necati ateş

2 /
alchoburn
sözlükte yazanlara, galatasaray öncesi döneme ve ilk galatasaray yıllarına bakınca; müthiş bir düşüş yaşadığını görerek üzüldüğüm futbolcu. çok önemli bir golcüyken, gerçekten gitmesi durumunda sevinilecek duruma düşmüştür galatasaraylılar için. yolu açık olandır.
nihilist
ates olsa curmu kadar yer yakar derler bu o kadar da yer yakamıyor, vay arkadasım ya bi insan bu kadar mı kotu futbolcu olur...
imphotep
adana sporda oynarken "ah bi gelsede 3 büyüklerde,izlesek..kimbilir neler yapar" dediğimiz..gelip,bişeyler yapan fakat yeterince tatmin edici olamayan futbolcudur.ankara sporda top koşturmaktadır.. yorumlara göre vasatı aşmamakta direnmektedir..
chavez
önümüzdeki yerel seçimlerde büykşehirlerden birinden belediye başkanı seçilmesi muhtemel sporcu. seçimlere kadar belediyeciliğin bütün inceliklerini öğrenecektir zannımca.
epikuros
ara transfer döneminde antalyaspordan galatasaray’a transfer olan oyuncu. tam da galatasaray-antalyaspor maçından hemen önce.

şimdi aklıma futbolda şike soruşturması kapsamında içeri alınan ve altı ay boş yere hapis yatan, itibar yitiren beşiktaş yöneticisi serdal adalı ve eski teknik direktörü tayfur havutçu geliyor. neydi onların suçu? beşiktaş ile istanbul büyükşehir belediyespor arasında 2011 kupa finali öncesi bu ikili adına bir menajerin ibb’li futbolcu ibrahim akın’a transfer teklif etmesi. bu iki olay birbirine benzemiyo mu amk? hatta beşiktaş’ın bu olaydan dolayı küme düşme ihtimalinden bile bahsediliyor. bi de hala galatasaray sütten çıkmış ak kaşık gibi konuşmuyor mu ortalarda!
sitivreyvaugin
klüpler aralarında anlastıktan sonra gerçeklesmis transfer yani necati transferinin görüsme tapeleri olmadığı gibi bir kaç haftadır ve sezon basında da gündeme geldiğini varsayarsak transferin son günü olması sebebi ile hızlı bir sekilde gerçeklestiği sonucuna varılabilir, yani bu durumu şike yapmak olarak algılayabilen bünyeler zaten şike’nin tanımından bir haber oldukları ayrı bir tartısma konusu olmakla beraber söz konusu ibrahim akın ve can arat tapeleri incelendiği vakit, ortada transfer görüsmesinden daha çok alaylı bir dille "maca cok asılmayacaksınız değil mi" tarzı yaklasımlar mevcuttur.
demem o dur ki galatasaraya herhangi bir katkısının olacağını zerre kadar düsünmüyorum fakat algıda sıkıntı yasayan bir takım taraftarlarca "olum iste buda sike bize yazık değil milan" sorularını gündeme getirerek hem o bir takım taraftarlara algı problemi yasatmakta hemde yarar sağlasın diye alınan takıma zarar vermekte olan fitbolcu.

not: türkiye tarihinde a olsun b olsun şikeden uzak durmus bir takım olduğunu düsünmemekteyim, fakat elinde argüman dahi olmadan bir seyleri ortalık yerlere kusmakta insanlarda anlık bir ferahlama rahatlama sağlarken bunun dısında ekstra bir , yarar sağlamayacaktır, "her klüp tertemiz sampiyonluklar kazanmıstır" cümlesi ne kadar komik ise necatinin transferinin sike ile bağdastırılması ve bu sekilde değerlendirilmesi o derece komiktir.
son not: olum fanatik taraftar gibin entri girdim lan ben artık burada durmam hemen bir kaç futbol forumuna srv1905 falan diye üye olup ortalığı kasıp kavurucam ben kaçar.
epikuros
fanatiklikleri kendileri tarafından dahi gizlenmeyen bazı taraftarlarca... ya niye "bazı" diycem lan, isim vermekten kaçarak laf atmaya kalkan çok akıllı yazarlar gibi. zaten 2 kişiyiz bugün şu başlıkta. ne lan bu "bünyeler, bir takım taraftarlar..." lafları? (birtakım kelimesi doğru yazılmış olsa neyse) birine cevap vermeye kalkınca insan neden kendini tayyip erdoğan’ın kılıçdaroğlu’na laf yetiştirmeye çalıştığı kürsüde sanar ki?

fanatikliğe kötü gözle bakmam kesinlikle, ama objektif olmak veya olamamak bambaşka bir şey. abuk subuk konuşmaya da gerek yok. bahsettiğim iki olay arasındaki benzerlikleri fanatiklikten gözü dönmemiş herkes rahatlıkla fark edebilir. asıl mesele şu; kimse, bir olay kendi başına gelmeden işin doğrusunu konuşmuyor, kendini sütten çıkmış ak kaşık sanıyor. bakalım olaylara;

- ibrahim akın olayındaki etik dışı olay neydi? kesinlikle transfer dönemi olup olmaması ya da kulüp başkanının transfer görüşmelerinden haberdar olup olmaması değildi(ibb başkanı göksel gümüşdağ transfer teklifinden haberdar olduğunu itiraf etti zaten). etik olmayan şey, rakip takımla yapılacak maçtan önce o takım oyuncusuna transfer teklifinde bulunmaktı. bu teklifi yapan da doğrudan beşiktaş yöneticileri bile değildi, transferle ilgili yetki verilmemiş bi menajerdi. galatasaray ise doğrudan menajersiz yaptı olayı. tape mape olayı da konuyla ilgili olunmadığının kanıtı, can arat’la ibrahim akın’ın yer aldığı tapeler ibb-fenerbahçe maçıyla ilgiliydi. sallayayım ortalığa bir sürü alakalı alakasız laf, argüman da ortalık kalabalık gözüksünki bir bir şey biliyorum mantığıyla hareket edilmiş.

yine galatasaray’ın büyük yaygara koparttığı emenike olayı var, daha bir benzer olay necati ateş transferiyle. fener-karabük maçından önce emenike’nin sakat olduğu açıklanmıştı ve emenike fener maçında oynamamıştı. ve aynı dönem fener’in kendisiyle anlaştığı döneme denk geliyordu. ne denmişti? fener satın aldı emenike’yi, rakip takım tam da maç öncesi güç kaybetti falan filan. şimdi durum farklı mı? çıkaralım at gözlüğünü bakalım. bu üç ayrı olay da bence mide bulandıran olaylar. ama gel gör ki eskiden beri yapılan şeyler. asıl şaşırdığım insanın kendi yararına olacaksa siyaha beyaz diyebilmesi.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol