o kadar genç bir yaşta böylesine derin bir eser çıkarabilmiş hakan günday, hayret. kinyas ile kayranın maceralarını izlemek, gittikleri yerleri görmek, acılarını hissedebilmek, herşeyi birarada yaşayabilip de yine de bu denli karıştırılmamış, arı fikirlerle bir olmak inanılmaz zevkli.
uzun bir maraton gibi gelen 600 sayfalık kitap, gündayın kaleminden su gibi akmış. alıntı yapmaya kalksanız, kitabın tamamını buraya yazmak zorunda kalabilirsiniz..:) tehlikeli...
kinyas ve kayra
benim adım kaygusuz abdal. tanrıdan vazgeçtim. ölmekten vazgeçtim. çünkü ölürsem ve
yukarda beni ödül ve ceza sisteminin bekçileri bekliyorsa çok büyük kavgalar etmem
gerekecekti. ölmek istemiyorum çünkü tanrıyı da öldürürüm diye korkuyorum. ve böyle bir vefata benden başka kimse dayanamaz. hayatımı diktiler. oysa ben yırtmak için çok uğraşmıştım.
yukarda beni ödül ve ceza sisteminin bekçileri bekliyorsa çok büyük kavgalar etmem
gerekecekti. ölmek istemiyorum çünkü tanrıyı da öldürürüm diye korkuyorum. ve böyle bir vefata benden başka kimse dayanamaz. hayatımı diktiler. oysa ben yırtmak için çok uğraşmıştım.
(bkz: alp)
azil, piç, zargana kitaplarını da beğenmeme rağmen, nedense hakan günday içinde ne varsa, hepsini, son zerresine kadar bu ilk eserinde kusmuş hissiyatı uyandıran roman.
bütün dünya uyuyor. bütün hayvanlar, bitkiler, adına insan denmiş yaratıklar. hepsi. toprak bile uyuyor. dolunay var.herşeyi, hipnotize etmiş dolunay. ben ayaktayım. bir ben uyumuyorum. bir ben kıvılcım çıkartamıyorum yatağımdas dönerek. kayra uzun boylu fahişeyle uyuyor. ne fark eder? hiç!
kayra:mutsuzluğun nedeni başarısızlıktan gelmemeliydi, hele hayal kırıklığı asla gözyaşlarının nedeni olmamalıydı. neden insanlar bir türlü anlamıyorlar hayattan hiçbir şey beklememeleri gerektiğini.
bir kere okunduktan sonra baş köşede hep hazır bekleme özelliği olan kitap.
ondan gelecek bir söze ihtiyaç duyduğunuzda avuçlarınızın içine farketmeden düşer ve sarılmak istenen dostmuş gibi sıkıcı kavranır. sayfalar hafif ıslatılmış parmaklarla karıştırılır. kalp ve nefes alış-verişinin ritmi eşliğinde yapraklar içerisinden kendinden bir parça bulabilme çabası başlar. okunur, çizilir, tekrar keşfedilir. sonrası...
candır o can!
spoiler
`` insandan ve bütün canlılardan iğreniyorum.kendimdense nefret etmekten yoruldum ve bu konuda hiçbir şey hissetmiyorum.oksijenle alışverişi olan her yaratık midemi bulandırıyor.göz kapaklarımı derime kaynak makinesiyle yapıştırmak istiyorum.bir canlı daha görmemek için!ellerimden, ayaklarımdan korkuyorum.tek istediğim bütün düşündüklerimi içinde barındıran beynimi bedenimden yırtıp uzay boşluğuna fırlatmak.bedenim olmadan,sadece ve sadece var olduğumu bana hatırlatacak olan zihnimin uçmasını istiyorum.buna ruh diyenlerde var.iilgilenmiyorum isimlerle.sadece hiçliğin içinde bedensiz bir zihin olmak istiyorum.tek aklıma gelen bu ,yaşama acımdan kurtulmak için.sonsuz hiçlikte yüzen bir düşünce.o kadar! ölmek mi gerek bunun için?belki evet.belki hayır ölünce tamamen yok olma ihtimali de var.düncenin de,zihninde gömülüp çürüme ihtimali.onun için ben hala nefes alıp verebiliyorken gerçekleştireceğim zihnimi yok etmeyi.bedenim yokmuş ve üzerimde durduğum dünya sonsuz bir hiçlikmiş gibi var olacağım...sadece bir zihin .çevresinde de yiyen ,yediklerini boşaltan,uyuyan bir et! ``
ondan gelecek bir söze ihtiyaç duyduğunuzda avuçlarınızın içine farketmeden düşer ve sarılmak istenen dostmuş gibi sıkıcı kavranır. sayfalar hafif ıslatılmış parmaklarla karıştırılır. kalp ve nefes alış-verişinin ritmi eşliğinde yapraklar içerisinden kendinden bir parça bulabilme çabası başlar. okunur, çizilir, tekrar keşfedilir. sonrası...
candır o can!
spoiler
`` insandan ve bütün canlılardan iğreniyorum.kendimdense nefret etmekten yoruldum ve bu konuda hiçbir şey hissetmiyorum.oksijenle alışverişi olan her yaratık midemi bulandırıyor.göz kapaklarımı derime kaynak makinesiyle yapıştırmak istiyorum.bir canlı daha görmemek için!ellerimden, ayaklarımdan korkuyorum.tek istediğim bütün düşündüklerimi içinde barındıran beynimi bedenimden yırtıp uzay boşluğuna fırlatmak.bedenim olmadan,sadece ve sadece var olduğumu bana hatırlatacak olan zihnimin uçmasını istiyorum.buna ruh diyenlerde var.iilgilenmiyorum isimlerle.sadece hiçliğin içinde bedensiz bir zihin olmak istiyorum.tek aklıma gelen bu ,yaşama acımdan kurtulmak için.sonsuz hiçlikte yüzen bir düşünce.o kadar! ölmek mi gerek bunun için?belki evet.belki hayır ölünce tamamen yok olma ihtimali de var.düncenin de,zihninde gömülüp çürüme ihtimali.onun için ben hala nefes alıp verebiliyorken gerçekleştireceğim zihnimi yok etmeyi.bedenim yokmuş ve üzerimde durduğum dünya sonsuz bir hiçlikmiş gibi var olacağım...sadece bir zihin .çevresinde de yiyen ,yediklerini boşaltan,uyuyan bir et! ``
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?