içki icmeyenlere uygulanan mahalle baskısı

yoktur boyle bır baskı.ama içenlere vardır.bırakın içki içmeyi,ramazan ayinda sigara içtiği için dolmuscu’dan dayak yiyenler bile var.içki içmek ne haddimize? içki içmeyene ’’sen niye içmiyosun al sana; sak suk pata küte’’ diye girisen birini hiç gormedi bu ülke.ancak içki içen dayakta yedi,içki satan çivili sopalarla dövüldü,sigara içenin avcunun içinde sigarada söndürüldü.bunlari gorduk yasadık. kımsenın maval okumasına gerek yok.kendimden ornek verecek olursam; gecenlerde otobusten indim evime geliyordum..eve gidene kadar ’’bir sigara içeyim’’ dedim.yaktım sigarayi..ama o da ne?hemen hafif sakalli bir amca yanima yaklasiverdi.dedi ki:’’oglum ayip değil mi?millet allah rızasi için oruc tutarken gozlerinin onunde sigara tüttürüyorsun.insanlarin cani ceker,söndür evinde iç’’dedi.ben karsılık veremeden uzaklasti yanimdan.sonra bir sigaraya baktim bir amcaya...sigarayi sondurdum evet. ancak kafamda soyle bir soru ısareti olustu:’’ya arkadas bu sigara zaten günah değil mi dini kurallara göre ? ’’ hemen cevapladim..demekki sadece ramazan ayinda günah işlememek lazim.ramazan disinda günah,haram vs. değil.ancak ramazanda öcü..sanirim ülkem muhafazakarlari tanri’yi kandirabileceklerini düsünüyorlar.lakin kendilerini kandırmaktan baska bırsey değildir.hadi bana karsi iki yüzlüsün ey muhafazakar..allah’a karsida iki yüzlülük yapiyorsun..bu günah değil mi?

başbakan’ın, danışman kadrosunu acilen yenilemesinin ya da kadroya yeni isimler eklemesinin gerekliliğini ortaya koyan sözleri...
büyüt çapını abidin, derdi kurtlar vadisi’ndeki tuncay karakteri.

-içsene hadi
+yok abi ben almayayım.
-olur mu oglum ba$bakan bile tutmu$ kadehini ho$afını içiyor baksana. bo$ durma hadi hadi!
+yok abi 3 aylardayız.
-bak içmezsen günahın boynuna bunca insan var. uyum göstermen gerek.
+neden abi.
-çünkü e$eeeen $eyinden dolayı.
+gulp.

cok bo$ bir diyalog oldu dimi? aynen ba$lıktaki konu gibi.

efendim olayımız şöyle başlıyor....
ertuğrul özkök bir yazısında türkiye deki inanç esaslı ayrılıkları bitirmek için başbakana şöyle bir tavsiyede bulunuyor: ne olur sanki otursan bir masaya,tamam vişne suyu içme şarap zannederler,ayran da içme rakı sanmasınlar ama portakal suyu iç ve bir kadeh kaldır yan masadakilere bak o zaman nasıl daha güzel olacak her şey..
bunun üzerine hazır cevap,süper kahraman başbakanımız şunları söylüyor:
"aynı masada oturalım. sen iç, bırak ben içmeyeyim. yok diyor "sen de bir kadeh tokuştur" diyor. kafaya bak. ben mecbur muyum sen tokuşturuyorsun diye tokuşturmaya.beyefendi köşesinden bana akıl veriyor."
veee o cümle -’’asıl içki içmeyene mahalle baskısı uygulanıyor’’-

görüldüğü üzere başbakanımız yine -ben nasıl şuna lafı koyarım da oturturum- telaşına kapılıp doğru düzgün okumamış yazıyı.alıştık artık bunlara.
yeni bir söz grubunu daha kelime dağarcığımıza katmış oldu.

başbakanın mağdur olduğu durumdur, bunu sokakta oynayan çocuğa söylesen güler, acaba, insanları bu kadar basit sözlerle etkileyebileceğini hala düşünüyormu, sayın başbakanımız.