sevgilinin son rondosu yenmez

armour
saçma bir önermedir.sevgilinin rondosu yenmez de başka kimin rondosu yenilir ki?
ama baktın onun da canı çekiyor, sorulur "yermisin" diye. "yerim" derse rondo ikiye ayrılır kremalı kısmı lüpletilip boş bisküvisi de sevgiliyle paylaşılır. en fazla yapılacak budur.
pinkcat
bir reklam sloganı ama irdelendiğinde aslında sadece bir reklam sloganından çok daha fazlası.burada aptal, basit bir bisküvi aşktan, sevgiden, sadakattan üstün tutulmuştur. bisküvi nedir? bir tür yiyecek yani bir tüketim maddesidir. sevgili nedir? sevdicektir, en özel anlar paylaşılandır, değer verilip el üstünde tutulandır. peki bu reklamda verilmek istenen mesaj ne? sakın sevgilinin son bisküvisini yeme, yoksa seni terk eder. peki olayın kahramanlarından er kişi ne yapar? tüm uyarılara aldırış etmeden son parçayı mideye götürür. akabinde sevdiceği hanımefendi küplere biner ve esas oğlanı terk eder. buraya kadar her şey normal gözükmekte ama aslında yanlış giden bir şeyler var. erkekler ruhsuz, bencil, çıkarcı kadınlar ise üstün varlıklar ve midesine düşkün yaratıklar olarak gösterilmiş ki burada bir ayrımcılık vardır.her iki cins de kötülenip vasıfsal açıdan basite indirgenmiştir. ayrıca sevdiceğe son bisküviyi yedi diye kızmak da saçmalıktır, burada bir tüketim maddesi ile bir insan eş tutulmaktadır.insana verilen değersizliğin bir göstergesidir bu. kısaca bisküvi markası altından ince ince kapitalizm ve yozlaşma, yabancılaşma reklamı yapılmaktadır. alt metinler okunduğunda insani değerlerin yitirildiği, insan kavramının madde ile eşdeğer tutulduğu, ruhların paraya ve varlığa,mülke satıldığı görülür. yani her reklam aslında o kadar da masum değildir.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol