öğretmen öğrenci diyalogları

10 /
benduruyorumsebagitti
lisede beden eğitimi dersi. dersin hocası izinde olduğundan, müdür yardımcısı yoklama alıp "hadi gidin oynayın" diyecek. spor salonunun önünde sınıf tek sıra dizilmeye çalışırken;

müdür yardımcısı: l şeklinde dizilin bakalım
ben: büyük l mi, küçük l mi?
müdür yardımcısı: oğlum akıllı olun, yoklama alıp bırakacam işte.
ben: nasıl duydu lan bunu, kısık sesle söylemiştim halbuki.
zifir
ders biyolojidir hoca kendini kaybetmiş bir biçimde ders işlemekte canlıların ortak özelliklerinden bahsetmektedir. soru cevap tekniği uygulamaya çalışan hoca o talihsiz soruyu sorar:
+ hayvanlarla insanların ortak noktası nedir.
sınıfın her köşesinden beslenme, terleme hede hödö gibi cevaplar yağarken aniden gelen bir cevapla durum bambaşka boyutlara sürüklenir
-boşalma!!!!
cevabı buldum lan heyecanıyla boşaltma sözcüğünü söylemek isteyen birinin ağzında çıkmıştır bu söz ve bu sözden sonra sınıf asla eskisi gibi olmayacaktır.

çoğu sınıf azası yarılmalardan yarılma beğenmekte. bu eblekliği yapan elemanın yüzünde tuhaf bir renk skalası oluşmakta hoca durumu toplamaya çalışmaktadır ki sınıfın ücra bir köşesinden son darbe gelir.
+mazur görün hocam arkadaş 18 yıldan beri abaza
bu sözden sonra her şey sona ermiştir. sınıfı artık ne öğretmen toplayabiliecektir ne de başka bir güç...
gerzekparatoneri
sinifin kalorifer borusunun etrafi hayli aciktir. tam asagidaki sinif da labaratuvardir. pencere kenarinda oturan bir kac kisi tarafindan labaratuvara saldirida bulunulmaktadir. uzunca bir tahtanin ucuna ip baglayip asagi sarkitarak labaratuvardaki ders ve hoca tahrik edilmektedir. pencere kenarinda oturan tum sahislar birer kere tutarlar o ipi ve sallarlar. sonunda olan olur, ip kopar, tahta asagida ders islemekte olan masum bir ogrencinin kafasina son hiz duser. neyse olay buyur, tum idare sinifa girer, ogretmen son gucuyle bagirir;
’pencere kenarinda oturan tum essoglu essekler disari ciksiinn!!!’
neyse efendim pencere kenarinda oturan tum sivri zekalilar boyunlari onde disari cikarlar. aralarinda hic bu tarz olaylara karismamis ogrencilerin olmasinin yaninda, her olayin arkasinda aranan azililar da vardir. dogal olarak hoca onlara yuklenmektedir. tum sinif da kapiya kulagini dayamis disariyi dinlemektedir. iste olayin bu kisminda akillara ziyan su diyalog gerceklesir hocayla bir ogrencinin arasinda;
h: gamzeeeeeeee! kizim, sen de mi? sen de mi tuttun o ipi?
g: hocaaam, uhu uhuuuu, seeeeeeeyyyyy....
h: dogru cevap ver evladim, bak is birlikcilerin de burada. yalan soylersen ispiyonlar zaten bu serefsizler.
g: (hickirik)
h: hadiiii, bekliyoruz bak hep beraber. tuttun mu tutmadin miii?
g: hocaaammm, tuttum ama sallamadiiiimmmm uhu uhu uhuuu.
ve arkasindan kapi ardindan gelen yarilma efektiyle hocanin da yarilmasi sonucu diyalog son bulur. bu masum ifade tum zanlilarin sucunu affettirir.
serpensortia
sıradan bir almanca dersinde almancaya dili tam olarak dönmeyen arkadaş, kitaptaki altıncı alıştırmayı yapmak istemektedir.

-kann ich sechs -burayı seks gibi okur- machen ?
+(hoca dumur) nası yani ?! <içses : oh mein gott falan oldum>
serp olaya el koyar ;
~yapıcakmış !
++herkes dumur.
~altıyı.
azarath
- gel buraya.

+sebep?

-gel lan sınav sorularını vereceğim.

+yok artık. kankam hocam gelim hemen.

-haha. hemen de allahın şaştı bakıyorum. haha. git otur yerine eheh yeni numaram çocuklar nasıl?

&geberdik hocam yeter artık(kınama ve tokat gibi)

+bi dışarı çıkim mi?

-sebep? ( dediğime itafhen)

+canım sıkıldı bi sigara içim dersi blok yapıcağımız söylememiştiniz.

-git git zehirlen tez zamanda ölürsün inşallah!! hahaha

+gitmiyorum mk. inat ettim. verin lan bana kağıt kalem.
kalimera
öğretmen: nerde senin kitabın?
kali: eeeöööıııı kitabım yok hocam.
öğretmen: gavurun bile kitabı var, senin mi yok?
kali: hönk!
rdm
geçen oldu bu. hep olur zaten. sene de en az 1 kere olur.

öğretmen (ben oluyorum) yazılı kağıtlarını dağıtır tek tek. tam sırada ki öğrenciye uzatır ki kağıdı (öyle bi durum ki çocuk uzanmış kağıda, kağıt ve eli arasında en fazla 2 santim var, yani kağıdı aldı alacak)

öğrenci: hocam kaç soru var?
öğretmen(ben): yok bugün kesin istifa ediyorum!!

telsiz arkadasi
hoca: hadi bakalim, madem susmiycaksin, bi örnek ver bize özdeyislerden?
ben: eeem, sey, ne kadar donersen dön götün hep arkandadir; bu özdeyi$imiz bize götümüzün arkamizda oldugunu unutmamamiz gerektigini hatirlatir hocam.
hoca: ... disari cikar misin lütfen canim?
ben: peki hocam.
rhapsody
-oglum kitabın nerede?
-sey hocam yırtıldı.
-oglum o zaman sıranın gözünde duran kitap neden saglam?
-hocam bakın artık yırtık.
afgan
hiç unutmam, amfinin ön sıralarındayda bir arkadaşla yanyana oturuyoruz, arkadaş ayaklarını amfi sıralarının altındaki demirlere dayamış, dizleri sıranın üstünden görünüyordu, ellerini de dizlerinin üstüne koymuştu.

hoca dersin sonlarına doğru bu durumu farkeder, ve;

hoca: oo beyim, keyifler nasıl?
eleman: höe!?
hoca: sıra gecesine mi geldin lan, o ayakların hali ne?
eleman: hocam ellerimi dizlerimin üstüne koyuyodum.
hoca: sen indir o dizleri, ellerini de sal aşağı, oyalanacak bişeyler bulursun.
ben: iptal.
mmkurabiye
lise yılları.öğle arasında maçı olan öğrenciler on dakika kadar erken çıkmak için yalvarmaktadırlar hocaya.
-hocam çıkalım biz maçımız var.
-ders daha bitmedi oturun oturduğunuz yere.
-ama hocam!ders bitene kadar soyunma odaları dolar.
-ehuehueuheu!dolar değil mark!
netice:erken çıkamamalarına rağmen öğrenciler ısrarı keserler,tanrıya yakarış başlar bir espri daha olmasın şeklinde.
afgan
sınav vakti kendini bir an için hoca sanan asistancıkla:

- telefon, çanta, defter, kağıt; sınavla ilgili ilgisiz herşey buraya gelsin.
- o hâlde biz de gelelim? böhühühü!
- sen istediğin yere gidebilirsin. hatta okuldan da gidebilirsin.
- az kaldı hocam 3 sene sabredin.
instrument
öğretmen: biriniz fotokopi odasından bi top kağıt alsın gelsin
öğrenciler: hocam mustafa gitsin kapıya en yakın o
öğretmen: mustafa git biraz kağıtla beraber gel.
mustafa: hocam ayıp ama ya.
matrax
bizzat yaşamışımdır,hemde üniversitede..
hoca:şşşttt...oğlum yeter susun artık..laklak yapacaksanız çıkın dışarı
(bir müddet sessizlik sonra kaldığı yerden devam)
hoca:ben seni az önce uyarmadım mı?
ben:hocam avkadaşlavla eve çıkıcaz da onu konuşuyoduk nevden tutsak diye..
hoca:allah allah...senin konuşmanda sanki bi gari...
yine hoca:hangi harfi söyleyemiyorsun sen ya
ben:ee hocam siz de bi tuhafsınız...hangi havfi söyleyemediğimi size nası söylim ben şimdi...
(sınıf kopar,hoca gururuna yediremez,ben mi?bense yine dışarda tabi)
10 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol