müzik

0 /
atlantis
kendini kaybediş/buluş, sığınak, sessiz kalmak istenildiğinde söz yerine koyuş, hisleri ifade ediş, öfke, sevinç, hüzün, hayat...
atacamadesert
pop hafif bir öpüşme ile kulağınızı okşarken, blues içinizdeki erotizmi uyandırmaya birebirdir. latin ezgileri kırmızı dekolte elbisesi ile umarsızca kucağınızda dans ederken, caz ani bir piyano sesi ile elinizden sıyrılıp soluğu sahnede alabilir. alaturka açıkta bıraktığı göbeğine ve ritme göre çalkalanan kalçalarına sizi kitlerken, arabesk damarlarınızdan içeri süzülüp sizi içmeden sarhoş edebilir.

hard rock ile davulun hızlı vuruşlarına uyan vücudunuz, heavy metal deki gitarın çığlıkları ile sabaha kadar titremelidir.
alchoburn
yaşama sebebim...kulağımdan kalbime,oradan tüm hücerelerime geçen yaratı.

ahenki ile benliğimi saran,beni benden alan düzen.

geceleri korkumu yenmemi, aşka dair duygularımı görmemi, gücüm tükendiğine beni teşvik etmesini bilen yegane dostum.

her kaybettiğimde dinleyip ağladığım,her yeni güne başlarken dinleyerek uyandığım şey.
independence
kimi zaman mutluluk kimi zaman ise gozya$i verebilen, sadece duygulara hitap etme ozelliginden oturu sihirli bir silah gibi de kullanilabilen ses turu.
hayalbaz
taş devrinde taş yontucu insanların, taşları yontarken hep birlikte çıkardıkları ritmik seslerden doğduğu düşünülen kulağa hoş gelen uyumlu sesler(ve üstüne eklenen sözler) bütünü.
hayalbaz
türkiye’nin en büyük cd koleksiyoncusu(63.000 cd’si var)acar tanlak’a göre, en iyisi 1960-80 yılları arasında ingiltere’de yapılan sanat.
hayalbaz
internetten paylaşılan beleş mp3’lerle ciddi biçimde ekonomik sorunlar yaşayan ve ayakta kalması için konserlere bel bağlamak zorunda kalan en popüler sanat.
hayalbaz
türkiye’de halk arasında en yaygın türleri; pop, arabesk, halk ve sanat müziğidir. şehirli gençlere gelirsek; bunlardan arabeski büyük ölçüde, halk ve sanat müziğini tamamen çıkarıp bunların yerine rock ve rap müziklerini eklememiz gerekir.
hayalbaz
etimolojik olarak; fransızca musique’den gelir. o da eski yunanca mousike’den bu kelimede eski yunanca mousa= ilham perisi ve +ikos son ekinden oluşur. sözcüğün kökeninde ilham, esin ve peri yani ruh, melek anlamları saklı. eski yunanlılar müziği kendilerine bir peri veya melek tarafından ilham edilen bir sanat olarak görüp inanmışlar anlaşılan.
peach
benim icin daima birinci planda olan seydir. ikinci planda olmasi gunda ortalama ondort saatini dinleme, calma, vsye ayiran benim gibi insanlar icin imkansiz olmasi muhtemel beslenme seklidir. fazlasi zarardir tavsiye etmem. bunye kaldirmaz. hayvan olmak lazimdir.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol