lazerle goz ameliyatı

murty
2010 yilinda ben de lazerle goz operasyonu gecirmistim. cok rahat gecmisti, sadece gozumde lazer isiklari cakarken gozumu kipirdatsam acaba kor kalir miyim diye endise etmistim. tum gece uyumadigim icin sabah ameliyati sonrasi hemen uyumustum ve boylece , diger yazarlarin bahsettigi acili sureci hic yasamadim..

kalktigimda ilk is , cnbc-e'yi acip altyazilari okumaya calismak olmustu. hd dunyaya hosgelmistim..
ronniefrown
hastaneye vardıktan 4 saat sonra ameliyat olabiliyormuşsunuz. bu sürede ıvır zıvır bazı evrak işleri, son kontroller, ödeme yapılıyor ve kuzu kuzu sıranızı bekliyorsunuz. bekleme salonunda sizden önce ameliyathaneye girenlerin geçirdiği operasyonu an be an izlemenizi sağlayan bir kamera ve görüntü sistemi mevcut ( kaşkaloğlu göz hastanesi ). ameliyattan yaklaşık bir saat önce de sakinleştirici iki hap veriyorlar. benim olduğum ameliyat intralase lasik denilen türden.

sıranız geldiğinde hemşire sizi çağırıp ameliyathanenin önüne götürüyor ve size mavi bir hasta önlüğü ve galoş veriyor. daha sonra içeriden çıkan bir hemşire, doğru kişiyi içeriye aldıklarından emin olmak için sanırım, adınızı soyadınızı, doğum tarihi ve yerinizi sorduktan sonra sizi içeri alıyor. önce bir yatağa uzanıyorsunuz ve kafanızın üzerine garip ışıklar saçan bir makine getiriliyor. gözlerinizi kırpmanızı engellemek için metal bir alet takıyorlar önce bir gözünüze, diğeri bu esnada bez gibi birşeyle kapatılıyor. burada yapılan işlem kornea tabakasını kaldırma işlemiymiş. önce bir göze sonra diğerine uygulanan bu işlem sırasında görüntü beyazlaşıyor ve birşeylerin gözünüzün üzerinden kaydırıldığını hissediyorsunuz. hafif bir acı oluyor. bu işlem de bitince hemşireler yardımıyla başka bir odaya götürülüyorsunuz. görüntü oldukça sisli oluyor. burada yaklaşık 7-8 dakika bekliyorsunuz. daha sonra yine aynı düzende, bir makinanın altında gözlerinizi ve kafanızı sabitliyorlar. torba gibi birşeyleri gözünüzün çevresine geçirip küçük bir makasla kenarlarını kesiyorlar. gözünüz sanki vakumlanıyormuş gibi bir hisse kapılıyorsunuz. görüntüler açık, koyu, yeşil, kırmızı..değişip duruyor. arada biryerlerde gözünüze su gibi birşeyler sıkıp, pamuk gibi birşeylerle de ovalıyorlar ama sırasını hatırlamıyorum. ameliyattan sonra dışarı çıktığınızda hareli, puslu bir görüntü dışında birşey anlamıyorsunuz. sizi 10 dakika kadar bir dinlenme odasında tutuyorlar, bu sırada doktor gelip o gün gözlerinizi ovuşturmamanızı ve gerekli birkaç başka şeyi söylüyor. siz oh işte bitti diyerek hastaneden çıkmaya hazırlanırken gözünüze öyle ağrılar girmeye başlıyor ki, gözyaşı selini durdurmak mümkün değil, aynı şekilde gözlerinizi de hiç açamıyorsunuz, korkunç bir yanma ve batma oluyor. verilen reçetedeki göz damlalarını alıp söylendiği şekilde damlatıyorsunuz, iki asprin bir vermidon atıyorsunuz bana mısın demiyor. evinizde loş, hatta karanlık bir ortamda gözyaşlarıyla geçen uzun bir geceden sonra yatmadan önce içilen iki sakinleştirici hapla uykuya dalıyorsunuz. rüyanızda stevie wonder ve ray charles’ın şarkılarını dinleyip, john milton’ın paradise lost’u yazdığını görüyorsunuz.

sabah ise herşey görünüyor ve tarifsiz bir sevinç söz konusu. gözlük veya lens olmadığı halde bütün evi görebiliyorum. kontrole gidiliyor ve herşeyin normal olduğu söyleniyor. 15 gün sonraya ikinci bir kontrol için randevu alınıyor ve göz damlaları kullanılarak günlük işler gayet rahat yapılabiliyor. en azından şimdilik yaşadıklarım bunlar.


kalia
öncelikle son yıllarda hız kazanmış furyadır.ancak iş tamamen ticarete dönmüştür.bu işi türkiyede ilk getirenlerden biri olan tanıdığım bir profesör bana işin aslını astarını anlatmıştır.öncelikle çok az da olsa her ameliyatta bir kör olma riski vardır.yanlış hatırlamıyorsam binde 5 falandı.sonrasında kesin iyileşme sözü verilemiyor.bünyeye bağlı olarak göz tekrar eski numarasına dönebiliyor.ve tüm bu riskler ameliyattan önce imzalatılan bir sorumluluk sözleşmesinde aynen yazmaktadır.fakat kimse okumaz elbette.
sonuç olarak demem gerekir ki,hiç yaptırmayın daha iyi,eğer illa yaptıracam diyorsanız önce tek gözünüzü yaptırın.
ve son olarak demeliyim ki bu profesör bu ameliyatları bir üniversite hastanesinde yapmasına rağmen kendi ısrarla gözlük takmaktadır ve bizzat oğlunu da ameliyat etmeyip o da gözlük takmaktadır.benden uyarması.
kagit ucak
cogu ki$inin olmamasina ragmen ’’cok kolay oluyor. 5 dakkada bitiyor.’’ diye butun gozlukluleri te$vik ettigi ameliyat. bir ameliyet ilk kez boyle sevincle kar$ilaniyor turk halkinda.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol