bir erkek ismi.
mahur
(bkz: mahur beste)
nazan öncel in cok güzel yorumladigi $arki
şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
o mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız
gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız
o mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız
bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
gittiler akşam olmadan ortalık karardı
bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra
sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
geceler uzar hazırlık sonbahara
o mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız
gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız
o mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız
bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
gittiler akşam olmadan ortalık karardı
bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra
sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
geceler uzar hazırlık sonbahara
(bkz: sakız hanım ile mahur bey)
klasik türk müziğinde bir makam.
taksimde cafe pandrossada bulusmus ucu: attilâ ilhan, ahmet kaya ve gulten kaya...
pandrossa, sairin vazgecilmez mekâni o siralar...
ahmet kayanin, -ilhanin deyimiyle "o deli kara cocuk"un- elinde bir kaset... kasette yeni bir sarki:
"mahur..."
yine saire haber vermeden bestelemis siirini...
"boyle bir sevmek"te, "yangin gecesi"nde "cinayet saati"nde, "jilet yiyen kiz"da yaptigi gibi...
sonra da esi gultene ricaci olmus yine:
"attila bey seni benden daha cok seviyor. dolayisiyla ustaya sarkinin haberini vermek yine sana dusuyor".
gulten cevirmis telefonu... ertesi gune randevulasmislar.
siir, bir tablo gibi onlerinde duruyor:
"senlik dagildi bir aci yel kaldi bahcede yalniz
o mahur beste calar mujganla ben aglasiriz
gitti dostlar solen bitti ne eski heyecan ne hiz
yalniz kederli yalnizligimizda sirali sirasiz
o mahur beste calar mujganla ben aglasiriz".
***
ahmet kaya lafa girmeden attilâ ilhan, "dur ben sana bu siiri nasil yazdim onu anlatayim" demis:
"12 mart sonrasinin kahir gunleriydi. bir sabah radyoda duyduk agir haberi: denizlere kiymislardi. karsiyakadan izmire gecmek icin vapura bindim. deniz bulanikti; simsiyah, alcalmis bir gokyuzunun altinda hircin, calkantili... aci bir yel esintisinin ortasinda aklima dustu ilk misra... vapurda sessiz bir kose bulup yuksek sesle tekrarladim. vapurdan indikten sonra da rihtim boyunca bu ilk misralari tekrarlayarak yurudum".
"bir yangin ormanindan puskurmus genc fidanlardi
gunesten isik yontarlardi sert adamlardi
hoyratti gulusleri aydinligi calkalardi
gittiler aksam olmadan ortalik karardi".
***
o anlattikca islanmis kirpikleri gultenle ahmetin...
bir kadin ismi sandiklari mujganin eski dilde "kirpik" anlamina geldigini orada ogrenmisler. sairin "mujganla aglasmak"tan kastini da orada cozmusler.
"mahur", ahmet kayanin en sevilen sarkilarindan biri oldu sonradan...
gecenlerde postadan cikan "ahmet kaya nota kitabi"nda notalari vardi ve oykusu orada yaziliydi.
sadece o da degil; kayanin butun turkulerinin notalariyla yazilis oykuleri bir araya toplanmisti.
kitabin uzerinde "gam yayinlari" imzasi vardi:
gulten, ahmet ve kizlari melisin isimlerinin bas harflerinden dogmustu gam...
gulten kayanin, esinin adini yasatmak icin kurdugu yapim sirketine isim olmustu.
***
gam, simdi de ahmet kayanin pir sultan abdal siirlerinden derledigi turkulerini yayimliyor.
"kalsin benim davam divana kalsin" adli album ahmet kayanin 5. olum yildonumunde yayimlanacak.
yani yarin...
"o deli kara cocuk", kullerinden yeniden dogan zumruduanka kusu gibi, gomuldukce ses veriyor, oldukce notalar yagdirip turkuler soyluyor.
bulustular ya; belki ustayla pandrossadakine benzer bir sohbettedirler simdi... kendilerini "gam"a sevk edenlere veristirip sonsuzluk rihtimi boyunca "mahur" siirler okuyorlardir:
"bitmez sazlarin ozlemi daha sonra daha sonra
sonranin bilinmezligi bir boyut katar ki onlara
simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
gun dondu geceler uzar hazirlik sonbahara...
o mahur beste calar mujganla ben aglasiriz"
kaynak: milliyet.com.tr/can dundar
pandrossa, sairin vazgecilmez mekâni o siralar...
ahmet kayanin, -ilhanin deyimiyle "o deli kara cocuk"un- elinde bir kaset... kasette yeni bir sarki:
"mahur..."
yine saire haber vermeden bestelemis siirini...
"boyle bir sevmek"te, "yangin gecesi"nde "cinayet saati"nde, "jilet yiyen kiz"da yaptigi gibi...
sonra da esi gultene ricaci olmus yine:
"attila bey seni benden daha cok seviyor. dolayisiyla ustaya sarkinin haberini vermek yine sana dusuyor".
gulten cevirmis telefonu... ertesi gune randevulasmislar.
siir, bir tablo gibi onlerinde duruyor:
"senlik dagildi bir aci yel kaldi bahcede yalniz
o mahur beste calar mujganla ben aglasiriz
gitti dostlar solen bitti ne eski heyecan ne hiz
yalniz kederli yalnizligimizda sirali sirasiz
o mahur beste calar mujganla ben aglasiriz".
***
ahmet kaya lafa girmeden attilâ ilhan, "dur ben sana bu siiri nasil yazdim onu anlatayim" demis:
"12 mart sonrasinin kahir gunleriydi. bir sabah radyoda duyduk agir haberi: denizlere kiymislardi. karsiyakadan izmire gecmek icin vapura bindim. deniz bulanikti; simsiyah, alcalmis bir gokyuzunun altinda hircin, calkantili... aci bir yel esintisinin ortasinda aklima dustu ilk misra... vapurda sessiz bir kose bulup yuksek sesle tekrarladim. vapurdan indikten sonra da rihtim boyunca bu ilk misralari tekrarlayarak yurudum".
"bir yangin ormanindan puskurmus genc fidanlardi
gunesten isik yontarlardi sert adamlardi
hoyratti gulusleri aydinligi calkalardi
gittiler aksam olmadan ortalik karardi".
***
o anlattikca islanmis kirpikleri gultenle ahmetin...
bir kadin ismi sandiklari mujganin eski dilde "kirpik" anlamina geldigini orada ogrenmisler. sairin "mujganla aglasmak"tan kastini da orada cozmusler.
"mahur", ahmet kayanin en sevilen sarkilarindan biri oldu sonradan...
gecenlerde postadan cikan "ahmet kaya nota kitabi"nda notalari vardi ve oykusu orada yaziliydi.
sadece o da degil; kayanin butun turkulerinin notalariyla yazilis oykuleri bir araya toplanmisti.
kitabin uzerinde "gam yayinlari" imzasi vardi:
gulten, ahmet ve kizlari melisin isimlerinin bas harflerinden dogmustu gam...
gulten kayanin, esinin adini yasatmak icin kurdugu yapim sirketine isim olmustu.
***
gam, simdi de ahmet kayanin pir sultan abdal siirlerinden derledigi turkulerini yayimliyor.
"kalsin benim davam divana kalsin" adli album ahmet kayanin 5. olum yildonumunde yayimlanacak.
yani yarin...
"o deli kara cocuk", kullerinden yeniden dogan zumruduanka kusu gibi, gomuldukce ses veriyor, oldukce notalar yagdirip turkuler soyluyor.
bulustular ya; belki ustayla pandrossadakine benzer bir sohbettedirler simdi... kendilerini "gam"a sevk edenlere veristirip sonsuzluk rihtimi boyunca "mahur" siirler okuyorlardir:
"bitmez sazlarin ozlemi daha sonra daha sonra
sonranin bilinmezligi bir boyut katar ki onlara
simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
gun dondu geceler uzar hazirlik sonbahara...
o mahur beste calar mujganla ben aglasiriz"
kaynak: milliyet.com.tr/can dundar
ahmet kaya oldukten sonra anisina yapilan dinle sevgili ulkem isimli albumde nazan oncelin yorumladigi parcadir.
maalesef artik rahmetli olan buyuk usta attila ilhanin etkileyici ve vurucu siirlerinden biri. bu siiri ahmet kaya besteleyip 1993te cikardigi "tedirgin" isimli albumune almistir.
senlik dagildi bir aci yel kaldi bahcede yalniz
o mahur beste calar mujganla ben aglasiriz
gitti dostlar solen bitti ne eski heyecan ne hiz
yalniz kederli yalnizligimiz da sirali sirasiz
o mahur beste calar mujganla ben aglasiriz
bir yangin ormanindan puskurmus genc fidanlardi
gunesten isik yontarlardi sert adamlardi
hoyratti gulusleri aydinligi calkalardi
gittiler aksam olmadan ortalik karardi
bitmez sazlarin ozlemi daha sonra daha sonra
sonranin bilinmezligi bir boyut katar ki onlara
simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
geceler uzar hazirlik sonbahara...
senlik dagildi bir aci yel kaldi bahcede yalniz
o mahur beste calar mujganla ben aglasiriz
gitti dostlar solen bitti ne eski heyecan ne hiz
yalniz kederli yalnizligimiz da sirali sirasiz
o mahur beste calar mujganla ben aglasiriz
bir yangin ormanindan puskurmus genc fidanlardi
gunesten isik yontarlardi sert adamlardi
hoyratti gulusleri aydinligi calkalardi
gittiler aksam olmadan ortalik karardi
bitmez sazlarin ozlemi daha sonra daha sonra
sonranin bilinmezligi bir boyut katar ki onlara
simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
geceler uzar hazirlik sonbahara...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?