olympos

sercovi
aşağıdaki gibi tasvir edebildiğim antik kent:

"...
cihangir’de yaşayan biri olarak istiklal caddesi’nde yürürken gördüğüm polislerin yürüyüşlerine, giyinişlerine, silahlarına, postallarına ve en önemlisi sayılarına karşı yaşadığım yabancılaşmanın yüzüme tokat gibi indiği vakit, geçirdiğim bir hafta boyunca devlet namına sadece varlığını bir kez tecrübe ettiğim jandarmaya ve hemen yanı başında bulunan kültür ve turizm bakanlığı’na ait iki kulübenin bulunduğu koskoca -ve ünlü- bir tatil yöresinden istanbul’a döndüğüm günün akşamına denk gelir. yanıp sönen mavi/kırmızı ışıkların noksanlığını fark etmedim bile ya da “buralar eskiden hep benimdi yigenim” yürüyüşlü memurların sallanan coplarını. benim noksanlığını çektiğim şey telaştı mesela, saat ve tarih bilgisiydi. hoş sohbet, ilk kez görseniz bile tanıdık gelecek yüzler, doğa ve tarih ile harmanlanan bir sükunet. sıfır otorite. boş zihin.
..."

(bkz: deccal fanzin)
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol