şunu da yazayım içimde kalmasın bari,
bir inş. müh. 2 büyük problemi vardır , başka problem de yoktur.
birincisi imar,
ikincisi de mimar.
mimarlık
bir mimar arkadaşımdan alıntı ;
kulakları çınlasın ,
yazayım da nasibi olan nasiplensin
70'li yılların sonu , paris'te bir mimarlık okulundan burs kazanıyor bizim eleman
sevindirik oluyor , yatma kalkma yeme içme işlerine hızlı ve pratik çözümler buluyor gidiyor yazılıyor okula 3-5 gün erken,
okul açılana kadar iş bakıyor dolanıyor etrafta
neyse
ilk gün bir hevesle gidiyor okula buluyor sınıfını filan oturuyor , defter kalem de getirmiş
sınıfta 15-20 kişi filan var hepsi
ders saati geliyor hoca gelmiyor , bunlar bekliyor keriz gibi
akşam oluyor dağılıyolar ,
ertesi gün sonraki gün gelen giden yok derse ,
4.gün filan 2-3 saat bekledikten sonra (tabii bu esnada sınıf mevcudu biraz erezyona uğruyor)
sınıfa bir adam giriyor , elinde odun ,
soruyor sınıfa , napıyonuz lan burda ?
sınıftan bir iki çaylak , ya işte geldik mimar olucaz hoca yok filan geveliyor ,
odunlu adam basıyor kahkahayı , "bok olursunuz" mealinde bişeyler söyleyip gidiyor
sınıf mevcudunda ciddi kayıp oluyor bu olaydan sonra.
ertesi gün 3-5 gazi yine sıralarda oturmuş bekliyor bizim eleman dahil ,
yine o adam geliyor elinde odun , bakıyor sınıfa ,
lan siz hala buradamısınız diye bağırıyor odunu vuruyor masaya dağılın layn diyor kovuyor bunları sınıftan.
ertesi gün bizim eleman gitmiyor okula , parisiende aval aval dolanıyor kafası karışıyor belki birkaç fileli çorap görürüm filan diyerek moral depoluyor
sonra okula gittiğinde , bakıyor ki odunlu adam sınıfa herkesden önce gelmiş masaya oturmuş , sınıfa gelen 3-5 öğrenciyi ayakta karşılıyor tokalaşıyor ve buyur ediyor masalarına ,
siz mimar mı olacaksınız diye soruyor ve dersler başlıyor.
işte bizim eleman o okuldan mezun , hep free lance çalıştı ki,mseye personel olamadı , saçları erken ağardı ama mimarlık yaptı dibine kadar.
işte mimar dendiğinde hep aklıma o gelir ararım , yazıdan sonra yine arayacağım,
kalanlar alınmıştır çok da umurumda değil alınsınlar , bu işler zor işler
hele ki mimarım demek çok zor iştir çooook ,
adını soran olursa , sormayın namerdim söylemem,
etrafınıza bakın işinizi yapın
selamlar
kulakları çınlasın ,
yazayım da nasibi olan nasiplensin
70'li yılların sonu , paris'te bir mimarlık okulundan burs kazanıyor bizim eleman
sevindirik oluyor , yatma kalkma yeme içme işlerine hızlı ve pratik çözümler buluyor gidiyor yazılıyor okula 3-5 gün erken,
okul açılana kadar iş bakıyor dolanıyor etrafta
neyse
ilk gün bir hevesle gidiyor okula buluyor sınıfını filan oturuyor , defter kalem de getirmiş
sınıfta 15-20 kişi filan var hepsi
ders saati geliyor hoca gelmiyor , bunlar bekliyor keriz gibi
akşam oluyor dağılıyolar ,
ertesi gün sonraki gün gelen giden yok derse ,
4.gün filan 2-3 saat bekledikten sonra (tabii bu esnada sınıf mevcudu biraz erezyona uğruyor)
sınıfa bir adam giriyor , elinde odun ,
soruyor sınıfa , napıyonuz lan burda ?
sınıftan bir iki çaylak , ya işte geldik mimar olucaz hoca yok filan geveliyor ,
odunlu adam basıyor kahkahayı , "bok olursunuz" mealinde bişeyler söyleyip gidiyor
sınıf mevcudunda ciddi kayıp oluyor bu olaydan sonra.
ertesi gün 3-5 gazi yine sıralarda oturmuş bekliyor bizim eleman dahil ,
yine o adam geliyor elinde odun , bakıyor sınıfa ,
lan siz hala buradamısınız diye bağırıyor odunu vuruyor masaya dağılın layn diyor kovuyor bunları sınıftan.
ertesi gün bizim eleman gitmiyor okula , parisiende aval aval dolanıyor kafası karışıyor belki birkaç fileli çorap görürüm filan diyerek moral depoluyor
sonra okula gittiğinde , bakıyor ki odunlu adam sınıfa herkesden önce gelmiş masaya oturmuş , sınıfa gelen 3-5 öğrenciyi ayakta karşılıyor tokalaşıyor ve buyur ediyor masalarına ,
siz mimar mı olacaksınız diye soruyor ve dersler başlıyor.
işte bizim eleman o okuldan mezun , hep free lance çalıştı ki,mseye personel olamadı , saçları erken ağardı ama mimarlık yaptı dibine kadar.
işte mimar dendiğinde hep aklıma o gelir ararım , yazıdan sonra yine arayacağım,
kalanlar alınmıştır çok da umurumda değil alınsınlar , bu işler zor işler
hele ki mimarım demek çok zor iştir çooook ,
adını soran olursa , sormayın namerdim söylemem,
etrafınıza bakın işinizi yapın
selamlar
her insan mimar olamaz. mimari gözle bakamaz ne istanbul'a ne de düz ovaya. o yüzden farklıdır mimarlık okuyanlar. o yüzden herkesin bakış açısından farklıdır olaylara yaklaşımımız. her insan yaşar ama mimari biçimde hayatı ölçekleyemez.
en efektif işkence yöntemidir ,
istanbulda uyuz olduğun birini mimar yap
ve
imarla prangala.
ben mimar olsam utancımdan istanbul'da gezemem ,
hatta intihar bile edebilirim,
toptan intihar etsinler.
düzeltme: neyse acıdım intihar etmesinler ,
istanbulu terk etsinler buralarda gerim gerim gezinmesinler.
istanbulda uyuz olduğun birini mimar yap
ve
imarla prangala.
ben mimar olsam utancımdan istanbul'da gezemem ,
hatta intihar bile edebilirim,
toptan intihar etsinler.
düzeltme: neyse acıdım intihar etmesinler ,
istanbulu terk etsinler buralarda gerim gerim gezinmesinler.
(bkz: autocad)
birinin hangi bölümde okuyosun sorusuna karşılık mimarlık diye cevap verince mutlaka arkasından iç mi dış mı diye sorulan ve benim -artık açıklamaktan sıkıldığım için- dış mimarlık sıva falan yapıyoruz diye cevap verdiğim insana uykunun ne olduğunu unutturan güzide bir bölüm.
dört senede bitirilmesi zor olan bölümlerden biri. deli gibi hazırlandıkları öss (yeni adıyla ygs ve lysler) sonrasında istedikleri bölümlere yerleşebilen az sayıda öğrenciyi (eğer istedikleri bölüm mimarlık ise) hayatlarının en zor yılları bekliyor. öyle "kapağı üniversiteye atalım, gerisi kolay" falan yok! bunun doğruluğunu merak edenler bütün interaktif sözlüklerden "mimar" ve "mimarlık" başlıklarına bakabilirler; ortak bir kelime görecekler oralarda; uykusuzluk:
eğer mimarlık okuyacaksan uykundan feragat edeceksin!
tabii bir de "mezun olununca, iş bulmakta zorluk çekilmeyecek bölümler" kategorisine sokulmuş bir şekilde bu bölüm. kimse de bu yanlış kanıyı düzeltmeye kalkışmıyor.
yok arkadaşım, mimarlıktan mezun olunca kolayca iş bulabilmek falan.
türkiye’de zor! adamlar "nasıl yapsak da, mimara vereceğimiz paradan kurtulsak" diye düşüne düşüne bir hal oluyorlar. nerede "hayallerindeki mekanları çizmek"? sen en ucuza, en az göze hitap eden şeyleri çiziyorsun mezun olunca. hem de mimarlıktan zerre anlamayan, ciğeri iki kuruşluk heriflerin gelip projene müdahale etmesine göz yumarak.
diyeceğim o ki; gerçek dünyaya uyandığında, mimarlığı kazanmak için harcadığın ayların, mimarlığı bitirmek için uğraştığın yılların, uykusuz onca zamanın, gözünün önünden film şeridi gibi geçiyor ve artık dönüşü de olmadığından, bu mesleğe mutsuz, umutsuz ve en önemlisi isteksiz bir şekilde devam etmek zorunda kalıyorsun.
ha bir de; malesef türkiye’de yetkileri yasal olarak da kısıtlanmaya çalışılmakta olan meslek, mimarlık:
http://tinyurl.com/33ynuyv (mimarlar odası resmi sitesinden)
(meraklı olanlar "mimarisiz şehircilik" sözcüklerini herhangi bir arama motoru aracılığıyla aratıp, çıkan sonuçlardan ayrıntılı olarak da bakabilirler..)
eğer mimarlık okuyacaksan uykundan feragat edeceksin!
tabii bir de "mezun olununca, iş bulmakta zorluk çekilmeyecek bölümler" kategorisine sokulmuş bir şekilde bu bölüm. kimse de bu yanlış kanıyı düzeltmeye kalkışmıyor.
yok arkadaşım, mimarlıktan mezun olunca kolayca iş bulabilmek falan.
türkiye’de zor! adamlar "nasıl yapsak da, mimara vereceğimiz paradan kurtulsak" diye düşüne düşüne bir hal oluyorlar. nerede "hayallerindeki mekanları çizmek"? sen en ucuza, en az göze hitap eden şeyleri çiziyorsun mezun olunca. hem de mimarlıktan zerre anlamayan, ciğeri iki kuruşluk heriflerin gelip projene müdahale etmesine göz yumarak.
diyeceğim o ki; gerçek dünyaya uyandığında, mimarlığı kazanmak için harcadığın ayların, mimarlığı bitirmek için uğraştığın yılların, uykusuz onca zamanın, gözünün önünden film şeridi gibi geçiyor ve artık dönüşü de olmadığından, bu mesleğe mutsuz, umutsuz ve en önemlisi isteksiz bir şekilde devam etmek zorunda kalıyorsun.
ha bir de; malesef türkiye’de yetkileri yasal olarak da kısıtlanmaya çalışılmakta olan meslek, mimarlık:
http://tinyurl.com/33ynuyv (mimarlar odası resmi sitesinden)
(meraklı olanlar "mimarisiz şehircilik" sözcüklerini herhangi bir arama motoru aracılığıyla aratıp, çıkan sonuçlardan ayrıntılı olarak da bakabilirler..)
mimarlık evrensel bir meslektir. insanlık tarihinin her döneminde önemli olmuştur. dini yapıların tanrıya ulaşma arzusundan, iktidarı simgeleyen saraylara ya da bir kentin dokusunu oluşturan basit konut tiplemelerine kadar her türlü açık ve kapalı mekanı tasarlar.
öğrencilik hayatında da iş hayatında da fazla mesai demektir. işe başladığınız ilk günden hem de.
(bkz: patron beni eve gönder allahsız)
(bkz: patron beni eve gönder allahsız)
nedense bu meslek grubuna sahip kişiler pek bi marjinal olurlar erkekleri sakallı ve gözlüklüdür kadınları ise tuhaf ve sıradışı giyimlidir.mimar bi çiftin çocuğu olarak kendimden biliyorum.
mimarlık insanlar icin ’sağlam, estetik ve işlevsel’ mekanlar yaratmaktır. ama aslında mimarlık sagra da familia’da ya da selimiye’nin kubbesi altında tanrıyı hissetmek, şelale evi’nde mekandan mekana akmak, safranbolu’da bir cumbada kahve içmek ya da ailenle huzur içinde evinde uyuyabilmektir.
"-sürekli olarak daireyi kareye, kareyi daireye çevirmeye uğraşırlar. onlar da bir çeşit mecnundur"
yapı kurma sanatı/bilimi.
(bkz: peyzaj mimarlığı)
mimarlık mekan oluşturma sanatıdır.
ingilterede tamı tamına 7 ewet yedi sene olan,hem teknik zeka hem de sanatsal yeteneği aynı anda gerektiren,okuması meşakkatli,bitirmesi zor,saçma sapan ödev ve projelerle öğrenciyi kastıran,kırtasiye masrafı çok olan,özel çizim masaları gerektiren,öğrenciyi hamal ve antisosyal bir varlık haline getirme suretiyle sıkıp suyunu çıkaran,intihar vakalarına sıkça rastlanan
(bkz: odtü mimarlık) bölüm/meslek.
(bkz: odtü mimarlık) bölüm/meslek.
son sınavda bize sorulan soruyu söyleyeyim..bu gerçek:
-bir küp ile bir küre karşılaşırsa ne olur?maketini yapın!
-bir küp ile bir küre karşılaşırsa ne olur?maketini yapın!
çincesi duno dur..eğer karizma olsun diye architect demekten bıktıysanız duno tam size göre..
otobüste gidersin teyzem sorar:yavrum sen okuyon mu?..
-evet teyze
-ne okuyon çocuğum
-mimarlık
..önce anlamsız anlamsız bakar sonra da der..inşaat mühendisi yani..o zaman sakın mimar ile mühendis arasındaki farkı anlatmayı denemeyin..çünkü hayatınız bu konuyla geçebilir..
çünkü her sabah minibüse binersin ve her sabah biri mutlaka sorar..
-evet teyze
-ne okuyon çocuğum
-mimarlık
..önce anlamsız anlamsız bakar sonra da der..inşaat mühendisi yani..o zaman sakın mimar ile mühendis arasındaki farkı anlatmayı denemeyin..çünkü hayatınız bu konuyla geçebilir..
çünkü her sabah minibüse binersin ve her sabah biri mutlaka sorar..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?