http://www.globusz.com/ebooks/120days/ adresinden ingilizcesi okunabilir. okuması epey eğlenceli bir eserdir kanımca, sık sık bunu yapan insan olamaz dedirtir, hayal gücünün sınırlarının zorlanışına tanık eder.
les 120 journees de sodome
chiviyazılarından çıkan çevirisi berbattır. buna rağmen 4 baskı yapmıştır. aslında buna şaşırmamak gerek çünkü gördüğüm kadarıyla şu an piyasadaki tek çeviri bu. orijinalinin okunması gerektiği düşüncesindeyim.
okumak eğlenceli (evet..) olabilir diye düşünüp aldığım ve çeyreğini bile okumadan bıraktığım marquis de sade’ın skandal kitabı. yazılanları kesinlikle kaldıramadım. içinde fransızların (daha çok sosyetenin) o zamanki durumunun eleştirisini barındırıyor tamam, fakat hassas kişilerin okuması için uygun olmadığı apaçık bir gerçek. dünya’nın en iğrenç ve tüm hakaretleri seve seve kabul eden dört itibarlı adamın korkunç maceraları.. ve çoğu yer esgeçildiği halde yine de insanı dehşet içinde bırakıyor. okurken altını çizdiğim birkaç yer vardı fakat yazmaya değer bulmuyorum.
enfin, je peux dire seulement: "j’ai essayé de t’aimer donatien alphonse françois, mais c’est impossible, tu le sais.."
edit: entrynin ilk halini silecektim önce. fakat bir dahinin kitabının nasıl embesilce yorumlandığını görmenizi istedim; nasıl algılanamadığını. "bu adam bize bir şeyler anlatmak istiyor" demiştim önceden de, ilk yazdığımı tekrar okuyunca bir kez daha gördüm, anlamak için çaba göstermediğimi (ki göstersem bile şu an için mümkün değil başarmam). bu kitap, işkencelerin ve iğrençliğin ötesindedir. evet, dehşet içinde kaldım, bir hafta uyuyamadım, mide bulantısından yemek yiyemedim, paranoyakça davranmaya başladım. çünkü zihnim kaldıracak güçte ve seviyede değildi. bir aptal gibi okudum, idrak edemedim. kötülüğün incilinin bir parçası olan, sodomun yüz yirmi gününün karanlık kutsallığına saygısızlık ettiğim ve hakkında beyinsizce bir yorumda bulunduğum için özür dilerim.
enfin, je peux dire seulement: "j’ai essayé de t’aimer donatien alphonse françois, mais c’est impossible, tu le sais.."
edit: entrynin ilk halini silecektim önce. fakat bir dahinin kitabının nasıl embesilce yorumlandığını görmenizi istedim; nasıl algılanamadığını. "bu adam bize bir şeyler anlatmak istiyor" demiştim önceden de, ilk yazdığımı tekrar okuyunca bir kez daha gördüm, anlamak için çaba göstermediğimi (ki göstersem bile şu an için mümkün değil başarmam). bu kitap, işkencelerin ve iğrençliğin ötesindedir. evet, dehşet içinde kaldım, bir hafta uyuyamadım, mide bulantısından yemek yiyemedim, paranoyakça davranmaya başladım. çünkü zihnim kaldıracak güçte ve seviyede değildi. bir aptal gibi okudum, idrak edemedim. kötülüğün incilinin bir parçası olan, sodomun yüz yirmi gününün karanlık kutsallığına saygısızlık ettiğim ve hakkında beyinsizce bir yorumda bulunduğum için özür dilerim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?