$imdi ben de solcuyum ama bende para bok, demek ki genellememek lazim oncelkle.
ancak yine de olayin halk tabanina bakacak olursak cidden bariz bir fakirlik var bu insanlarda, zira kafalari ticarete cali$miyor, kapitalizmi sindirememi$ler bunyelerine. varsa yoksa sabahlari universite kapilarinda simit yiyelim cay icelim protesto yapalim, bi$iler bi$iler.
e karde$im, bu protestolara ayiracagin zamani ticarete ayirmi$ olsan, $imdi universite kapilarinda cay degil, kendi sirca ko$kunda balli kahve iciyor olurdun ama dinleyen nerde tabi.
$imdi esefle kiniyorum demek isterdim ama esefi de peynir markasi zannedip simite katik eder bunlar. daha anla$ilir konu$mak lazim. gunah ya.
solcuların fakir olması
eğer ak parti yanlılarıyla karşılaştırıyorsak doğru bir önermedir. matematiksel olarak açıklayalım;
1 numaralı öğrencimiz üniversite hayatını cemaat evlerinde geçirir. elektrik yok, su yok, kira yok... 2 numaralı öğrencimiz ise üniversite hayatı boyunca her ay diğerine göre ortalama 500 tl daha fazla masraf eder.
4 sene x 9 ay = 36 ay
36 x 500 tl = 18 000 tl.
gördüğünüz üzere 2 numaralı öğrenci hayata 1 numaralı öğrenciye göre -18 000 tl ile başladı.
aynı okulun aynı fakültesinden aynı dereceyle mezun olan bu iki adam iş görüşmelerine gittiğinde 1 numaralı öğrenci iktidar cephesindeki tanıdıklarının yardımlarıyla çok daha iyi şartlarda iş bulurken, 2 numaralı öğrencimiz 1 numara ve onun gibilerden artakalan işlerle yetinmek zorundadır.
1 numaralı öğrencinin a tl, 2 numaralı öğrencinin ise b tl maaş aldığını ve iş hayatlarının n sene sürdüğünü düşünürsek;
emekliliğe gelindiğinde 1 numara 2 numaradan (a-b)n tl daha fazla para kazanmış olur.
öte yandan 2 numara yaşamak için ihtiyacı olan erzak, kömür gibi ihtiyaçlarını kendi karşılarken 1 numara bu tür şeylere para harcamaz. çünkü onun kağıt üzerinde bunlara ihtiyacı vardır. bir telefon eder, hepsi kapısına gelir.
bu iki adamın evlenip çoluk çocuğa karışacağını ve o çocukların da aynı yoldan gideceğini düşünürsek aradaki fark her sene katlanarak artacaktır.
böyledir bu işler.
1 numaralı öğrencimiz üniversite hayatını cemaat evlerinde geçirir. elektrik yok, su yok, kira yok... 2 numaralı öğrencimiz ise üniversite hayatı boyunca her ay diğerine göre ortalama 500 tl daha fazla masraf eder.
4 sene x 9 ay = 36 ay
36 x 500 tl = 18 000 tl.
gördüğünüz üzere 2 numaralı öğrenci hayata 1 numaralı öğrenciye göre -18 000 tl ile başladı.
aynı okulun aynı fakültesinden aynı dereceyle mezun olan bu iki adam iş görüşmelerine gittiğinde 1 numaralı öğrenci iktidar cephesindeki tanıdıklarının yardımlarıyla çok daha iyi şartlarda iş bulurken, 2 numaralı öğrencimiz 1 numara ve onun gibilerden artakalan işlerle yetinmek zorundadır.
1 numaralı öğrencinin a tl, 2 numaralı öğrencinin ise b tl maaş aldığını ve iş hayatlarının n sene sürdüğünü düşünürsek;
emekliliğe gelindiğinde 1 numara 2 numaradan (a-b)n tl daha fazla para kazanmış olur.
öte yandan 2 numara yaşamak için ihtiyacı olan erzak, kömür gibi ihtiyaçlarını kendi karşılarken 1 numara bu tür şeylere para harcamaz. çünkü onun kağıt üzerinde bunlara ihtiyacı vardır. bir telefon eder, hepsi kapısına gelir.
bu iki adamın evlenip çoluk çocuğa karışacağını ve o çocukların da aynı yoldan gideceğini düşünürsek aradaki fark her sene katlanarak artacaktır.
böyledir bu işler.
yüzde yüz doğru bir genelleme.
bağırıp çağırırlarken falan hep bakıyorum, ayaklarında yırtık pırtık ayakkabılar, çamaşır suyu lekeli pantolonlar, en az 5 senelik (büyük ihtimalle babadan veya bir başka aile ferdinden kalan) kazaklar vs.
görünüş aldatabilir diyeceksiniz belki ama ne kadar solcu tanıdıysam hiçbir zaman ceplerinde para olmuyor. hadi çay içmeye gidelim diyorum para yok diyorlar ya böyle şey mi olur. hatta bizim fakültede (istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi) sırf kantindeki çaya para vermemek için dostluğu ve birliği bahane ederek termostan çay getirip içiyorlar. hepsi yemekhaneden yiyor. hatta kimisi yiyemiyor bile.
valla bunlara bi şeyler ısmarlıycam diye harcadığım parayı saklasaydım kantin ihalesinde tur bindirirdim. gene de kantinimden gofret falan verirdim pis fakirlere. çok üzülüyorum ya.
bağırıp çağırırlarken falan hep bakıyorum, ayaklarında yırtık pırtık ayakkabılar, çamaşır suyu lekeli pantolonlar, en az 5 senelik (büyük ihtimalle babadan veya bir başka aile ferdinden kalan) kazaklar vs.
görünüş aldatabilir diyeceksiniz belki ama ne kadar solcu tanıdıysam hiçbir zaman ceplerinde para olmuyor. hadi çay içmeye gidelim diyorum para yok diyorlar ya böyle şey mi olur. hatta bizim fakültede (istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi) sırf kantindeki çaya para vermemek için dostluğu ve birliği bahane ederek termostan çay getirip içiyorlar. hepsi yemekhaneden yiyor. hatta kimisi yiyemiyor bile.
valla bunlara bi şeyler ısmarlıycam diye harcadığım parayı saklasaydım kantin ihalesinde tur bindirirdim. gene de kantinimden gofret falan verirdim pis fakirlere. çok üzülüyorum ya.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?