türk milletinin asaletindendir yukarida sayilan iyimser düşünceler.
atatürk ün dedigi gibi biz islamdan önce de buyuk bir millettik.
osmanli devletinde gayri muslimlere uygulanan kelle vergisi icin iyimser dusunce mantiksiz bence.
atatürk sayesinde araplarin yavelerini daha iyi anlamamiz icin kuran türkceye cevirilmis iyiki.
bizim insanimiz kendi genlerinin getirdigi asillik ile yaşamis.
türk idaresinde olmayan islam cografyalarin ne kadar boktan durumda oldugunu goruyoruz.
prof.dr.ahmet akgündüz'ün kuveytli gence verdiği ayar
biraz daha kafalarda oturması açısından, birkaç 'yabancı' düşünürden osmanlı:
-corci zeydan : “müslümanların gösterdiği adalet, hoşgörü, ibadet ve takva, büyük başarılarının en büyük sebeplerindendir.”
-çiro truhelka : “müslüman türklerle vahşet isnat edenler, onları kıskananlar ve çekemeyenlerdir. bu milletin balkanlarda ve avrupa'da vahşet göstermiş olduğu iddiası, iftiraların en iğrencidir. müslüman türkler avrupa'ya mazbut bir din ve gayet mükemmel bir devlet teşkilatlarıyla gelmiş, yerleştirdikleri ülkerleri medenileştirmişlerdir.”
-grenard : ” osmanlı imparatorluğu'nun kuruluşu insanlık tarihinin en hayrete değer ve en büyük olaylarından biridir.”
-gibbons : ” hoşgörüleri, ister siyâset, ister hâlis insaniyet neticesiyle meydana gelmiş olsun, osmanlıların, yeni zaman içinde milliyetlerini tesis ederken dîni, hürriyet ilkesinin siyâsetinin temel taşı olarak kabul eden ilk millet olduğu îtiraz kabul etmez bir durumdur. hıristiyan dünyâsındaki arası kesilmeyen din savaşları ve engizisyona rağmen, osmanlı idaresinde hıristiyan ve müslümanlar, ahenk ve uygunluk, içerisinde yaşıyorlardı.”
-d'ohsson : “kur'ân-ı kerîmi tanıyanların zihnine ve hâfızasına nakşedilmiş olan prensipler, onları yeryüzündeki insanların en insâniyetlisi en hayırseveri hâline getirmiştir. bütün bu faziletlere rağmen ecnebilerin (avrupalıların) barbar demesi, yırtıcı bulması, savaşlarına göre hüküm vermesinden ileri gelir. gerçekten müslümanlar canlarını esirgemeden savaşırlar, düşmanları aynı zamanda dinlerinin de düşmanıdır. bu şecâat türklere sâdece dinlerinden değil, aynı zamanda millî karakterlerinden gelir. ama bir milletin gerçek karakteri savaş alanının silah gürültüleri arasında tayin edilemez. türkleri gerçekten tanımak isteyenler, onların faziletlerini değerlendirmeli, törelerin karakter ve fiillerindeki tesirlerini muhâkeme etmeli, onları barış zamânındaki örf ve âdetleri içinde incelemelidir. filhakika türkler, savaşta ne kadar sert, ne kadar mağrûr ve yırtıcı iseler, barışta da o kadar sâkindirler. en büyük kahramanlıkları gösteren, gözlerini kırpmadan ateşe atılan bu insanlar, günlük hayatlarına döndükleri zaman gerçek karakterlerini alırlar. o zaman onların beşerî duygularla dolu hayırsever kimseler olduğu anlaşılır. içlerinde en kötüsü en hasisi bile yine de bir vazife olarak iyilik etmekten çekinmez.”
-toynbee : “osmanlı türklerinin bu kadar küçük bir başlangıçtan, o kadar elverişsiz şartlar altında, bu derece sürekli bir devlet haline erişmesi, dünya tarihinin en fevkalede tezahürlerinden biridir. osmanlıların yakın doğu'da yerlerine geçen avrupalı veya yerli hiç bir devlet, bu bölgeyi osmanlılar kadar iyi idare edememiştir. avrupa devletleri osmanlılardan aldıkları ülkeleri ancak zulümle yönetebilmişlerdir. “
-benoist mechin : “sultan süleymân öyle bir orduyu emri altında bulunduruyordu ki; kuruluşu ve silahları bakımından, dünyânın bütün diğer ordularından dört asır ilerideydi… her türk askeri yalnız başına seçkin bir avrupa taburuna bedeldi.”
-edmondo da amicis : “paşasından sokak satıcısına kadar istisnâsız her türk'te vakâr, ağırbaşlılık ve asillik ihtişamı vardır. hepsi derece farkları ile, aynı terbiyeyle yetiştirilmişlerdir. kıyâfetleri farklı olmasa, istanbul'da bir başka tabakanın olduğu belli değildir… istanbul'un türk halkı, avrupa'nın en nâzik ve kibar cemâatidir. en ıssız sokaklarda bile bir yabancı için küçük bir hakârete uğrama tehlikesi yoktur. namaz kılınırken bile bir hıristiyan, câmiye girip müslüman ibâdetini seyredebilir. size bakmazlar bile, küstahça bir bakış değil, sizinle ilgilenen mütecessis bir nazar dahi göremezsiniz. kahkaha ve kadın sesi duyamazsınız. fuhuşla ilgili en küçük bir tezâhüre şâhit olmak imkân dışıdır. sokaklarda bir yerde birikmek, yolu tıkamak, yüksek sesle konuşmak, çarşıda bir dükkânı lüzûmundan fazla işgâl etmek, ayıp sayılır.”
-corci zeydan : “müslümanların gösterdiği adalet, hoşgörü, ibadet ve takva, büyük başarılarının en büyük sebeplerindendir.”
-çiro truhelka : “müslüman türklerle vahşet isnat edenler, onları kıskananlar ve çekemeyenlerdir. bu milletin balkanlarda ve avrupa'da vahşet göstermiş olduğu iddiası, iftiraların en iğrencidir. müslüman türkler avrupa'ya mazbut bir din ve gayet mükemmel bir devlet teşkilatlarıyla gelmiş, yerleştirdikleri ülkerleri medenileştirmişlerdir.”
-grenard : ” osmanlı imparatorluğu'nun kuruluşu insanlık tarihinin en hayrete değer ve en büyük olaylarından biridir.”
-gibbons : ” hoşgörüleri, ister siyâset, ister hâlis insaniyet neticesiyle meydana gelmiş olsun, osmanlıların, yeni zaman içinde milliyetlerini tesis ederken dîni, hürriyet ilkesinin siyâsetinin temel taşı olarak kabul eden ilk millet olduğu îtiraz kabul etmez bir durumdur. hıristiyan dünyâsındaki arası kesilmeyen din savaşları ve engizisyona rağmen, osmanlı idaresinde hıristiyan ve müslümanlar, ahenk ve uygunluk, içerisinde yaşıyorlardı.”
-d'ohsson : “kur'ân-ı kerîmi tanıyanların zihnine ve hâfızasına nakşedilmiş olan prensipler, onları yeryüzündeki insanların en insâniyetlisi en hayırseveri hâline getirmiştir. bütün bu faziletlere rağmen ecnebilerin (avrupalıların) barbar demesi, yırtıcı bulması, savaşlarına göre hüküm vermesinden ileri gelir. gerçekten müslümanlar canlarını esirgemeden savaşırlar, düşmanları aynı zamanda dinlerinin de düşmanıdır. bu şecâat türklere sâdece dinlerinden değil, aynı zamanda millî karakterlerinden gelir. ama bir milletin gerçek karakteri savaş alanının silah gürültüleri arasında tayin edilemez. türkleri gerçekten tanımak isteyenler, onların faziletlerini değerlendirmeli, törelerin karakter ve fiillerindeki tesirlerini muhâkeme etmeli, onları barış zamânındaki örf ve âdetleri içinde incelemelidir. filhakika türkler, savaşta ne kadar sert, ne kadar mağrûr ve yırtıcı iseler, barışta da o kadar sâkindirler. en büyük kahramanlıkları gösteren, gözlerini kırpmadan ateşe atılan bu insanlar, günlük hayatlarına döndükleri zaman gerçek karakterlerini alırlar. o zaman onların beşerî duygularla dolu hayırsever kimseler olduğu anlaşılır. içlerinde en kötüsü en hasisi bile yine de bir vazife olarak iyilik etmekten çekinmez.”
-toynbee : “osmanlı türklerinin bu kadar küçük bir başlangıçtan, o kadar elverişsiz şartlar altında, bu derece sürekli bir devlet haline erişmesi, dünya tarihinin en fevkalede tezahürlerinden biridir. osmanlıların yakın doğu'da yerlerine geçen avrupalı veya yerli hiç bir devlet, bu bölgeyi osmanlılar kadar iyi idare edememiştir. avrupa devletleri osmanlılardan aldıkları ülkeleri ancak zulümle yönetebilmişlerdir. “
-benoist mechin : “sultan süleymân öyle bir orduyu emri altında bulunduruyordu ki; kuruluşu ve silahları bakımından, dünyânın bütün diğer ordularından dört asır ilerideydi… her türk askeri yalnız başına seçkin bir avrupa taburuna bedeldi.”
-edmondo da amicis : “paşasından sokak satıcısına kadar istisnâsız her türk'te vakâr, ağırbaşlılık ve asillik ihtişamı vardır. hepsi derece farkları ile, aynı terbiyeyle yetiştirilmişlerdir. kıyâfetleri farklı olmasa, istanbul'da bir başka tabakanın olduğu belli değildir… istanbul'un türk halkı, avrupa'nın en nâzik ve kibar cemâatidir. en ıssız sokaklarda bile bir yabancı için küçük bir hakârete uğrama tehlikesi yoktur. namaz kılınırken bile bir hıristiyan, câmiye girip müslüman ibâdetini seyredebilir. size bakmazlar bile, küstahça bir bakış değil, sizinle ilgilenen mütecessis bir nazar dahi göremezsiniz. kahkaha ve kadın sesi duyamazsınız. fuhuşla ilgili en küçük bir tezâhüre şâhit olmak imkân dışıdır. sokaklarda bir yerde birikmek, yolu tıkamak, yüksek sesle konuşmak, çarşıda bir dükkânı lüzûmundan fazla işgâl etmek, ayıp sayılır.”
neden yine hiçbir yere bakmadan yazı yazılıyor anlamıyorum. en azından osmanlı ordusunun askeri teşkilatına bir göz atılabilirdi. neyse yine ben küçük bir anlatım geçeyim. ne de olsa yine araştırılmayacak.
1-osmanlı zamanı eyaletlerinde güvenliğini sağlayan askerlere tımarlı sipahi denmekteydi ve tımarlı sipahiler maaş almazdı. bunlar bulundukları eyaletlerin tarım gelirlerinin bir kısmını alırlardı. osmanlı ordusunun çok büyük bir kısmını oluşturan bu birliklerin asıl görevi barış zamanı bulundukları eyaletin güvenliğini sağlarken, savaş zamanı ise savaşa gitmekti. peki savaş zamanı eyaleti kim koruyordu. elbette küçük birlikler kalmakla birlikte, genel olarak 2 3 yıl bölgeden uzaklaşan-ki savaşlar o zaman için bu civarda sürüyordu- tımarlı birliği gelene kadar asayiş bozulmaz idi. yani şunu biliyoruz ki bölgeyi korumaktan sorumlu birlikler savaş zamanı bölgede bulunmaz.
2-ankara savaşında bilindiği üzere ordunun yarısından çoğu imha edilmiştir (bkz: fil gücü). diğer kısmının ise büyük bölümü ya firar etmiş ya da diğer şehzadelere biat etmek için edirne ve istanbul gibi o zamanın merkez şehirlerine gitmişlerdir. elbette geriye dönen askeri birlikler olmuştur. fakat isyan dediğimiz şey düzenli bir ordu olmadan, - ki bunu türkiye ilk kurulduğu zamanlarda da fazlası ile yaşadı türkiye- engelleyebilecek bir şey değil.
şimdi iq'da zirveye oynayanlar için bahsetmek gerekir ise;
ordusunun çoğu imha olmuş ve yerel yönetimlererin de elinde kalan askeri birlikler yeterince azken -çünkü şehzadelerin her biri hükümdarlığını ilan etmiş ve seferberlik başlatmıştı.- neden bu 11 senede ayaklanma çıkmamıştır.
sonuç:osmanlı bir aile imparatorluğudur, tamam. kendilerini insanlardan üstün görüyorlardır, elbet olmuştur. o zaman için dünyanın büyük bir gücüne sahip olmak bana kalırsa bu sonuçlara gayet de götürür. doğru mudur, hayır ama doğaldır. yanlış yapılmış mıdır, elbette. ama bu yanlışlar dış insanlara zulüm şeklinde olmamıştır hiçbir zaman. mesela fazla vergi alırken askerden muaf tutulmak gibi bir denge hep korunmaya çalışılmıştır-dikkat çalışılmıştır-. fakat unutulmamalı ki tarih her zaman beslenmeyi hak eder. evet roma imparatorluğuna italya tarafından sadece göz kırpılıyor olabilir. fakat günümüzde ingiltere'de, fransa'da resmen tarihe tapılırken-şuan yurtdışında olduğumu onlarla konuşmak isteyen olursa haber vermesini ekleyerek devam edeyim-, neden italyan gibi olmamız gerekirken, ingiliz gibi olmaya çalışmıyoruz.
dipnot:ülkü ocaklarına hiç yolum düşmedi. soyuma gelince de kayseri ermenilerindenim. fakat atatürk milliyetçiliğine bağlı ve osmanlı tarihi ile yetişmiş bir ermeniyim. (bunu ekleme sebebim insanlarda türkler yine kendilerini yere göğe sığdıramıyor düşüncesinin oluşmasından korkmuş olmam. yoksa ırkçılıkla işim olmaz.
1-osmanlı zamanı eyaletlerinde güvenliğini sağlayan askerlere tımarlı sipahi denmekteydi ve tımarlı sipahiler maaş almazdı. bunlar bulundukları eyaletlerin tarım gelirlerinin bir kısmını alırlardı. osmanlı ordusunun çok büyük bir kısmını oluşturan bu birliklerin asıl görevi barış zamanı bulundukları eyaletin güvenliğini sağlarken, savaş zamanı ise savaşa gitmekti. peki savaş zamanı eyaleti kim koruyordu. elbette küçük birlikler kalmakla birlikte, genel olarak 2 3 yıl bölgeden uzaklaşan-ki savaşlar o zaman için bu civarda sürüyordu- tımarlı birliği gelene kadar asayiş bozulmaz idi. yani şunu biliyoruz ki bölgeyi korumaktan sorumlu birlikler savaş zamanı bölgede bulunmaz.
2-ankara savaşında bilindiği üzere ordunun yarısından çoğu imha edilmiştir (bkz: fil gücü). diğer kısmının ise büyük bölümü ya firar etmiş ya da diğer şehzadelere biat etmek için edirne ve istanbul gibi o zamanın merkez şehirlerine gitmişlerdir. elbette geriye dönen askeri birlikler olmuştur. fakat isyan dediğimiz şey düzenli bir ordu olmadan, - ki bunu türkiye ilk kurulduğu zamanlarda da fazlası ile yaşadı türkiye- engelleyebilecek bir şey değil.
şimdi iq'da zirveye oynayanlar için bahsetmek gerekir ise;
ordusunun çoğu imha olmuş ve yerel yönetimlererin de elinde kalan askeri birlikler yeterince azken -çünkü şehzadelerin her biri hükümdarlığını ilan etmiş ve seferberlik başlatmıştı.- neden bu 11 senede ayaklanma çıkmamıştır.
sonuç:osmanlı bir aile imparatorluğudur, tamam. kendilerini insanlardan üstün görüyorlardır, elbet olmuştur. o zaman için dünyanın büyük bir gücüne sahip olmak bana kalırsa bu sonuçlara gayet de götürür. doğru mudur, hayır ama doğaldır. yanlış yapılmış mıdır, elbette. ama bu yanlışlar dış insanlara zulüm şeklinde olmamıştır hiçbir zaman. mesela fazla vergi alırken askerden muaf tutulmak gibi bir denge hep korunmaya çalışılmıştır-dikkat çalışılmıştır-. fakat unutulmamalı ki tarih her zaman beslenmeyi hak eder. evet roma imparatorluğuna italya tarafından sadece göz kırpılıyor olabilir. fakat günümüzde ingiltere'de, fransa'da resmen tarihe tapılırken-şuan yurtdışında olduğumu onlarla konuşmak isteyen olursa haber vermesini ekleyerek devam edeyim-, neden italyan gibi olmamız gerekirken, ingiliz gibi olmaya çalışmıyoruz.
dipnot:ülkü ocaklarına hiç yolum düşmedi. soyuma gelince de kayseri ermenilerindenim. fakat atatürk milliyetçiliğine bağlı ve osmanlı tarihi ile yetişmiş bir ermeniyim. (bunu ekleme sebebim insanlarda türkler yine kendilerini yere göğe sığdıramıyor düşüncesinin oluşmasından korkmuş olmam. yoksa ırkçılıkla işim olmaz.
'11 yıl padişahsız devlette isyan etmemişler, demek ki o zamanın halkı gidişattan gayet memnunmuş' adam sanki sırp, adam sanki yunan gibi rahat konuşuyor.
bugün de iq'yu yerlerden topluyoruz.
1- devlette kargaşa var da fethedilen yerlerde vali ve kolcu güçleri yerinde değil mi? yerinde
2- fethedilen yerlerde ordu mu bıraktın da adamlar 11 yıl içinde isyan edecek. eski zamanlarda bir sefer 5-6 yıl sürdüğünden 11 yıl bir isyan için çok erken bir süre
3- cılız isyanlara kalkışmadıklarına nereden eminsin, çok mutlular her gün balkan dansları mı yapıyorlar sanıyorsun
4- orta okulda ülkü ocalarına çok gidenlerde olan sendroma yakalanmışlar var aramızda, osmanlı hoş görü imparatorluğu falan. kilisenin yanına cami yapmış onu gösterirler sürekli. hristiyan kalabilirsin ama müslüman'ın 3 katı vergi vereceksin, ayrıca müslüman olmassan devlette çalışamaz ve herhangi bir iş alamassın. e tabi hristiyan kalmaları osmanlı'Nın işine gelecek.. daha çok para sömürecek
ayrıca balkanlar'da (hatta venedik ve viyana dahil) yüzyıllardır her gün saat 12 de çalan kilise çanları barbar türkler'den kurtulmayı müjdeler. inanmıyorsan araştır.
sonuç ; osmanlı bir aile imparatorluğu idi ve insanlar da onların kulları idi. gittikleri yerlere kan ve eziyet getirdiler. tek mirasları trakya ve istanbul'dur. Osmanlı tarihte silindi geçti. gurur duyulacak bir tarafı kalmadı. dediğim gibi roma imparatorluğuna tebessüm eden italyan gibi olmalı fazla da takılmamalıyız.
bugün de iq'yu yerlerden topluyoruz.
1- devlette kargaşa var da fethedilen yerlerde vali ve kolcu güçleri yerinde değil mi? yerinde
2- fethedilen yerlerde ordu mu bıraktın da adamlar 11 yıl içinde isyan edecek. eski zamanlarda bir sefer 5-6 yıl sürdüğünden 11 yıl bir isyan için çok erken bir süre
3- cılız isyanlara kalkışmadıklarına nereden eminsin, çok mutlular her gün balkan dansları mı yapıyorlar sanıyorsun
4- orta okulda ülkü ocalarına çok gidenlerde olan sendroma yakalanmışlar var aramızda, osmanlı hoş görü imparatorluğu falan. kilisenin yanına cami yapmış onu gösterirler sürekli. hristiyan kalabilirsin ama müslüman'ın 3 katı vergi vereceksin, ayrıca müslüman olmassan devlette çalışamaz ve herhangi bir iş alamassın. e tabi hristiyan kalmaları osmanlı'Nın işine gelecek.. daha çok para sömürecek
ayrıca balkanlar'da (hatta venedik ve viyana dahil) yüzyıllardır her gün saat 12 de çalan kilise çanları barbar türkler'den kurtulmayı müjdeler. inanmıyorsan araştır.
sonuç ; osmanlı bir aile imparatorluğu idi ve insanlar da onların kulları idi. gittikleri yerlere kan ve eziyet getirdiler. tek mirasları trakya ve istanbul'dur. Osmanlı tarihte silindi geçti. gurur duyulacak bir tarafı kalmadı. dediğim gibi roma imparatorluğuna tebessüm eden italyan gibi olmalı fazla da takılmamalıyız.
osmanlı hakkında hiçbir bilgisi olmadan, forum bilgileri ile muhalefet yapılmaya çalışılması garip.
öncelikle osmanlı zaten doğu avrupa'nın ötesine hiç geçmedi. neden avrupa'da müslümanlık yok lafı zaten yersiz. osmanlı'nın islam'a sokma politikasının tamamen insanların tercihlerine bağlı olduğunu anlamak gerekir ki, o devirler de caminin, kilisenin ve havranın yan yana olması da bunun bir yansımasıdır.
ayrıca herhangi bir tarih kitabını okuyanın bileceği üzere, dördüncü padişah olan yıldırım bayezid'in zamanında yapılan ankara savaşında, bayezid'in timur'a esir düşmesiyle fetret devri'ne girilmiş, ve bu dönem 11 yıl sürmüştür. bunu neden anlattım. çünkü 11 yıl padişahsız bir devlet var. ve düşünün o tarihlerde, bırakın padişahsız bir devleti; bir padişah yaşlanınca bile bir sürü imparatorluk ve devlet parçalanma eşiğine gelirdi. fakat o dönemde gariptir ki osmanlı'nın başında bir padişah olmamasına rağmen bağımsızlığını ilan eden bir balkan devleti veya ırkı olmamıştır. e o zaman? hem başka bir milletin hakimiyetinde olacaksınız, hem sömürüleceksiniz, hem de o devletin kralı esir düşmüş ve devlet başsız iken ayaklanma dahi çıkarmayacaksınız. mantıklı mı, tabiki hayır. demek ki o zamanın insanları ve halkı gidişatına gayet de memnun imiş.
daha da anlatılır fakat, zaten merak edilse birçok kaynakta bulunabilecek bilgiler olduğu için burada kesiyorum.
öncelikle osmanlı zaten doğu avrupa'nın ötesine hiç geçmedi. neden avrupa'da müslümanlık yok lafı zaten yersiz. osmanlı'nın islam'a sokma politikasının tamamen insanların tercihlerine bağlı olduğunu anlamak gerekir ki, o devirler de caminin, kilisenin ve havranın yan yana olması da bunun bir yansımasıdır.
ayrıca herhangi bir tarih kitabını okuyanın bileceği üzere, dördüncü padişah olan yıldırım bayezid'in zamanında yapılan ankara savaşında, bayezid'in timur'a esir düşmesiyle fetret devri'ne girilmiş, ve bu dönem 11 yıl sürmüştür. bunu neden anlattım. çünkü 11 yıl padişahsız bir devlet var. ve düşünün o tarihlerde, bırakın padişahsız bir devleti; bir padişah yaşlanınca bile bir sürü imparatorluk ve devlet parçalanma eşiğine gelirdi. fakat o dönemde gariptir ki osmanlı'nın başında bir padişah olmamasına rağmen bağımsızlığını ilan eden bir balkan devleti veya ırkı olmamıştır. e o zaman? hem başka bir milletin hakimiyetinde olacaksınız, hem sömürüleceksiniz, hem de o devletin kralı esir düşmüş ve devlet başsız iken ayaklanma dahi çıkarmayacaksınız. mantıklı mı, tabiki hayır. demek ki o zamanın insanları ve halkı gidişatına gayet de memnun imiş.
daha da anlatılır fakat, zaten merak edilse birçok kaynakta bulunabilecek bilgiler olduğu için burada kesiyorum.
Bağımsızlıklarını ilan eden ulkelerin bağımsızlık sevincini Osmanlı'dan nefret ettikleri şeklinde yorumlayan yazarlarımız varmış, ilginç.
Ulke osmanlı dan sıyrılmış bağımsızlığını kutluyor, bizans'tan kurtulsaydı ulasal yas mı ilan edecekti?
İzmir in kuruluşunda facebook profillerimize siyah bant mi yapıştırıyoruz, İstanbul un fethi kutlamalarında uzuntuden gözyaşı mı döküyoruz?
Muhalefetin Kemal Kılıçdaroğlu zihniyeti hepten zarar. Olacaksanız muharrem ince gibi olun, valla bak.
Ulke osmanlı dan sıyrılmış bağımsızlığını kutluyor, bizans'tan kurtulsaydı ulasal yas mı ilan edecekti?
İzmir in kuruluşunda facebook profillerimize siyah bant mi yapıştırıyoruz, İstanbul un fethi kutlamalarında uzuntuden gözyaşı mı döküyoruz?
Muhalefetin Kemal Kılıçdaroğlu zihniyeti hepten zarar. Olacaksanız muharrem ince gibi olun, valla bak.
Osmanlı büyük bir emparyalist imparatorluktu. Güya Müslümanlığı yayıp aslında saray ve yakın çevresi için vergi topluyordu. (istanbul merkez ve saray çevresi hariç halk fakirdi - aynı bu günkü gibi)
623 yıl boyunca fethettiği yerlerde sevgi yaydı.. tabi yersen. o kadar çok sevgi yaymış ki, şu anda bütün ülkeler Osmanlı'dan kurtuluşlarını kurtuluş bayramı olarak kutluyorlar. (Bosna hariç)
Geçen yıl Balkanlar turu yaptım, bütün gençlerin sırtında osmanlı'dan kurtuluşlarını temsil eden haçlı şövalyeli dövmeler var.
ayrıca Müslümanlık'tan o kadar güzel nefret ettirmişler ki Avrupa'da (Bosna hariç) müslüman olan ülke yok.
sonuç olarak osmanlı'nın ne kadar büyük ve güçlü olmasından gurur duyulacak hiç bir şey olmamalı rasyonel bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı için.
roma imparatorluğun'nun büyüklüğüne tebessümle yaklaşan italyan gibi olmalıyız en fazla..
623 yıl boyunca fethettiği yerlerde sevgi yaydı.. tabi yersen. o kadar çok sevgi yaymış ki, şu anda bütün ülkeler Osmanlı'dan kurtuluşlarını kurtuluş bayramı olarak kutluyorlar. (Bosna hariç)
Geçen yıl Balkanlar turu yaptım, bütün gençlerin sırtında osmanlı'dan kurtuluşlarını temsil eden haçlı şövalyeli dövmeler var.
ayrıca Müslümanlık'tan o kadar güzel nefret ettirmişler ki Avrupa'da (Bosna hariç) müslüman olan ülke yok.
sonuç olarak osmanlı'nın ne kadar büyük ve güçlü olmasından gurur duyulacak hiç bir şey olmamalı rasyonel bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı için.
roma imparatorluğun'nun büyüklüğüne tebessümle yaklaşan italyan gibi olmalıyız en fazla..
kuveytte prof. dr. ahmet akgündüz'ün, konferans verdiği sırada arap bir gencin sorduğu soruya verdiği 'ayar' niteliğinde cevaptır.
kuveytli bir genç söz alarak "kuveyt mi daha büyük ve güçlü idi, yoksa osmanlı mı?" diye sorması üzerine ahmet akgündüz şu cevabı vermiştir:
-osmanlı devleti 36 eyalet idi ve bağdat, bu eyaletlerden birisiydi. bağdat ise 29 sancaktan oluşmaktaydı.basra da bu 29 sancaktan birisiydi. basra da 31 kazadan oluşuyordu. bu kazalardan birisi de şuan suudi arabistan sınırları içinde bulunan lahza'dır. lahza kazası da kendi içinde 80 köye ayrılmaktaydı. bu 80 köyden biri ebulhayr köyüdür. ebulhayr da 15 mezradan oluşuyordu. işte bu mezralardan birisi de kuveyt idi.
edit:bilmiyorum biraz fazla propaganda amaçlı duruyor ama yine de fena durmuyordu.
kuveytli bir genç söz alarak "kuveyt mi daha büyük ve güçlü idi, yoksa osmanlı mı?" diye sorması üzerine ahmet akgündüz şu cevabı vermiştir:
-osmanlı devleti 36 eyalet idi ve bağdat, bu eyaletlerden birisiydi. bağdat ise 29 sancaktan oluşmaktaydı.basra da bu 29 sancaktan birisiydi. basra da 31 kazadan oluşuyordu. bu kazalardan birisi de şuan suudi arabistan sınırları içinde bulunan lahza'dır. lahza kazası da kendi içinde 80 köye ayrılmaktaydı. bu 80 köyden biri ebulhayr köyüdür. ebulhayr da 15 mezradan oluşuyordu. işte bu mezralardan birisi de kuveyt idi.
edit:bilmiyorum biraz fazla propaganda amaçlı duruyor ama yine de fena durmuyordu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?