taksimde cafe pandrossada bulusmus ucu: attilâ ilhan, ahmet kaya ve gulten kaya...
pandrossa, sairin vazgecilmez mekâni o siralar...
ahmet kayanin, -ilhanin deyimiyle "o deli kara cocuk"un- elinde bir kaset... kasette yeni bir sarki:
"mahur..."
yine saire haber vermeden bestelemis siirini...
"boyle bir sevmek"te, "yangin gecesi"nde "cinayet saati"nde, "jilet yiyen kiz"da yaptigi gibi...
sonra da esi gultene ricaci olmus yine:
"attila bey seni benden daha cok seviyor. dolayisiyla ustaya sarkinin haberini vermek yine sana dusuyor".
gulten cevirmis telefonu... ertesi gune randevulasmislar.
siir, bir tablo gibi onlerinde duruyor:
"senlik dagildi bir aci yel kaldi bahcede yalniz
o mahur beste calar mujganla ben aglasiriz
gitti dostlar solen bitti ne eski heyecan ne hiz
yalniz kederli yalnizligimizda sirali sirasiz
o mahur beste calar mujganla ben aglasiriz".
***
ahmet kaya lafa girmeden attilâ ilhan, "dur ben sana bu siiri nasil yazdim onu anlatayim" demis:
"12 mart sonrasinin kahir gunleriydi. bir sabah radyoda duyduk agir haberi: denizlere kiymislardi. karsiyakadan izmire gecmek icin vapura bindim. deniz bulanikti; simsiyah, alcalmis bir gokyuzunun altinda hircin, calkantili... aci bir yel esintisinin ortasinda aklima dustu ilk misra... vapurda sessiz bir kose bulup yuksek sesle tekrarladim. vapurdan indikten sonra da rihtim boyunca bu ilk misralari tekrarlayarak yurudum".
"bir yangin ormanindan puskurmus genc fidanlardi
gunesten isik yontarlardi sert adamlardi
hoyratti gulusleri aydinligi calkalardi
gittiler aksam olmadan ortalik karardi".
***
o anlattikca islanmis kirpikleri gultenle ahmetin...
bir kadin ismi sandiklari mujganin eski dilde "kirpik" anlamina geldigini orada ogrenmisler. sairin "mujganla aglasmak"tan kastini da orada cozmusler.
"mahur", ahmet kayanin en sevilen sarkilarindan biri oldu sonradan...
gecenlerde postadan cikan "ahmet kaya nota kitabi"nda notalari vardi ve oykusu orada yaziliydi.
sadece o da degil; kayanin butun turkulerinin notalariyla yazilis oykuleri bir araya toplanmisti.
kitabin uzerinde "gam yayinlari" imzasi vardi:
gulten, ahmet ve kizlari melisin isimlerinin bas harflerinden dogmustu gam...
gulten kayanin, esinin adini yasatmak icin kurdugu yapim sirketine isim olmustu.
***
gam, simdi de ahmet kayanin pir sultan abdal siirlerinden derledigi turkulerini yayimliyor.
"kalsin benim davam divana kalsin" adli album ahmet kayanin 5. olum yildonumunde yayimlanacak.
yani yarin...
"o deli kara cocuk", kullerinden yeniden dogan zumruduanka kusu gibi, gomuldukce ses veriyor, oldukce notalar yagdirip turkuler soyluyor.
bulustular ya; belki ustayla pandrossadakine benzer bir sohbettedirler simdi... kendilerini "gam"a sevk edenlere veristirip sonsuzluk rihtimi boyunca "mahur" siirler okuyorlardir:
"bitmez sazlarin ozlemi daha sonra daha sonra
sonranin bilinmezligi bir boyut katar ki onlara
simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
gun dondu geceler uzar hazirlik sonbahara...
o mahur beste calar mujganla ben aglasiriz"
kaynak: milliyet.com.tr/can dundar
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?