Birkaç sene öncesinde bir süreliğine bulunduğum şehir.
Giden arkadaşların metrodaki yankesicilere, eyfelin altındaki dolandırıcı çingenelere ve muhtelif yerlerde karşılarına çıkan işportacı zencilere dikkat etmesini öneririm. İlk geceden bir arkadaş tokalaştığı işportacıya saatini kaptırmıştı. Tabii birkaç saat sonra fark etti vaziyeti kendisi, geri alamadı.
Tabi bunlar birkaç sene önce oluyordu, belki ohal başlayınca bu sorunları çözmüşlerdir.
paris
(bkz: overrated)
Şu dünyada daha abartılmış ve daha balon bir şehir yoktur. Havası ve sokakları pistir. Akşam saatlerinde turistik yerlerin biraz dışına çıkarsanız götünüzü kesip elinize verebilecek bir ton insanla tanışabilirsiniz. Tek özelliği reklamının iyi yapılıyor olmasıdır.
Söylediklerimden kesinlikle çok kötü bir şehirdir, yaşanılmaz anlamı çıkarmayın. Sadece abartıldığı ve pazarlandığı kadar güzel bir şehir değildir. Avrupa'daki en leş başkentler sıralamasında kafadan ilk 5'e girer.
Şu dünyada daha abartılmış ve daha balon bir şehir yoktur. Havası ve sokakları pistir. Akşam saatlerinde turistik yerlerin biraz dışına çıkarsanız götünüzü kesip elinize verebilecek bir ton insanla tanışabilirsiniz. Tek özelliği reklamının iyi yapılıyor olmasıdır.
Söylediklerimden kesinlikle çok kötü bir şehirdir, yaşanılmaz anlamı çıkarmayın. Sadece abartıldığı ve pazarlandığı kadar güzel bir şehir değildir. Avrupa'daki en leş başkentler sıralamasında kafadan ilk 5'e girer.
japonyanın psikolojik rehabilitasyon merkezleri bulundurduğu şehir. sebebi ise oraya giden ve hayal ettiği gibi bir şehir ile karşılaşmayan vatandaşlarını tedavi etmek. (bkz: paris syndrome)
En sevdigim sehir..
Fransa'nın başşehri.
kendisini özlettiren, daha önce gittiğim şehirlere benzemeyen farklı bir ruhu olan şehir gibi şehir.
su saatlerde cok komplike bir teror saldirisi altinda;
(bkz: 13 kasım 2015 paris'te meydana gelen saldırılar)
(bkz: 13 kasım 2015 paris'te meydana gelen saldırılar)
buraya gitmeyi dusunenlere cok cok onemli bir not vereyim, kesinlikle ama kesinlikle beauvais'ye gitmeyin, uzak durun. bu havalimanindan sehre tren/metro bulunmadigi gibi toplu tasimanin can damarlarindan otobus de yoktur (aslinda paris'te degil, tille denen bir yerde). sadece havatas benzeri saat basi kalkan otobusler vardir ve bu yolculuk yaklasik 2 saat surmektedir. parasi neyse verip cdg'ye inilmelidir.
gectigimiz aylarda tekrar ziyaret ettigim bu guzel fransiz sehrini ilk kez 2007 yilinda bir nisan gununde gitmistim, o zamanlar birlikte oldugum kiz arkadasim erasmus ile fransa'ya gitmisti onu gormek ve onunla bu sehri dolasmakti maksat. ogrenciyken, bes parasiz gittigim bu sehirden o zamanlar aldigim keyfi bugun alamiyorum gerci, o da bendeki eksiktendir. ikinci gezisimde de hatiralar tekrar bir zaman seridi gibi geldi karsima, ve hala sokak sokak hatirliyor olmami da biraz gururla karisik yadirgamistim. benzer duyguyu gectigimiz sene barselona'yi gezerken de deneyimlemistim gerci. uzatmayayim efendim, konumuz paris. sizlere zaten herkesin sunabilecegi gorulecek yerlerden ziyade nerede ne yenir ne icilir biraz ondan bahsedeyim.
kahvalti
turk kahvaltisinin yeri hepimiz icin ayridir, hatta butun dunyada bambaska bir konuma sahiptir (http://9gag.com/gag/2031580/breakfast-level-turkish) fakat fransizlarin firininin yanina yaklasacak bir zenginligimiz yok. du pain et des idees isimli bir firin var mesela, burada escargot olsun, croissant olsun, brioche olsun hepsi lezizdi (hepsini ayi gibi yedim evet) ve fiyatlar gercekten cok makuldu. bir baska mekan les deux magots. bu mekan gorece pahali olmakla beraber, picasso'nun dora maar ile tanistigi yerde bulunmanin verdigi his bir baska. burada da croque madame'i nacizane tavsiye ederim. arkadasim da kis almisti, o da gayet lezizdi. sanirim burada her sey harika.
ogle yemegi
gercekten nereye girseniz olur, etinizi sarabinizi gayet uygun fiyata ve yuksek kalitede hemen her yerde bulabilirsiniz.
aksam yemegi
burasi icin verebilecegim en guzel tavsiye sacre couer'un hemen asagisinda bulunan le refuge des fondues olabilir. biberonda sarap icerek cok hizli sekilde sarhos olabileceginiz bu mekan adindan da anlasilacagi uzere bir fondu yuvasi. muthis (yalniz cok kucuk bir yer). bunun disinda belcika tarzi midyeleri afiyetle indirebileceginiz leon de bruxelles'i da gonul rahatligiyla onerebilirim.
bon ap.
kahvalti
turk kahvaltisinin yeri hepimiz icin ayridir, hatta butun dunyada bambaska bir konuma sahiptir (http://9gag.com/gag/2031580/breakfast-level-turkish) fakat fransizlarin firininin yanina yaklasacak bir zenginligimiz yok. du pain et des idees isimli bir firin var mesela, burada escargot olsun, croissant olsun, brioche olsun hepsi lezizdi (hepsini ayi gibi yedim evet) ve fiyatlar gercekten cok makuldu. bir baska mekan les deux magots. bu mekan gorece pahali olmakla beraber, picasso'nun dora maar ile tanistigi yerde bulunmanin verdigi his bir baska. burada da croque madame'i nacizane tavsiye ederim. arkadasim da kis almisti, o da gayet lezizdi. sanirim burada her sey harika.
ogle yemegi
gercekten nereye girseniz olur, etinizi sarabinizi gayet uygun fiyata ve yuksek kalitede hemen her yerde bulabilirsiniz.
aksam yemegi
burasi icin verebilecegim en guzel tavsiye sacre couer'un hemen asagisinda bulunan le refuge des fondues olabilir. biberonda sarap icerek cok hizli sekilde sarhos olabileceginiz bu mekan adindan da anlasilacagi uzere bir fondu yuvasi. muthis (yalniz cok kucuk bir yer). bunun disinda belcika tarzi midyeleri afiyetle indirebileceginiz leon de bruxelles'i da gonul rahatligiyla onerebilirim.
bon ap.
akşam izlediğim midnight in paris adlı filmin de etkisiyle iyice gidesim gelen şehir.fransızca duyup konuşmak, kafelerinde oturmak, şaraplarıyla sarhoş olmak, renklerine dalıp hayaller kurmak hoş olurdu.
paris şehrindeki metro ulaşım ağı çok gelişmiştir. hemen hemen şehir merkezinde istasyondan çıkmadan her yöne rahat ulaşım sağlayabilirsiniz.
şehir dışına banliyölere ulaşmak için yine metro son duraklarından istasyon bağlantısı ile banliyö trenleriyle ulaşım sağlanır.
şehri ilk defa gezmek isteyenler için bir metro haritası edinmek yeterlidir.
(bkz: http://www.aparisguide.com/maps/metro.htm)
şehir dışına banliyölere ulaşmak için yine metro son duraklarından istasyon bağlantısı ile banliyö trenleriyle ulaşım sağlanır.
şehri ilk defa gezmek isteyenler için bir metro haritası edinmek yeterlidir.
(bkz: http://www.aparisguide.com/maps/metro.htm)
ilk vampir müzesini barındıran şehir.
(bkz: midnight in paris)
ankaraya yaklaşık olarak 3208 km uzaktadır.
vakti zamanında mezarlık olarak adlandırılan bölgelerin yer israfı olacağı düşünülerek şehrin altına indirilmesine karar verilmiş, tüm mezarlar açılarak kemikler yerin altına konulmuş ve akabinde de bu oluşumun üstünde şehir tekrar düzenlenmiştir. günümüzde ise bu alanlar müze adı altında gezilebilmektedir.
seine nehri üzerinden yapilan turlarla sehrin önemli yapitlarinin bir kismini görebileceginiz sehir.
fransizlarin garip varliklar olmasina ragmen görülmeye deger bir sehirdir. ama illaki sevgiliyle gezilmesi gereken sehirdir. tabi yanlis sokaklara girmemek lazim, ayip. ayrica bahse konu sokaklarin birinde, bir sex shopun yaninda, dönerci görmeniz de mümkündür. artik bu girisimci kardesimiz ne düsünerek buraya yerlesti bilmiyorum, belki sermayeler is sonu acikirlar diye düsünmüstür.
eyfel kulesinin haddinden ve gereginden fazla ünlendindigini, ünlendirildigini, ki dogru bir strateji oldugu ortada, söylemek yanlis olmaz. sehri kus bakisi görebilme imkani disinda pek bir atraksiyonu yoktur. ama eyfelden sevgiliyi asagi atmak bile bir hayli romantik olabilir. tabi ayi gibi atmayacaksiniz yavasça, nazikçe asagi birakacaksiniz... eyfele fazla vakit harcamayip eyfelden çok daha ilginç ve güzel yapitlara yönelmek daha dogrudur.
yazin suudilerin dolustugu ve en lüks hotel ve restoranlari doldurdugu sehirdir ayrica. görgüsüz dümbükler champs elyseesin keyfini kaçiriyorlar.
metro agi muazzamdir. belkide bu yüzden bana karisik ve bir o kadar da ürkütücü geldi. tam cinayetlik mekanlardir ayrica. ne hikayeler, ne senaryolar çikar buradan of, of.
zenginlerimizin en gözde sehridir. gurbetçiler orada it gibi çalisiyor ve çogu sehrin güzelliginden bihaber. zenginlerimiz ise binlerce kilometre yol katediyor bu sehrin güzelligini görmek için. yok kardesim yok bu dünyanin düzenini sil bastan yapmak lazim ya, neyse...
ha bir de burayi görmüs her insan ballandira ballandira anlatir bu sehri. sehir güzel olmasina ragmen, gerçekten güzeldir be, ballandira ballandira anlattiklari kadar da degildir. salyalar akitarak anlatanlara, oraya gidince birden duygusallasiyorum diyenlere aldanmayin. evet sehrin etkisi mutlaka vardir ama öyle olmak için kastiklarina emin olabilirsiniz. her insan ömründe mutlaka görmesi gereken bir yerde degildir ayrica. görmesenizde olur.
#358279
fransizlarin garip varliklar olmasina ragmen görülmeye deger bir sehirdir. ama illaki sevgiliyle gezilmesi gereken sehirdir. tabi yanlis sokaklara girmemek lazim, ayip. ayrica bahse konu sokaklarin birinde, bir sex shopun yaninda, dönerci görmeniz de mümkündür. artik bu girisimci kardesimiz ne düsünerek buraya yerlesti bilmiyorum, belki sermayeler is sonu acikirlar diye düsünmüstür.
eyfel kulesinin haddinden ve gereginden fazla ünlendindigini, ünlendirildigini, ki dogru bir strateji oldugu ortada, söylemek yanlis olmaz. sehri kus bakisi görebilme imkani disinda pek bir atraksiyonu yoktur. ama eyfelden sevgiliyi asagi atmak bile bir hayli romantik olabilir. tabi ayi gibi atmayacaksiniz yavasça, nazikçe asagi birakacaksiniz... eyfele fazla vakit harcamayip eyfelden çok daha ilginç ve güzel yapitlara yönelmek daha dogrudur.
yazin suudilerin dolustugu ve en lüks hotel ve restoranlari doldurdugu sehirdir ayrica. görgüsüz dümbükler champs elyseesin keyfini kaçiriyorlar.
metro agi muazzamdir. belkide bu yüzden bana karisik ve bir o kadar da ürkütücü geldi. tam cinayetlik mekanlardir ayrica. ne hikayeler, ne senaryolar çikar buradan of, of.
zenginlerimizin en gözde sehridir. gurbetçiler orada it gibi çalisiyor ve çogu sehrin güzelliginden bihaber. zenginlerimiz ise binlerce kilometre yol katediyor bu sehrin güzelligini görmek için. yok kardesim yok bu dünyanin düzenini sil bastan yapmak lazim ya, neyse...
ha bir de burayi görmüs her insan ballandira ballandira anlatir bu sehri. sehir güzel olmasina ragmen, gerçekten güzeldir be, ballandira ballandira anlattiklari kadar da degildir. salyalar akitarak anlatanlara, oraya gidince birden duygusallasiyorum diyenlere aldanmayin. evet sehrin etkisi mutlaka vardir ama öyle olmak için kastiklarina emin olabilirsiniz. her insan ömründe mutlaka görmesi gereken bir yerde degildir ayrica. görmesenizde olur.
#358279
işıklı caddelerin esmer güzeli
işte kollarımda paris
gözlerinden önce karartır gecemi...
bu aşkı kaçıran
ben değil sendin bilakis,
bir daha beklemeden sevecek olsam
en az senin kadar güzel olmalıydı
paris...
henüz vakit varken sevgilim
paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken sevgilim
yüreğim dalındayken henüz...
gibi bir şiiri bana paris günlerimde yazdırabilen bir şehirdir.
aşkların ve ihtirasların mabedi
işte kollarımda paris
gözlerinden önce karartır gecemi...
bu aşkı kaçıran
ben değil sendin bilakis,
bir daha beklemeden sevecek olsam
en az senin kadar güzel olmalıydı
paris...
henüz vakit varken sevgilim
paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken sevgilim
yüreğim dalındayken henüz...
gibi bir şiiri bana paris günlerimde yazdırabilen bir şehirdir.
aşkların ve ihtirasların mabedi
şu günlerde nukhet durunun gençken sırf o zamanlar pariste yaygın diye punk giyinip ortalarda gezdiğini anlattığı şehir.
(bkz: aşk şehri)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?