marilyn monroe

quantitatif
kendisine yuklenmek istenen;basta aptal sarisin ve onun gercek yasamdaki karsiligi olmak uzere- her seyden nefret etmis ve onca yapaylik arasinda biraz gercek yasam, biraz ictenlik aramis bir kadindi o... herkesin tirmanmayi dusledigi doruklarin anlamsizligini anlayan ne ilk, ne de son sanatciydi... ne var ki onun bu denli bilincli olmasini, el yordamiyla da olsa starligin, unun ve populerligin kimi gizlerini en ciplak haliyle gorup gostermesini yadirgadi, giderek mahkum etti hollywood... onun yalnizliga, mutsuzluga, dolayisiyla olume yargiladi. marilyn yazginin, yani sinemanin kendisine yuklemek istedigi bir rolu oynamadi. ve sonunda o role isyan etti. onun oykusu, yuzyilimizdaki medya starlarinin sahip oldugu en acikli oykulerden biridir. gercek bir tragedyaya en cok yaklasanlardan biri... ve kitleler, kimi konularda yanilsalar da, kamu onunde yasanan ozel yasamlardaki trajigi hic kacirmazlar. marilyn’in de bu trajedi yukuyle bir efsaneye donusmesi kacinilmazdi. ve oyle de oldu. atilla dorsay/100 yilin 150 oyuncusu
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol