karşılıksız aşk

0 /
comengineer
şu tip bir şiire sebep olmuştur...azıma sıçmıştır açıkcası :

tüm servetimi tüm eserlerimi akşam yemeğine geç veya erken gelmemle ilgilenen bir kadin uğruna hiç çekinmeden feda edebilirim demiş yazar...
haksiz da değil hani!
herşeyi sevdiğine bağlamak..
bir çift selamin kiymeti ölçülmez eğer ondan gelmişse..
hele onun bir gülüşü!
nerden bileceksin ki
sen hiç yeryüzünün bir kayik gibi sallandiğini hissettin mi...
newton’un yasalarinin seni bağlamadiği anlar oldu mu hiç?
gözlerinde, dünyanin tüm renklerini gördün mü sevdiğinin
ruhunun, göğsünde kuş gibi çirpindiğini hissettin mi...

herşeye rağmen mutluyum be arkadaş...
yanik olmak da başkadir...

ne ortadoğudaki çatişmalar
ne çin komünizmi ilgilendirir seni...
sen sevgilinin kalbinde yer edememişken,
avrupa birliği nasil teselli ederki!
fenerbahçenin şampiyonluğu;
alex’in kralliği çok mu önemli ?
sen uzatmalari oynarken


sevmek adami bambaşka yapiyor...
koca adam değişiveriyo bir anda
çiçekler, kuşlar, hayat ne güzel demeye başliyorsun
hatta ara ara ayaklarin yerden kesilir gibi oluyo

en tatli uykular bile aci soslu artik
sevdiğinin olduğu yere önceden binbir zahmetle giderken
artik orasi senin ikinci yerin
bir parçan olmuş
ayrilmak istemiyorsun

sevmek başka şey bambaşka...
hayatimda ilk kez "yaşiyoruz çok şükür dediğimi hatirliyorum"...
hayatin rengi değişiyor sanki...
artik herşey daha kolay...

ara sira telefon açiyorsun
umutlanmişsin...
o da nesi, zoraki bi açiliş
ve umutsuz sözler...
binbir hayalkirikliği
yarin öleceğini söylemişler gibi
neşe ve ümidin güneş gibi ağardiği yüreğin
şimdi karanliklar ülkesi...

uğruna dünyanin tüm nimetlerini tüm güzellkilerini
bir kenara ativereceğin varlik
yeni kurduğun umut köprülerini yikmiş
kendini zor tutuyosun...
ama gözyaşlarin senden habersiz dökülüveriyor.


müzikten medet umuyosun..
birkaç şarki dinilyorsun
derdi bol olanlardan
belki başka şarkilarda olur ama bunlarin etkisi bi başka oluyo
damardan denmesinin sebebini yeni anliyosun.


bazen o da fayda vermiyor...
aniden çikiyosun evden ve dolaşmaya başliyorsun.
belki biraz sakinlik ve huzur....
o geceyle birlikte hayatinin bir bölümüde tarihe karişiyor.

gece uzun ve karanlik...
düşünceler içinde kivranip duruyosun...
hayata yine ayni neşeyle devam edebilmek için
çikiş yollari ariyosun...
çok geçmeden sen değil ama bedenin uykuya yenik düşüyo..

ertesi gün ...
hayatin akişi alip götürmesede
belli bir süre hafifletiyor üzüntülerimi..
unutmanin en zor olduğu zamanlar
ne zormuş yenilemek kendini

diyeceğim o ki
sevgim birşey kaybetmiş değil sonsuzluğundan
hiçbirşeyin hayali ,daha güzel olmasada gerçeğinden
ben yine senin gelmeni , sevgini bekleyeceğim
büyük olasilikla ne geleceksin , ne de seveceksin
olsun be deniz gözlüm;
-ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!-
calamitycans
siz onu düşünmekten uyuyamıyorsanız, o ise aynı saatlerde başkasıyla fingirdemekten uyumuyorsa buyrun karşılıksız aşkınızı afiyetle yiyin.
elma sekeriiii
mutsuzlugun köküne kadar tecrübe edinildigi anlardır.

insanlar duygularıyla ya$arlar ya, ke$ke duygularımızı sinir sistemimizi aldırabilecegimiz bir yöntem olsaydı da bu acıyı tatmasaydık...
nickmickyock
aşkın tek kişilik bir orkestra olduğu düşünüldüğünde aslında bütün aşklar bir anlamda karşılıksızdır. birisi diğerine göre her zaman daha fazla özler, daha fazla önemser ve de daha fazla sever. tam anlamıyla karşılığı bulunabilen bir ilişki insan doğasına aykırıdır ve de bu dengesizlik, bu farklılık ters kutuplar gibi birbirini çeker durur..
john maynard keynes
belki de en yuce ask,sadece karsindakini sevmek,sana kendini guzel/yakisikli hissetirmesi degil,seni mutlu ettigi icin degil icinden geldigi icin sevdigin ask,belki de askin kendisine ask..
freak
önemli olanın aşkı yaşamak olduğunu gösterir herhalde. karşılıksız olduğu için karşıdakinin yerine de siz hissedersiniz. o zaman işte duygu yoğunluğuna denecek laf yoktur.
muruuuu
insan birini severken nasıl bilerek ve isteyerek seçer sevdiceğini benim aklım ermiyor. aşk çıkarsız ve saf olmalı. bir kere sevmeye görsün gönül, eğer karşılık alamayacağını düşünüp vazgeçmeyi seçebiliyorsa kişi ya korkaktır ya da gerçekten sevmiyordur. nazım hikmet in dediği gibi
sen elmayı seviyorsun diye
elma da seni sevmesi şart mı

kasmamak lazım, küçük hesaplar peşinde koşmamalı.
sevdiğini mutlu et, seninle mutlu olmuyorsa bırak nerde kimde mutlu oluyorsa olsun.
nevermore
hissin sürecini uzatır. hamurunuzda varsa şair, ressam..vs gibi sanat alanlarında üretkenliğinizi arttırır. hatta ürünlerinizle ödül bile alabilirsiniz. hm mistik şeylere, parapsikolojiye ilginizi de arttırabilir.
rockcucocuk
zordur,çok acı verir ama herşeyini feda edebilecek kadar sevdiğin insanı bir başkasıyla görmek daha zordur.çünkü o an sevginin karşılıksız olduğuna kesin kanaat getirirsin.bugün sevmeyen 10 yıl sonra da sevmez ama insana çok kötü koyar,yürek dağlar,bitirir,söndürür,öldürür...
chef doeuvre
platonik aşk ın itiraf edilmiş ve reddedilmiş şeklidir. artık senin onu sevdiğini biliyordur ama onun seni sevmediğini de biliyorsundur.
çok kötü bir duygudur. senin dokunmaya kıyamadığın elleri başkasının ellerindedir.
bir bakışı için dünyayı yıkacağın gözleri başkasına bakıyordur.
en kötüsü de senin aşkının büyüklüğünü,önemini umursamıyordur.
içine düşmesi kolay, çıkması zor bir durumdur karşılıksız aşk.
(bkz: usta bir ufak daha getir)
arafatta bir cocuk
aşkın en anlamlı ve en gerçekçi halidir çünkü içinde hile yoktur...
tahirle zühre meselesi

tahir olmak da ayıp değil
zühre olmak da..
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
bütün iş tahir’le zühre olabilmekte
yani yürekte.

mesela bir barikatta dövüşerek
mesela kuzey kutbunu keşfe giderken
mesela denerken damarlarmda bir serumu
ölmek ayıp olur mu?

tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanm da seni sevmesi şart mı?
yani tahir’i zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
tahir ne kaybederdi tahirliğinden?

tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

nazım hikmet - 1947
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol