bugun oldugu gibi, o yillarda da mesele sadece petrolun paylasimindan ibaret degildi. cok daha onemli olan bir konu da ortadogu’nun siyasi nufuz alanlarina bolunerek ekonomik cikarlarin uzun vadede garanti altina alinmasiydi. boylece emperyalistler bolgedeki ulusal sorunlar yumagini halletmek icin de uzunca bir sure tesrik i mesai yapmak zorunda kaldilar.
bolge daha evvelinde osmanli devletinin topraklari icerisinde kaldigindan, 1918 sevres anlasmasi temelinde emperyalistler kendileri acisindan optimum bir cozum getirmeye calismislardi. ancak sosyal ve ekonomik yapi oylesine geri, cografi yapi oylesine karmasik ve daginikti ki, ne araplar ne kurtler ve ne de diger halklar kendi baslarina bir ulus-devlet kuracak potansiyele sahip degillerdi.
aslina bakilirsa kurt sorunu hic de yeni bir mesele degildir. fakat kurt ulusal hareketi ancak birinci dunya savasindan sonra ciddi anlamda dunya kamuoyunun gundemine gelmisti. kurtler bagimsiz bir devlet kurmak icin bircok kez ayaklandilar ve kendi aralarinda da savastilar. kuzey ve guney kurdistan arasinda cografi bir engel olusturan dag sirasi ve asiretlere dayanan sosyal yapi, uluslasmanin onundeki en buyuk engeldi. kuskusuz bunun yaninda ekonomik faaliyetin gocebe hayvancilik ve kacakcilikla sinirli oldugu hatirlanirsa, kapitalist gelismislik duzeyi acisindan ulus-devletin kurulmasinin ekonomik altyapisinin ne durumda oldugu da anlasilmis olur. bu cercevede kurtlerin de tek umidi petrol gelirleriydi ve bu yuzden de emperyalistlerle iyi gecinmek zorundaydilar.
ne var ki, kurtlerin bu talepleri ne fransizlarin ne de ingilizlerin umurunda degildi. onlar ellerindeki petrol imtiyazlarini ve nufuz alanlarini korumanin derdindeydiler. ustelik ortaya bir de yeni kurulan turk devleti cikmisti ve musul-kerkuk vilayetleri uzerinde hak iddia ediyordu.
turkiye, kurt asiretlerinin kendi aralarindaki cekismelerden ve ingilizlerin/fransizlarin/amerikalilarin bagimsiz bir ermeni devleti kurmalari fikrinin kurt asiretleri arasinda yarattigi rahatsizliktan faydalanarak bazi asiretleri kendi yanlarina cekmeyi basarmisti. bu firsati degerlendirerek derhal bolgeye asker sevkettiler. turk egemen siniflarinin amaci, bolgedeki karisikliktan ve siyasi bosluktan yararlanip fiili bir durum yaratarak bunu hukuki sureclerle destekleyip guney kurdistan’in buyuk bolumunu kendi sinirlari icerisine katmakti. hatta bu ugurda ingiliz emperyalizmiyle her turlu pazarliga giristiler. ornegin daha 1922’deki lozan gorusmeleri baslamadan once, donemin ingiliz disisleri bakani lord curzon’un sorunu milletler cemiyetinin gundemine goturme onerisine cevaben, turkiye’yi temsil eden ismet inonu, bunun yerine kapali kapilar ardinda yapilacak ikili gorusmeleri tercih edeceklerini soylemistir.
goruldugu gibi kurt halki kendi kaderini tayin etme hakkini almaya ugrasirken, yeni kurulan turk devletiyle ingiliz emperyalizmi acisindan sorun, kurdistan’in nasil pay edilecegi noktasinda cereyan ediyordu.
ve nihayet 1924’te sorun ingiltere tarafindan milletler cemiyetine getirildiginde, olusturulan komisyon yaptigi incelemeler sonucunda; bolge nufusunun %63’unun kurt, %8’inin ise turklerden olustugu, bu sebeple en dogru cozumun burada bagimsiz bir kurt devleti kurulmasi oldugu, ancak siyasi acidan turkiye ile ingiltere ve irak devletleri arasindaki iliskiler goz onune alindiginda en iyisinin kurdistan’in bu bolgesinin ikiye bolunerek kuzey kisminin turkiye’ye guneyinin ise irak’a birakilmasi gerektigine karar verdi.
bu karar kelimenin tam anlamiyla kurt halkinin kaderinin emperyalistlerin cikarlarina kurban edilmesi anlamini tasiyordu. buna ragmen, en birinci siarinin "yurtta sulh cihanda sulh" oldugunu soyleyen mustafa kemal, musul ve kerkuk’un tamamen misak i milli sinirlari icinde oldugunu ve bir karisinin bile hic kimseye verilmeyecegini, gerekirse bu ugurda savasa girmekten kacinmayacaklarini beyan ediyordu. hatta mustafa kemal hukumeti, uluslararasi arenada koz olarak kullanabilmek icin bu surecte sscb ile yakinlasmayi da ihmal etmemisti.
ingiliz emperyalizmi, kapitalistlesme yolunda onemli adimlar atan turkiye ile arasini iyi tutmak istediginden kucuk de olsa bazi tavizler vermeyi kabul etti. turkiye’nin talepleri musul’un kuzeyinin kendilerine birakilmasi, ingilizlerle askeri bir anlasma yapilmasi ve musul petrolunden kendilerine pay verilmesiydi. yapilan muzakereler sonucunda esas olarak musul petrolunden pay verilmesi hususu one cikti ve tc hukumeti kendilerine musulun petrol gelirinden yuzde10 luk bir kar payinin 25 yillik sure icin odenmesini kabul etti. fakat ardindan yine turkiye’nin talebi uzerine bu kâr payina denk dusen 500 bin ingiliz sterlini tc hukumetine odenerek konu bir daha acilmamak uzere kapatildi
kürt sorunu
bazı arkadaşların ısrarla yok dediği ancak varolan sorun çözümsüz bırakmak bu ülkeye çok acılar yaşatmış yaşatmaya da devam etmekte sadece bu ülkenin değil tüm ortadoğunun sorunu kürtler ümmetin yetimleri halindedir sahip çıkılması gereken bir haktır ve sorunları bir an önce çözülmelidir ne demek yok böyle bir sorun bu ülke on beş yıl önce kabul edebildi kürt diye bir halkın olduğunu yıllarca dili yasaklandı bu insanların zorunlu göçe tabi tutuldular yok sayarak pkk yı doğurduk yanlışa sevkettik bu insanları
elma armut yerken karşılaşılan bi sorundur.
guncellenen kurt sorunu gecmisle cok bagi olmayan sadece turkiyeli kurtlerin talepleri ve savasimidir lakin yinede tarih bilgiside bunyelere aydinlanma getirecektir. kurtler zaman icinde somurulmus turk devletinin emperyalist pazarliklarinda oyuncak edilmis ve bir devlet politikasi olarak cagin gerisinde birakilmistir.
(kiz cocuklarini okula gondermeyip, sonra da "devlet bize bakmiyor, kalkindirmiyor" demek de dusundurucu ve hatta komiktir otesi biseydir.exfreak)
bu dusunceye katilmak mumkun degil nedeni ise bu cahil kalmis bir toplumun olasi yapacagi bir seydir bilinirki ataturk devrimlerinden once anadoluda kizlar egitim alamazdi yani bir yerde ataturkun yaptigi en guzel olusum koy enstutuleridir lakin oda asagilik sag politikalarla kominist yetistiriyor bahanesiyle kapatilmistir. sunuda ekliyeyim bir milleti kasitli olarak cahil birakirsan bu gelecekte sana sadece kan ve goz yasi sunacaktir abdullah ocalan gibi bir cok insan da devlet tarafindan kullanilmistir bunuda boyle kabul etmek gerekir. bu ulkede rumlarin ermenilerin haklari kadar haklarida olmalidir bizden olanlarin ezilmesi bizden olmayanlarin yuceltilmesi utanc vericidir. bizim bizden baska dostumuz yoktur ve kurtlerde bizdendir.
(kiz cocuklarini okula gondermeyip, sonra da "devlet bize bakmiyor, kalkindirmiyor" demek de dusundurucu ve hatta komiktir otesi biseydir.exfreak)
bu dusunceye katilmak mumkun degil nedeni ise bu cahil kalmis bir toplumun olasi yapacagi bir seydir bilinirki ataturk devrimlerinden once anadoluda kizlar egitim alamazdi yani bir yerde ataturkun yaptigi en guzel olusum koy enstutuleridir lakin oda asagilik sag politikalarla kominist yetistiriyor bahanesiyle kapatilmistir. sunuda ekliyeyim bir milleti kasitli olarak cahil birakirsan bu gelecekte sana sadece kan ve goz yasi sunacaktir abdullah ocalan gibi bir cok insan da devlet tarafindan kullanilmistir bunuda boyle kabul etmek gerekir. bu ulkede rumlarin ermenilerin haklari kadar haklarida olmalidir bizden olanlarin ezilmesi bizden olmayanlarin yuceltilmesi utanc vericidir. bizim bizden baska dostumuz yoktur ve kurtlerde bizdendir.
abdnin taraf etmek konusunda seferber olduğu, kürt vatandaşlarımızın baş rollerini paylaştıkları iddia olunan sorundur. tamamiyle abd güdümlü bu sorun politikası yaklaşık 30 yıldır ülke kaynaklarını kurutmuş ve halende bu sorun varlığını kukla hükümetlerin içeriksiz icraatlarıyla ayakta tutmaktadır.
kendi hayatımdan örnek vereyim;
ilkokul 1. sınıf: öğretmenlerden gelen tepkilerin ne olduğu henüz anlaşılmıyor.
ilkokul 2. sınıf: derste farklı,evde farklı dil konuşmanın anlamsızlığı düşünülüyor
ilkokul 3. sınıf: başka merkezler gezilip görülüyor ve oralarda her gece silah sesi duyulmuyor.
ilkokul 4. sınıf: artık gelen öğretmenler veya diğer meslek grubunun öğeleri gibi bi insan olmadığı anlaşılıyor.
ilkokul 5. sınıf: bu ayrımın sebebi anlamlandırılmaya çalışılıyor.
ilkokul 6. sınıf: artık aynada kravat takan,takım giyen bi genç var.saç baş taraması yapılıyor.özen gösteriliyor.ama aynada her zaman alında bi damga görülüyor.
ilkokul 7. sınıf: yavaş yavaş herşey anlaşılıyor.iyi olan öğretmenlerle sürekli konuşuluyor.
ilkokul 8. sınıf: olanlara dur denmek isteniyor ve mevcut bilginin yetersizliği yüzünden kitaplara yönelme başlıyor.
lise 1. sınıf : kitaplar sayesinde sol tutkusu başlayan bi ergen yetişiyor.ve ardından gelen devrim dolayısıyla silah tutkusu.(dikkatinizi çekerim pkk sözde silah bırakma işini 18 mayıs 2004te pervari ilçesinde yaptığı eylemle sonlandırmıştı.işte bu yüzden o yöne eğilim başlamıştır.)
lise 2. sınıf : söz konus halkı kurtardığını söyleyen bi örgütün aslında amacına hizmet ettiğini,gerçekten bu halkı koruduğu düşünülüyor.çünkü istediği şey onlarda var.yani silah ve dolayısıyla devrim.her geçen gün onlara daha fazla yaklaşılıyor.
lise 3. sınıf : 1,5-2 sene boyunca gelen şehit haberleri moralini bozuyor ve artık örgüttende nefret etme başlıyor.
1 sene dersane : össnin verdiği rahatsızlık kişiyi siyasetten tamamiyle soğutuyor ve bir sene boyunca siyasetle ilgili hiç bişey okumuyor,düşünmüyor.
üniversite 1. sınıf : ilk okul 4. sınıftaki takıntılar başlıyor.sınıfta kendi bölgesinden hiç kimsenin bulunmaması onu iyice yalnızlığa itiyor.özellikle sınıfında bulunan bi-iki kişinin ona 2. sınıf insan gözüyle bakması kaçmasının doğru olduğunu ispatlıyor.ders mers çalışılmıyor ve ilk dönem 10 dersin 7sinden kalınıyor.artık direk hayattan soğumaya başlayan insan profili oluşmaya başlıyor.
önce devletten soğudum,sonra pkkdan...ve şimdide hayattan.
"şimdi biri bana cevap verebilir mi?öyle olmayı ben mi istedim?" gibi bi soru sorulmasını sağlamış sorun.anlattıklarımın hepsi gerçektir,yaşanmıştır,abartılmamıştır.
edit : tatbikat olayıda gerçektir.uzun süreden beri yapılmıyodu ama geçen sene başlamışlar yine.gece 1-2de tatbikat yapıyodular.çünkü komando ilçe merkezinde..
ilkokul 1. sınıf: öğretmenlerden gelen tepkilerin ne olduğu henüz anlaşılmıyor.
ilkokul 2. sınıf: derste farklı,evde farklı dil konuşmanın anlamsızlığı düşünülüyor
ilkokul 3. sınıf: başka merkezler gezilip görülüyor ve oralarda her gece silah sesi duyulmuyor.
ilkokul 4. sınıf: artık gelen öğretmenler veya diğer meslek grubunun öğeleri gibi bi insan olmadığı anlaşılıyor.
ilkokul 5. sınıf: bu ayrımın sebebi anlamlandırılmaya çalışılıyor.
ilkokul 6. sınıf: artık aynada kravat takan,takım giyen bi genç var.saç baş taraması yapılıyor.özen gösteriliyor.ama aynada her zaman alında bi damga görülüyor.
ilkokul 7. sınıf: yavaş yavaş herşey anlaşılıyor.iyi olan öğretmenlerle sürekli konuşuluyor.
ilkokul 8. sınıf: olanlara dur denmek isteniyor ve mevcut bilginin yetersizliği yüzünden kitaplara yönelme başlıyor.
lise 1. sınıf : kitaplar sayesinde sol tutkusu başlayan bi ergen yetişiyor.ve ardından gelen devrim dolayısıyla silah tutkusu.(dikkatinizi çekerim pkk sözde silah bırakma işini 18 mayıs 2004te pervari ilçesinde yaptığı eylemle sonlandırmıştı.işte bu yüzden o yöne eğilim başlamıştır.)
lise 2. sınıf : söz konus halkı kurtardığını söyleyen bi örgütün aslında amacına hizmet ettiğini,gerçekten bu halkı koruduğu düşünülüyor.çünkü istediği şey onlarda var.yani silah ve dolayısıyla devrim.her geçen gün onlara daha fazla yaklaşılıyor.
lise 3. sınıf : 1,5-2 sene boyunca gelen şehit haberleri moralini bozuyor ve artık örgüttende nefret etme başlıyor.
1 sene dersane : össnin verdiği rahatsızlık kişiyi siyasetten tamamiyle soğutuyor ve bir sene boyunca siyasetle ilgili hiç bişey okumuyor,düşünmüyor.
üniversite 1. sınıf : ilk okul 4. sınıftaki takıntılar başlıyor.sınıfta kendi bölgesinden hiç kimsenin bulunmaması onu iyice yalnızlığa itiyor.özellikle sınıfında bulunan bi-iki kişinin ona 2. sınıf insan gözüyle bakması kaçmasının doğru olduğunu ispatlıyor.ders mers çalışılmıyor ve ilk dönem 10 dersin 7sinden kalınıyor.artık direk hayattan soğumaya başlayan insan profili oluşmaya başlıyor.
önce devletten soğudum,sonra pkkdan...ve şimdide hayattan.
"şimdi biri bana cevap verebilir mi?öyle olmayı ben mi istedim?" gibi bi soru sorulmasını sağlamış sorun.anlattıklarımın hepsi gerçektir,yaşanmıştır,abartılmamıştır.
edit : tatbikat olayıda gerçektir.uzun süreden beri yapılmıyodu ama geçen sene başlamışlar yine.gece 1-2de tatbikat yapıyodular.çünkü komando ilçe merkezinde..
kesinlikle bizim tarafımızdan yanlış çözümlenmeye çalışmaktadır. olayı çözebilmek için olayı ilk önce anlayabilmek lazımdır.olaya şu açıdanda bakılmalıdır mesela; şimdi efendim ilk önce kendi aile yapımıza bakalım. bizde genelde aileler 2 çocuk bilemedin 3 hadi bizraz libido yükse 4 çocuk yapmaktadır. kürt ailelerinde ise bu sayı genelde minunum 7 ve 8 dolaylarındadır. türk ailelerinde çocuk çok değerlidir ona birşey olmaması için üstüne titrenir genelde her istediği yapılmaya çalışır yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızdadır.kürt ailelerde ise genelde sofradan aç kalkılır veya sofradaki yemekler hep kavga nedenidir. ve doğal olarak çocuklar kıskanç ve kavgacı yetişir.bizde çocuk gelecek demekdir ailenin umudu demekdir onun başına birşey gelmesi düşünülemez.kürt ailelerde çocuklar güç demekdir.burada tanıştığım bir amcanın sözlerini örnek olarak açıklamak istemekteyim:
dccl:amca kaç çocuk var.
amca:12 evladım.
dccl:torun kaç tane amca.
amca:47 evladım birde torunların var veletleri.
dccl:amca bu kadar çocuk nasıl baktın nasıl büyüttün.zor değil mi?
amca: allah verdi yavrum. hem bizde çok çocuk iyidir. hasım çok olur bizde.
dccl:neden çok ki amca hasım.
amca:bilmem öyle gelmiş öyle gider.birşey olur ise bir oğlum vurur gider yatar hapiste. bizde biri vurulursa zaten var yanında bir kaç tane daha.
sanki kendi çocuğundan değilde her hangi bir sayıdan bahsediyordu adam, ve ne yazık ki gözlerinde ise büyük bir soğukluk vardı.aslında bu kadar düşünmeye de gerek yok basit bir hesap bir türk ailesi 2 çocuk, kürt ailesi 11 çocuk basit bir hesap ile zaten bir kaç yılda sorun ortadan kalkacak ve yeni bir sorunumuz olacak; türk sorunu.
her daim özgürlükten bahseden bu insanlar kendi dillerini konuşabiliyor kendi geleneklerini yaşabiliyor.ve yine bu halkın büyük bir çoğunluğu bu ülkede ki pek çok kirli işin arkasında.ve son olarak bir fıkra aslında olayın önemli bir kısmını özetliyor.
bir kayserili bir laz ve bir diyarbakırlı ölmüşler laz geri dirilip dünyaya dönmüş.noldu demişler ölmüştün sen nasıl geri geldin. lazda bir melek kapıda 5000 lira verirseniz sizi geri gönderirim dedi, ee demişler sonra - ben verdim geri döndüm demiş, - kayserili pazarlık yapıyordu diyarbakırlı ise ve vermem -tc- versin diyordu demiş.
dccl:amca kaç çocuk var.
amca:12 evladım.
dccl:torun kaç tane amca.
amca:47 evladım birde torunların var veletleri.
dccl:amca bu kadar çocuk nasıl baktın nasıl büyüttün.zor değil mi?
amca: allah verdi yavrum. hem bizde çok çocuk iyidir. hasım çok olur bizde.
dccl:neden çok ki amca hasım.
amca:bilmem öyle gelmiş öyle gider.birşey olur ise bir oğlum vurur gider yatar hapiste. bizde biri vurulursa zaten var yanında bir kaç tane daha.
sanki kendi çocuğundan değilde her hangi bir sayıdan bahsediyordu adam, ve ne yazık ki gözlerinde ise büyük bir soğukluk vardı.aslında bu kadar düşünmeye de gerek yok basit bir hesap bir türk ailesi 2 çocuk, kürt ailesi 11 çocuk basit bir hesap ile zaten bir kaç yılda sorun ortadan kalkacak ve yeni bir sorunumuz olacak; türk sorunu.
her daim özgürlükten bahseden bu insanlar kendi dillerini konuşabiliyor kendi geleneklerini yaşabiliyor.ve yine bu halkın büyük bir çoğunluğu bu ülkede ki pek çok kirli işin arkasında.ve son olarak bir fıkra aslında olayın önemli bir kısmını özetliyor.
bir kayserili bir laz ve bir diyarbakırlı ölmüşler laz geri dirilip dünyaya dönmüş.noldu demişler ölmüştün sen nasıl geri geldin. lazda bir melek kapıda 5000 lira verirseniz sizi geri gönderirim dedi, ee demişler sonra - ben verdim geri döndüm demiş, - kayserili pazarlık yapıyordu diyarbakırlı ise ve vermem -tc- versin diyordu demiş.
surekli cigkofte yiyip bagirsaklarini tenyalara teslim eden kisinin sorunudur.
kurt sorunu diye bir sey yoktur.turgut ozal’in baslattigi bu dusunce tayyip erdogan tarafindan desteklenmistir.
bu dusunceye son noktayi yillar once mustafa kemal ataturk koymustur.
’’turkiye cumhuriyeti’ni kuran herkes turktur.’’
bu dusunceye son noktayi yillar once mustafa kemal ataturk koymustur.
’’turkiye cumhuriyeti’ni kuran herkes turktur.’’
turk sorunu diye bkz vermistim ama silinmis bir bakinizdan tum dusuncemi anlatmasini beklemek benim safligim olsa gerek. neyse...
evet efendim kurt sorunu, turk sorunudur dunden beri bu boyledir, kurtlerin var olmasi turklerin zenginligidir, birinin cikari digerinin kaybi degildir, olmamistir, olmayacaktir!
cozum ne hakkari de karakol bombalamaktir, ne 30. operasyona bilenmektir. kurt sorunun cozumu, mersin de turk bayragini yakan cocuklara turkleri turklere de o cocugu sevdirebilmektedir. nefretlerine nefret katmak degil.
nacizane dusuncem bu anlasmazliga kurt sorunu olarak bakilmamasi gerektigidir. turkler bu soruna turk sorunu olarak bakmalidirlar... en nihayetinde yuz yillardir beraber yasamis kardes halklariz.
simdi daha net soyluyorum kurt sorunu = turk sorunu.
(bkz: turk sorunu)
evet efendim kurt sorunu, turk sorunudur dunden beri bu boyledir, kurtlerin var olmasi turklerin zenginligidir, birinin cikari digerinin kaybi degildir, olmamistir, olmayacaktir!
cozum ne hakkari de karakol bombalamaktir, ne 30. operasyona bilenmektir. kurt sorunun cozumu, mersin de turk bayragini yakan cocuklara turkleri turklere de o cocugu sevdirebilmektedir. nefretlerine nefret katmak degil.
nacizane dusuncem bu anlasmazliga kurt sorunu olarak bakilmamasi gerektigidir. turkler bu soruna turk sorunu olarak bakmalidirlar... en nihayetinde yuz yillardir beraber yasamis kardes halklariz.
simdi daha net soyluyorum kurt sorunu = turk sorunu.
(bkz: turk sorunu)
olimpiyat stadının dağlık bir bölgeye yapılmasından dolayı bu bölgede ortaya çıkan kurtların yarattığı sorundur.
terorist bir olaya kurt sorunu seklinde bakmak cok hatalı bir davanıstır. zira elin gavuru 11 eylule islami teror diyince yani olaya islam sorunu seklinde bakınca yine benzer bir olaya kurt sorunu diyen kesim dellenir. ironi diyip gecmek yerine bu tezat yaklasımı salaklık olarak adlettigimi bilmenizi isterim. terorun ne ırkı ne dini ne dili nede bir ulusu vardır, teror yeni nesil evrim gecirmis bir savas seklidir yani bu isi bir kesime etfetmek teror un amacına hizmet etmek olur. ortada pkk diye bir olay var ise bunun ne kurdistan nede belli bir azınlıgın menfaatleri ile alakası vardır. teror un suanda tek bir amacı vardır; bir devletin icinde sorun cıkarıp o devletin kendi kendisini yoketmesini izlemek. her ne kadar yazıklarım bazılarına fantazi seklinde gorulebilecek paronayak onermelerden olussada bu budur, teror ic duzeni bozup dısta o devleti gucsuz dusurmeye calısan bir savastan baska bir sey degildir. sozun ozu olaya kurt sorunu seklinde bakanlar teroru beslemis amacına hizmet etmis olurlar olay kurt sorunu degil terordur ortada bir sorun varsa o sorun abd veya pkk olabilir baskası degil, yenilemek istiyorum olaya kurt sorunu demek aptal ve koru korune yapılmıs fasizanlıktan ulkuculukten oteye gecemez, ve bu sekilde bakmak o cok sevidigimiz ulkemizde ic sorunalra neden olur bizi icten bolen yine biz oluruz, tamda olaya kurt sorunu seklinde bakmamıza sebep olanların istedikleri gibi...
bürokrasinin demokrat geçinen tarafının çok sevdiği, uluslararası hukuka ve onun en somutlaşmış hali olarak birleşmiş milletlere göre her halkın kendi kaderini tayin hakkı vardır.netekim kişisel ve siyasal haklara ilişkin uluslararası sözleşme adıyla 1966 yılında bm tarafından kabul edilen anlaşmanın ilk maddesine göre: "bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasal statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerini serbestçe sürdürebilirler." durum buyken, tcnin tutumu, yaklaşık 40 yıl sonra bile olsa onun da altına imza attığı uluslararası bir sözleşmeyi açıkça çiğnemesi anlamına, temel burjuva demokratik haklardan biri olan ulusların kendi kaderini tayin hakkını reddetmesi anlamına gelmiyor mu?,göründüğü gibi burjuva demokratik haklarını bile uygulayamayan bir devlette kürtlere demokratik haklar beklemek ne kadar doğrudur?
maddi çobanlar için kışın manevi çobanlar için havaların ısınmaya başladığı aylarda büyük sorun teşkil eder.
kurtlar gece dağdan inip milletin koyunununa, kuzusuna ve de keçisine saldırmaktadır. buna müteakibben silahlanan çobanlar bu soruna şiddetle bir çözüm aramaktadırlar. ha bir de şey aklıma geldi... giresundayken bizim sürüye yaban domuzları dadanmıştı, onlara da benzer bir çözüm geliştirdik.
genelde türkçeyle başka diller arasına sıkışmış bir dil konuşan ama bazıları gerçekten insanlıklı olan temiz kalpli insan ırkı.
zorla varmış gibi gösterilegösterile oluşturulan sorun
(bkz: kurt cobain)
nirvanayı piç etmi$ sorundur.müzik alemini de hüzüne boğmu$tur.ölmesi büyük sorun olmu$tur.
bonus olarak:
(bkz: götünden anlamak)
nirvanayı piç etmi$ sorundur.müzik alemini de hüzüne boğmu$tur.ölmesi büyük sorun olmu$tur.
bonus olarak:
(bkz: götünden anlamak)
geçmişe nazaran evrim geçirmiş bir haldedir. benim anladığım türkler türkiyeyi emperyalizme peşkeş çekiyorlar ülkeyi köleleştiriyorlar kürtlerse bu paylaşımın bir parçası olmak istemiyorlar.. türklerle kalırlarsa bağımsız olamayacaklar ayrılmak istiyorlar.. helal olsun vallahi ben de onlarla gitmeyi isterim.. hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım noktasından çok uzakta olan ülkemden.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?