murathan mungan’ ın cenk hikayeleri isimli kitabında yer alan ikinci hikayedir.
bir dostluğun töre ile sınanmasını anlatır.
birlikte büyüyen ökkeş ve cengaver’ in erliğe adım atacakları bir töre ritüelini, ökkeş’ in gözünden ve yüreğinden okuruz hikayede.
"bileğin yoldaşı düşmanlıkla sınanır oğul" der bir yerinde anası ökkeş’e.
sınanmak ki ne sınanmak! "bir ömür ha bu iki gün gibiyse, ben yokum ana. varın beni yok sayın!" dedirtecektir ökkeş’ e yaşadıkları.
ama anasının bir sözü hikayenin ana fikri gibi gibi kazınır aklımıza:
"töreler büyü gibidir oğul. töreye akıl ermez, akıl ona uydurulur."
sınamadan güvenemeyen insanlığın hikayesidir töre diye karşımıza çıkan. karşısındakini sınarken, kendisinin güveni de sınanır insanın. yapay bir şekilde, yaratılmış bir ortamda sınanır insan; oysa hayatın her anı bin bilinmeyenli, özgün bir denklemdir.
ökkeş ile cengaver
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?