minibüs diyalogları

rumuz pilis tiray egen
levent’ten maslak istikametine gidilmektedir. yolda, minibüse hiçte yakışmayan iki afet rus turist biner.

şoför ve onun sağ koltuğunda oturan arkadaşınında katıldığı diyalog şöyledir.

-meğabaa. istiğne pağk gidiyoğ?
+yes yes gidiyor.

yüksek sesle iki arkadaş konuşmaya devam eder.

+olm iyi bi intiza bırakalım ki bi daha gelsinler. dövüz lazım.
*abi bunlar niye minibüse biniyo biliyon mu?
+niye?
-çünkü ingiltere’de minibüs yok.
+e tabi otantik geliyo şimdi bunlara. hahaha.

cimento
son derece tıklım tıkış şişli minibüsünde gidilmektedir.
bir ses yükselir:
-kaptan şu arkadaşın az evel verdiğim 1200’ü geri ver.
*nooldu yanlış mı bindin?
-hayır abi arkadaşı sırtımda ben taşıyorum
magicmelki
kadıköy - taksim minibüs dolmuşları, iki arkadaş arka dörtlüde sohbet edip gülüşmektedir. öndeki sırada oturmakta olan kokona diye tabir edilen teyzemiz üfff püff sesleriyle ve "ne çok konuştunuz siz öyle" diye ekleyerek rahatsızlığını belli eder. genç kardeşlerimiz,

"pardon orda olduğunuzu görmedik rahatsız ettik sanırım" cevabını verdikten sonra teyzemizden gelen "nasıl burda olduğumu görmediniz" cevabına karşılık hiç tereddütsüz ve düşünmeden "aslında çürümüşsünüzde makyajla ayakta duruyormuşsunuz izlenimi bırakıyorsunuz" diye giydirirler. bunu duyan teyzemiz daha da fenalaşarak beşiktaş barbaros bulvarında atar kendini dışarıya.

dolmuş şöförünün tepkisi tüm dolmuştakilerin kanını dondurur.

"lan kadın ya dolmuşta ölseydi."

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol