reddedilme korkusu

ali biberon
insanımızın yenmekte güçlük çektiği korku biçimi.

insanız değil mi biz? elbette..ve elbette biz de hoşlanırız.hayvanlar da hoşlanıyor değil mi ? evet... ve onlar da birbirlerini seviyor, kolluyorlar. birbirlerinin yanlarından ayrılmıyorlar. fakat insan ve hayvan arasındaki tek fark " teklif etmeme " dir. yani bir kedi, hoşlandığı diğer kediye gidip bir ilişki yaşama teklifi etmiyor. nasıl anlaştıklarını bilmiyorum ama ( tabii ki koklaşa koklaşa anlaşıyorlar ) hangi hayvan olursa olsun mutlaka birbirlerinden hoşlanıyorlar. birbirlerinin popolarını kokluyorlar, birbirlerini yalamaya çalışıyorlar, sonra patilerini dövüştürüyorlar.

fakat biz öyle miyiz?
biz böyle mi anlaşıyoruz?
biz bu kadar rahat mıyız?

tabii ki değiliz.erkek, kadına göre daha çekingen.çünkü erkekte reddedilme korkusu var.bu korkuyu daha önce bire bir yaşamasa bile hep yaşamış gibi davranır.bu da erkeğin egosunda sağlam bir yerde yaşar.erkek korkar; çünkü kadın kabul etmezse, erkek bir daha hiçbir kadından onay almayacağını zanneder.hayatı yıkılır.gözleri kararır.bu sefer daha da çekingen olur.hiçbir şey istemez.kadınlardan nefret etmeye başlar..

peki bir çıkma teklifinin kabul edilmemesi, erkekte " kadın düşmanlığı " yaratır mı?

bence yaratır. çünkü erkek, belli bir zaman boyunca hep bir kadına odaklanmıştır. evet, bazen ondan başkasını gözü görmemektedir. onun için her şeyi yapmaya hazırdır. her ne kadar kadın, erkek için elini, kolunu kıpırdatmasa bile. zamanı gelince çıkma teklifini etmeyi düşünür. tereddüt eder." reddedilme duygusu "’ları kıpraşır. bunu hepimiz yaşadık. kadın, erkek. hiç fark etmez. inkâr edemeyiz. bu duygu çok farklıdır. anca yaşayan bilir. erkek kendi içinde iç çatışmaya uğrar. beraber bir ilişki yaşamak istediği kız için yaptığı kurları unutabilir bir anda. neden? çünkü korkuyor. o insan onu reddederse, her şeyin biteceğini zannediyor. bu sefer erkeğin beyninde " o olmazsa başkası olur " düşünceleri geliyor. işte burada aşk ölüyor. aşk daha başlamadan ölüyor. bir " reddedilme " korkusu nasıl da küçücük bir aşk’ı başlamadan bitiriyor. erkeklerin çoğu depresif dönemlere girmez. yani bir şekilde kendini avutur. bu sefer o uzun süredir hoşlandığı kızı, depresif döneminden çıkmak ve kurtulmak için kötülemeye başlar. evet, çünkü erkeğin tek çaresi kadını, hoşlandığı kişiyi kötülemek.

erkeğin düştüğü bu çaresizlik, belki de karşı tarafın hiç umurunda değildir.zaten umurumda değilse de bu aşkın başlamaması çok da iyi olmuştur.burada duygu önemlidir.duygularımızı harekete geçirmemiz lazım.çünkü sana teklifi eden bir hayvan değil, bir insan.insanoğlu her şeye üzülebiliyor.çünkü psikolojik duyguları daha ağır basabiliyor.

bir erkeğin teklifini kabul etmemenin ve edemeyeceğini söylemenin bile püf noktaları vardır.

" erkeği incitirsen, onun düşmanı olursun "

erkek, duygularını görünüşte yansıtmasa da içinde fırtınalar kopan bir yaradılıştır. kimisi bunu hareketlerine, davranışlarına ve dışa yansıtabilir. ama kimisi yansıtmaz. içinde yaşar. bir erkeğin teklifini duyduktan sonra kadınların önyargılı davranması çok yanlış. erkekten tabii ki düşünmesi için müsaade isteyebilir. ama kadın, teklif eden erkeği değil, teklif eden erkeğe, teklifini kabul etmeyeceğini söyleyebilmesi için müsaade ister. böyle " müsaade " meselelerinde erkekler hep kaybeder. erkek tarafında, müsaade duygusuna yer yok yoktur. bir an evvel kabul edilmek ister. zamanı kısıtlı. çünkü daha yaşayacağı çok şeyi var.

birçok gazete, dergi yaptığı testlerde ve yayınladığı yazılarda hep şunu vurgular;

" reddedilmekten korkmayın! "

nasıl korkmasın erkekler? bu korkulmayacak bir şey değil ki? bırakın kadın meselesini, bir insan bir şeyi elde edemediği zaman bile üzülür ve onu elde edememekten korkar. ki bu kadın konusuna gelince de bu korku kat kat büyür. durdurulamaz hale gelir. bu konu o kadar derin bir konudur ki, intihar edenler, ölenler, yaralananlar bile var. bunları nasıl inkâr edeceğiz?

erkek reddedileceğini bilse zaten kimseye hiçbir şeyin teklifin sunmaz. bunun heyecanı da burada işte. benim kadınlardan istediğim tek bir şey, eğer böyle bir teklif alıyorsanız, kabul etmeyecekseniz bile bunu çok nazik ve aşırı derecede sentezlenmiş duygularla söyleyin. sakın karşı tarafı incitmeyin. ama şöyle bir acı gerçek var ki; siz ne kadar kabul etmeseniz de, erkeğin size olan düşmanlığı muhakkak artacaktır. kadın eğer " arkadaş kalalım " diyorsa, işte o an savaş sirenlerinin çalacağı andır. bu lafı nasıl söylerse söylesin kadınlar, erkek beyninde " sen benim sevgilim olamazsın ki, olsan olsan anca arkadaşım olabilirsin, böyle idaret " gibi algılanır. bunu değiştirmek imkânsızdır. çünkü kadında da biraz art niyet var. sana bir iş teklifi etmiyor ki, sana bir ilişki teklifi ediyor. erkek hiçbir zaman kadına, " ya ben yine bir edeyim teklifimi, olmazsa arkadaş kalırız zaten " duyguları ile yaklaşmıyor.

erkekte bu korku hiçbir zaman bitmeyecek. ta ki, her erkeğe çok güzel bir kadın düşene kadar.
theodor
kimileri içinde yeryüzündeki en basit korkudur.
o da normal bildiğimiz insan, senden bir üstünlüğü yok.
onunda kusurları var, öz güven eksikliği vs.
söyle içindekini gitsin, çok uzatma ulan.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol