psikiyatrların ota boka ilac yazması

ludingirra
psikiyatr: adın ne?
hasta: abuzer
psikiyatr: abuzercim seni hangi rüzgar...
hasta: bana "cım" diye hitab etmeniz sinirimi bozuyor.
psikiyatr: tamam abuzer bey, sizi hangi rüzgar attı buraya?
hasta: dışardaki sekreterinizin niye hep ağzı kulaklarında? ayrıca dışardaki parkeler gırç gırç etti, sinirlerimi oynattı.
psikiyatr: ne yapmamı istersin senin için?
hasta: hiç bişey!
psikiyatr: ama bişeyler yapmamı isteyebilirsin!
hasta: hiçbişey istemem. illaki bişey yapmak istiyorsan, o kazağı değiştir. sinirim bozuluyor. kırmızıdan nefret ederim.
psikiyatr son noktayı koyar: efexor 10 mg.
angeliq
kesinlikle doğruluğuna inandığım eylem.devlet hastanesine gidip muayene olursanız köpek muamelesi görürsünüz ama 200 ytl muayene ücreti verip bizzat polikliniğine giderseniz sizden iyisi olmaz.başlangıçta bi prozacla işi kurtarırsınız.
addicted to pain
bunların bir de ota boka değil,semptomlara ilaç yazanları vardır.onlara gitmekte fayda vardır diyecektim ama maşallah sözlüğümüzde onlarca psikofarmakoloji uzmanı olduğunu gördükten sonra pek de gerek yok sanırsam.houstondan bi mail atın bilmiş arkadaşlara.cevap cebinize gelsin.
nickmickyock
bana reprezantını söyle sana hangi ilaçları yazdığını söyleyeyim cinsinden bir önermeyi doğrulayacak durumdur.
cidden de ota boka ilaç yazan ve bünyeyi kimyasala boğan bu psikiyatrlar verdikleri yemini ne kadar yerine getiriyorlar?
downinahole
psikiyatr yerine psikoloğa gidilmesi durumunda karşılaşma olanağının sıfıra indirgeneceği durumdur. zira psikologlar ilaç yazamazlar tıp mezunu olmadıkları için.
elma sekeriiii
(bkz: hasta doktorlar)
kendisine sınavlarda odaklanma sorunu ya$ayan bir ki$inin ba$ vurmasının ardından, ardı ardına yazdıgı ilaçlarla; ki$inin insanların yüzlerinde sarı lekeler görmesine, sürekli uyur vaziyette olmasına neden olup fiziksel saglıgını göçertmek ba$arısını saglayabilmi$ doktor örneklerinden sadece biridir.

merak edenler için dipnot: ilaçlar bi halta yaramadı.psikopatlıga ramak kalmasınaa sebep olur, evet.
zikkiminkoku
1. seans: temkinli yaklaşırlar..
3. seans: bir miktar ilaç yazılır uyku düzenidir sebebi..
5. seans: sen noldunu bile anlmadan ilaçların dozu artar..
7. seans: ’ilaçların boku çıktı doktor’ dersin az biraz düşer doz
10. seans: bakırköye davetiye verirler yaldızlı maldızlı

burda da devreye hal i hazırda göte girmeyi bekleyen şemsiye girer zaten..
salome
sehrin en iyi doktoru oldugunu duyarsiniz, sizin rahatsizliginiz konusunda ozellikle, bilir-kisi imis. randevu alir bir hafta sonrasina zar-zor, gidersiniz. kapidan girmek ile cikmak arasinda, "22 dakika" soylee deri koltuga boylu boyunca uzaniverir, o uzanir uzanmasina ama siz dimdik,kapkara tek kisilik kanepede, bon bon bakarsiniz adama. gerekli bilgileri aldiktan sonra "evet dinliyorum", " ya sey ben ...im yani daha onceki doktorlarim oyle dediler ama emin olamiyorum size gorunmek istedim" dersiniz, soruverir sikayetleri, daha ikinci cumleyi kuruyorsunuzdur ki " ah evet ...siniz, su-su-su ilaclari yaziyorum, kendinize zarar verme istediginiz var mi?" "seyyyyiiiigggggihhhh"... "hah demek var tamam o zaman bu ilaci da ekliyorum gunde iki defa..." bu ne yaaaa, dalga mi geciyorsun sen benimle, sehrin en iyi profesoru dediler, kitabi var bu hastalik ustune dediler, aldik okuduk, ama kitapta oyle demiyordun sen, hani o hastalara farkli yaklasilirdi? ticarethaneniz size kalsin ben ulkeyi terkediyorum "ama en fazla 2 hafta ara ile psikoterapiye gelmen gerek"... "fuck off"
a momentary lapse of reason
ilacın bağımlılık yapacağını bildikleri için yazarlar. ilaca olan bağımlılık aynı zamanda psikiyatr kişisine de bir bağımlılık anlamına gelmekte, bu durum da psikiyatr kişisinin paraya olan bağımlılığına ilaç olmaktadır.
pier
amerika’da prozac satıslarının tavan yaptıgı zamanlar sanırım lilly firmasının satıs politikası nedeniyle oldu bu ..bir fıkra turedi.

doktorumuzun eli prozac yazmaya o kadar alısmıstır ki, artık hastayı pek de dinlemeden yazıyordur receteyi..birgün bir hasta gelir ishal sikayetiyle, ve el alıskanlıgı prozac yazar..fakat bir sure sonra ne yaptıgını anlar lakin iş işten geçmiştir, aksam pek de belli etmek istemeyerek hastayı arar ve sorar
-nasıl oldunuz ishaliniz gecti mi?
+wala gecmedi ama dunya umurumda degil

(bkz: sozlukte fıkra anlatmak)
pier
anlasılmayan durumdur, basit bir depresyon vakasına, efendim ama bu reaktif depresyon, kişinin kendine zarar verme olasılıgı yuzunden..diye baslayan dusunce zincirinin sonunda basit depresyon vakası olasılıklara(!) karsı antipsikotik’ler, benzodiazepinler-ki bagımlılık yapar, verilerek tıbbı atık olma yolundaki hızlı seruvenine ugurlanır.sonra bunyenin tanımadıgı bu nice maddeler ve kombinasyonları ile ortada bir depresyon yoksa bile kisi kendine yetemedigini dusunup kronik depresyona dogru süzülür.ayrıca ornek olarak; benzodiazepinler merkezi sinir sistemine deprese ettigi icin, zaten hayat enerjisi filan kalmaz.antipsikotik’lerin yarattıgı yan etkileri ile bakırkoy ruh ve sinir hastalıkları bahcesinde yuruyen nice hasta gibi goruntu verir birey.kısaca, kesin tanı olmadan mesela, manik depresyon vakası cevrenin yardımıyla anında anlasılır, sizofreni içe dönük oldugundan belki biraz daha zor olsada, depresyon da benzer belirtileri gosterebileceginden ahanda bu şizofren diyip bir dunya ilac yazılmamalıdır.
bazıları da bolca ilac yazar ki ilaç firmasından guzel avanta alsın ama bu tamamen farklı bir baslık olmalı.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol