak; maalesef birçoğu unutulmaya yüz tutacak. birkaçı haricinde biz gene usta dendiğinde edebiyat tarihindeki eski ustalarımızdan bahsedeceğiz. lakin birçoğu dedim. bazı isimler olacak ki onlar hep bizim için efsane olarak alınacak. şu an seviyoruz ve ileride de biz onun yazdığı zamanlarda da okurduk, severdik diye gelecek nesillere övüneceğiz.
işte sunay akın da böyle biri. usta kelimesi bile onu tam anlamıyla anlatmaya yetmiyor. o gerçekten farklı bir isim. yani hali, tavrı, duruşu, konuşması, herşeyiyle örnek alınacak, imrenerek bakılacak biri o. ve ben onu yaşadığı dönemde tanıyor olmaktan inanılmaz mutluluk duyacağım gelecekte. zira sunay akın ismi, yıllar geçse de asla silinmeyecek, buna eminim.
amaaa! bunların hepsini şimdi yapıyoruz. yani tüketici toplumu olan biz, şuan bize verileni, şu an seviyoruz ve övüyoruz. onlar bizim için şu an çok iyi kalem, şu an çok değerli. peki ya yıllar sonra ne olacak; maalesef birçoğu unutulmaya yüz tutacak. birkaçı haricinde biz gene usta dendiğinde edebiyat tarihindeki eski ustalarımızdan bahsedeceğiz. lakin birçoğu dedim. bazı isimler olacak ki onlar hep bizim için efsane olarak alınacak. şu an seviyoruz ve ileride de biz onun yazdığı zamanlarda da okurduk, severdik diye gelecek nesillere övüneceğiz.
işte sunay akın da böyle biri. usta kelimesi bile onu tam anlamıyla anlatmaya yetmiyor. o gerçekten farklı bir isim. yani hali, tavrı, duruşu, konuşması, herşeyiyle örnek alınacak, imrenerek bakılacak biri o. ve ben onu yaşadığı dönemde tanıyor olmaktan inanılmaz mutluluk duyacağım gelecekte. zira sunay akın ismi, yıllar geçse de asla silinmeyecek, buna eminim.
aklına söyleyeceği bir şeyler geldiğinde unutmadan söylemek istercesine çocukça bir heyecan belirir ya hani yüzünde, ona hastayım işte.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?