premier league

ingilizler’in dünyaya ve avrupa’ya çok güzel pazarladığı, 4 büyük takım haricindeki takımların avrupa’nın çoğu ligindeki takımlardan daha kalitesiz olduğu lig. manchester united, arsenal, liverpool ve chelsea dışında kalan takımların son 5 senedeki avrupa performansları da bunu destekler nitelikte. bu süre zarfında 2006 yılında, bugün premier lig’de bile olmayan middlesbrough’un uefa kupası’nda finale çıkması dışında, ingiliz takımlarının o kadar büyük bütçeleri olmasına ve oyuncularına tonlarca para harcamalarına rağmen avrupa kupalarında hiçbir başarıları yok. saydığım 4 takımın ligdeki diğer takımları içerde dışarda 3-4 golle uğurlamalarından bahsetmiyorum bile.

en iyi ve en fazla pazarlanan lig. dolayısıyla dünyada en çok izlenen lig. ee hakediyorlar ama...

premier kelimesinin en fazla yakıştığı lig.

onumuzdeki sezondan itibaren fox tv ekranlarindan takip edilebilecek futbol ziyafeti.

amerikalı ve rus para babalarının istedikleri takımı satın alıp at koşturdukları lig.futbolu güzelleştirmek değil paralarını çoğaltmak amacındaki insanların yeni pazarı.

su an barclays’ın sponsorluk yaptığı,7 kıta üzerinde izlenen tek futbol ligidir.ligin derbi maçları dünya kupası finali kadar seyirci topluyor.en pahalı sponsorluk ve yayın anlaşmalarınjın yapıldığı ligtir.
içerisinde sadece futbol vardır.
şike,şahibe,hakemler konuşulmaz.
yöneticilerinin ismi de aziz yıldırım,ali koç yada ergun gürsoy değildir.
küme düşme hattındaki watford-wigan maçını 200 milyon kişi izlerki bu fb-gs maçının 65 katıdır.

en sağlam maçların çıkarıldığı futbol ligi

dünyanın en kaliteli üç liginden biri.
diğerleri için:
(bkz: la liga)
(bkz: serie a)

maçları izlerken işte premier league bu dedirten müthiş bir tempoya sahip maçların izlendiği lig.

nedense murat kosova’nin iste premier league dedikten sonra hayrani oldugum lig

muhtesem sut ceken,fiziki yonden cok guclu olan, ayni zamanda teknigi cok dusuk oyuncularla dolu lig.

her takimin kuvvetli,bazilarinin hayvani derecede kuvvetli ve tum takimlarin cok mert oldugu lig.her takim atak yapmak ve gol atmak icin oynar.hal boyle olunca defansta bosluklar dogar.bu sayede thierry henry bizi cildirtacak guzellikte futbol oynama olanagini bulur.

iskoc 1. futbol ligi.

formula 1 ya da nba gibi pazarlama dehasinin urunu bir ligtir. zira burada hersey paraya cevrilebilir, herseyden once stad panolarindan, hakem formalarina kadar birlesik arap emirlikleri havayollari(emirates) tarafindan sponsor olunmus ligtir ayni zamanda ki bunun argodaki tek karsiligi ta$akli olmaktir.
maclari izleyen seyirci sayisi bundes liga’nin yarisini biraz gecse de herkes bir arsenal-chelsea macini dortmund-munchen macina tercih eder. dogrudur sertlik ve tempo olarak ne bir italyan ne de bir ispanyol ligi olabilir, ancak gercekten oyun tamamen durust oyundur; kimse 90 dakika defansa yatmaz, taraftar rakip futbolcuya cift dalip kirmizi kart yiyen kendi oyuncusunu degil, top oynamak yerine kendini yere atan kendi futbolcusunu yuhalar. futbolcular halkin hem ilahi, hem de soytarisidirlar.teknik direktorler mutevazidir mac oncesi cok konusmazlar, kulup baskani tarafindan uc kurus paraya calisan gencecik muhabirler yasakli ilan edilmez aksine antreman sahalarinda bu gorevlilerin ucretsiz yararlanabilecekleri bufeler kahve makineleri bulunur.

maclarda insanlar bira icerler, hepsi oturuyormus gibi gorunse de icerideki ugultu rakibi bogar, taraftar kendini degil takimini destekler tribunde.

kisacasi diger liglere gore de premierdir, birincildir premier league.

kanimca konusuldugu kadar iyi olmayan gereksiz ingiliz abartmalariyla populer yapilmis lig.zaten ingilizlerin avrupa da cok basarili olamayislarini da buna bagliyorum.

turk spor yazarlarinin en cok ovdugu lig.

ingiltere birinci futbol ligi.