yılların yorgunluğu idi kadını kamburlaştıran. öyle sanıldığı gibi kalmadı büklümlüğü doğumdan. doğum dedik de, aklına düştü yine rıfatın sarmallığı, onu saran kollarının sıcaklığı. uzun zaman oldu, görmedi kokusunu bırakan adamı. koku iyi, güzel de, özlem fena yakıyor insanı hasılı arınmış avuntulardan.
erkeği gideli çok olmuştu da, anısı kaybolmamıştı. ah bu yanık kadınlar, hem türlü arızalı erkekleri sever, hem de anısına ihanet etmezlerdi. birazcık hayatlarına baksalar, yaşasalardı; ne var canım bunda, fena mı ederlerdi?
bir bardak var, yıkamadığı yıllardan beri. kenarlarında hareliklerinin ıssızlığı ile ruj lekeleri...
günah gecesinden kalan bir bebesi,
bir de yıkanmamış kadehteki ruj izi...
kadehteki ruj izi
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?