gectigimiz aylarda tekrar ziyaret ettigim bu guzel fransiz sehrini ilk kez 2007 yilinda bir nisan gununde gitmistim, o zamanlar birlikte oldugum kiz arkadasim erasmus ile fransa'ya gitmisti onu gormek ve onunla bu sehri dolasmakti maksat. ogrenciyken, bes parasiz gittigim bu sehirden o zamanlar aldigim keyfi bugun alamiyorum gerci, o da bendeki eksiktendir. ikinci gezisimde de hatiralar tekrar bir zaman seridi gibi geldi karsima, ve hala sokak sokak hatirliyor olmami da biraz gururla karisik yadirgamistim. benzer duyguyu gectigimiz sene barselona'yi gezerken de deneyimlemistim gerci. uzatmayayim efendim, konumuz paris. sizlere zaten herkesin sunabilecegi gorulecek yerlerden ziyade nerede ne yenir ne icilir biraz ondan bahsedeyim.
kahvalti
turk kahvaltisinin yeri hepimiz icin ayridir, hatta butun dunyada bambaska bir konuma sahiptir (http://9gag.com/gag/2031580/breakfast-level-turkish) fakat fransizlarin firininin yanina yaklasacak bir zenginligimiz yok. du pain et des idees isimli bir firin var mesela, burada escargot olsun, croissant olsun, brioche olsun hepsi lezizdi (hepsini ayi gibi yedim evet) ve fiyatlar gercekten cok makuldu. bir baska mekan les deux magots. bu mekan gorece pahali olmakla beraber, picasso'nun dora maar ile tanistigi yerde bulunmanin verdigi his bir baska. burada da croque madame'i nacizane tavsiye ederim. arkadasim da kis almisti, o da gayet lezizdi. sanirim burada her sey harika.
ogle yemegi
gercekten nereye girseniz olur, etinizi sarabinizi gayet uygun fiyata ve yuksek kalitede hemen her yerde bulabilirsiniz.
aksam yemegi
burasi icin verebilecegim en guzel tavsiye sacre couer'un hemen asagisinda bulunan le refuge des fondues olabilir. biberonda sarap icerek cok hizli sekilde sarhos olabileceginiz bu mekan adindan da anlasilacagi uzere bir fondu yuvasi. muthis (yalniz cok kucuk bir yer). bunun disinda belcika tarzi midyeleri afiyetle indirebileceginiz leon de bruxelles'i da gonul rahatligiyla onerebilirim.
bon ap.
paris
buraya gitmeyi dusunenlere cok cok onemli bir not vereyim, kesinlikle ama kesinlikle beauvais'ye gitmeyin, uzak durun. bu havalimanindan sehre tren/metro bulunmadigi gibi toplu tasimanin can damarlarindan otobus de yoktur (aslinda paris'te degil, tille denen bir yerde). sadece havatas benzeri saat basi kalkan otobusler vardir ve bu yolculuk yaklasik 2 saat surmektedir. parasi neyse verip cdg'ye inilmelidir.
su saatlerde cok komplike bir teror saldirisi altinda;
(bkz: 13 kasım 2015 paris'te meydana gelen saldırılar)
(bkz: 13 kasım 2015 paris'te meydana gelen saldırılar)
kendisini özlettiren, daha önce gittiğim şehirlere benzemeyen farklı bir ruhu olan şehir gibi şehir.
Fransa'nın başşehri.
En sevdigim sehir..
japonyanın psikolojik rehabilitasyon merkezleri bulundurduğu şehir. sebebi ise oraya giden ve hayal ettiği gibi bir şehir ile karşılaşmayan vatandaşlarını tedavi etmek. (bkz: paris syndrome)
(bkz: overrated)
Şu dünyada daha abartılmış ve daha balon bir şehir yoktur. Havası ve sokakları pistir. Akşam saatlerinde turistik yerlerin biraz dışına çıkarsanız götünüzü kesip elinize verebilecek bir ton insanla tanışabilirsiniz. Tek özelliği reklamının iyi yapılıyor olmasıdır.
Söylediklerimden kesinlikle çok kötü bir şehirdir, yaşanılmaz anlamı çıkarmayın. Sadece abartıldığı ve pazarlandığı kadar güzel bir şehir değildir. Avrupa'daki en leş başkentler sıralamasında kafadan ilk 5'e girer.
Şu dünyada daha abartılmış ve daha balon bir şehir yoktur. Havası ve sokakları pistir. Akşam saatlerinde turistik yerlerin biraz dışına çıkarsanız götünüzü kesip elinize verebilecek bir ton insanla tanışabilirsiniz. Tek özelliği reklamının iyi yapılıyor olmasıdır.
Söylediklerimden kesinlikle çok kötü bir şehirdir, yaşanılmaz anlamı çıkarmayın. Sadece abartıldığı ve pazarlandığı kadar güzel bir şehir değildir. Avrupa'daki en leş başkentler sıralamasında kafadan ilk 5'e girer.
Birkaç sene öncesinde bir süreliğine bulunduğum şehir.
Giden arkadaşların metrodaki yankesicilere, eyfelin altındaki dolandırıcı çingenelere ve muhtelif yerlerde karşılarına çıkan işportacı zencilere dikkat etmesini öneririm. İlk geceden bir arkadaş tokalaştığı işportacıya saatini kaptırmıştı. Tabii birkaç saat sonra fark etti vaziyeti kendisi, geri alamadı.
Tabi bunlar birkaç sene önce oluyordu, belki ohal başlayınca bu sorunları çözmüşlerdir.
Giden arkadaşların metrodaki yankesicilere, eyfelin altındaki dolandırıcı çingenelere ve muhtelif yerlerde karşılarına çıkan işportacı zencilere dikkat etmesini öneririm. İlk geceden bir arkadaş tokalaştığı işportacıya saatini kaptırmıştı. Tabii birkaç saat sonra fark etti vaziyeti kendisi, geri alamadı.
Tabi bunlar birkaç sene önce oluyordu, belki ohal başlayınca bu sorunları çözmüşlerdir.
paris:bir rengi olsa mor olurdu herhalde, kisin griye bakan hafifce. yalnizlarin paylasimi, surekli muhalif ama kendine de;bu kentte
1. bir rengi olsa mor olurdu herhalde, kisin griye bakan. yalnizlarin paylasimi vardir, muhalif ama kendine de; bu kentte.
fransa’nin baskenti.
(bkz: eyfel kulesi)
hectorun erkek kardesi olup truva savasina helene asik olmasi ve onu sparta kralinin elinden alip truvaya kacirmasi sebep olmus capkin kisi. truva kralinin otomatikman oglu oluyor tabi buarada. bu savasta hector kardesinin sikik aski sebebiyle olurken, paris tasaklarini gere gere yasamaya devam etmis, beni de sinir etmistir. hectorun ufacik bebesi yetim kalmistir (oksuz mu kalmistir yoksa?). her neyse.. ibnedir bu paris. ibibik bademdir.
eiffel kulesi ile un yapmis fransanin en unlu kenti,fransanin baskenti
(bkz: paris hilton)
(bkz: psg)
(bkz: paris kills)
metrosu cis kokan,moda kenti olmasina ragmen insanlarin cogunun kotu kokan,safkan fransizin az bulundugu fransanin baskenti.
metrosu cis kokan,moda kenti olmasina ragmen insanlarin cogunun kotu kokan,safkan fransizin az bulundugu fransanin baskenti.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?