parfüm

2 /
aello
fransızların pisliği sağolsun, bulunmuştur. kendileri yıkanma konusunda direttikleri için pis kokularını örtmek amaçlı icat edilmiştir.
aynı mantık için (bkz: manikür); french
angelus
bunu satmak için değişik değişik ve birbirinden ilginç tanımlamalar kullanılır; yok odunsu kokulu, yok şehvetin rengi, yok asi erkeğin isyanı, yok şehirli kadının hayalleri, yok yeni ergen sivilceli piçin fantezileri, yok independence nin kılı, yok elma sekeriiii nin yünü, vs vs. lan alıyorsun tester’ı sıkıyorsun, uyuyorsa alıyorsun arkadaş. ne asiliği, ne fantezisi bu böyle. eğer bunlara kanıp da parfüm alan varsa şayet denyonun en önde flama taşıyanıdır o.
nickten yana sansim yok
bir kadında olması gereken; bir diğer tabirle, bir kadındaki olmazsa olmaz şeylerden biri. bugün kütüphaneye gittim büyük bir şevkle. kırk yılın başı not çıkaracam. lan yanıma bir hatun oturmaz mı?.. iki saat boyunca kalkmadım yerimden kızı kokladım. sonra baktım olmayacak ders çalışmam lazım, osurdum oracıkta. sonra kütüphane daha bir sessizleşti. a aa. herkes nereye gitti böyle?
orqn
her nedense deneneceği zaman bileğe sıkılan hededir. halbuki günlük hayatta aklı selim hiçkimse parfümü bileklerine sıkmaz. koltuk altına sıkar, boynuna sıkar, göğsüne sıkar ama bileğine sıkmaz. hal böyleyken o parfümün bilekte denenmesi absürttür. yapmayın böyle.
atacamadesert
parfüm esas itibari ile atar damarların olduğu bölgelere sıkılır ki; kan dolaşımı devam ettiği ve damarlarınız attığı sürece ısıdan etkilenerek esans yayılmaya devam etsin. o yüzden parfümü deodorant gibi koltuk altınıza sıkmayı denemeyiniz. yazın tişört kışın kazak üstüne sıkılan parfüm de giyside leke yapmaktan başka bir halta yaramamaktadır.

parfümü teninize, boynunuza, bileğinize sıkınız ki; sıkıştığınızda veya selamlaşma maksadı ile öpüşürken karşınızdakine görüntü/ses ve koku ile hitap edebilesiniz.

bülent ersoy gibi dizlerinizin arkasına da sıkabilirsiniz. orada da damarlar mevcuttur. keza hitap ettiğiniz kişi ve hitap yeteneğinize bağlı olarak gecenin ilerleyen saatlerinde bacaklarınızın da güzel kokması gerekebilir.
ladycapulet
bulgaristan’da bir firma ile sorun yaşayan ve bizim de elimizden geldiğince yardım etmeye çalıştığımız bir vatandaşımız,geçtiğimiz pazartesi günü hem teşekkür etmek hem de hala sorun olarak kalan başka bir hususu dile getirmek için ziyaretime geldi. gelirken de elinde bir duty free poşediyle gelmiş. konsolosluk çalışanlarına çikolata dedi, ben de teşekkür ettim. neyse adamı uğurladım, personele ikram ettirmek için çikolatayı açacaktım bir de baktım yanında bi şey daha var. bir şişe de parfüm, benim için. hemen koştum, adama yetiştim. bunu kabul etmem mümkün değil, zaten siz teşekkürünüzü ettiniz, kaldı ki görevimizi yapıyoruz dedim.

lafın kısası, hala "jest"lerle iş yaptırıldığını düşünüyor insanlarımız. halbuki şu ana kadarki deneymlerimden hareketle "vatandaş her zaman haklıdır, dinlenmelidir, imkanlar ölçüsünde yardım edilmelidir" mantığıyla çalışıyoruz, en azından bizim temsilciliğimizde böyle. daha çok yolumuz var anlaşılan normal olanın da bu olması gerektiğini anlatabilmek adına.
malibucola
italyan erkeklerinin kullanmadığıdır. oysa ki çeşit çeşit parfüme kolayca ulaşabilmek mümkün burada. doğal olmadığını düşünüyorlarmış, tabi bizdeki gibi 10 gün geçmeyen parfüm mantığını da benimsememişler haliyle, arada yıkanıyorlar falan. kadınlar da parfüm banyosu yapmış gibi değiller, abartmadan kullanıyor kullananlar da.

bir parfüm önerisinde de bulunayım, hafif, çiçeksi, yaz-kış kullanılacak bir parfüm arıyorsanız shiseido-ever bloom'u tavsiye edebilirim.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol