2000 yılında abd yapımı film
içimdeki çocuk
yıllar önce de çocuktu,hala çocuk.anlamadım ben bu işi.
orjinal ismi the kid olan film.
çok güzel bir ümit yaşar oğuzcan şiiridir.
alıştım kör kuyularda
kimsesizliğimin yetimliğine,
yağmalanmış incemin, çaresizliğine,
herkese hiçbir şey, bana her şey olan sen ..
büyüme ne olur içimdeki çocuk.
o avuç içlerin kalsın tertemiz,
dokunamadığım güzellikler kadar aydınlık,
kirlenmesin umut kandilleri yakan ellerin,
kal!.. dur!.. aynı halinle,
büyüme ne olur içimdeki çocuk.
hayat uzun bir cümleydi hani?..
sen ile ben yüklem ve özne,
inceden vursa da hasretler,
dönmese de beklenenler,
ölme ne olur içimdeki çocuk.
dudağımız güneşle öpüşürken
yar kolunda heybetliydi adımlarımız
sabah ezanlarında öğrendik
bin cümle yıkıntısı içinde iki kelime ..
... ve kül rengindeki umutlarımız ...
alın terimizde çiğ tanesi damlalar,
bir mendile silmiştik sıfatları,
onlar ki ezeldendi, anlamazlar ..
sıfatlar yakışmazdı ki bize,
büyüklük, şan şöhret ve mor lambalar...
ötesi, berisi, diğer, diğerleri,
var edenden bize yansıyan değer
bir yaratanındı, onundu,
söyle ne haddimize olurdu?..
ömrün bir vakti, delikanlıca aşktan gayrı sı.
kal içimde, dur aynı halinle,
karıştırma gül ile bahçıvanı,
bülbülün gözünde yaş seli,
çatlamış, paylaşmanın nasırlı elleri,
büyüme ne olur içimdeki çocuk ...
dinle!.. kulak ardı etme,
heveslenme sakın küçücüğüm büyümeye,
ne delikanlı desinler sana, nede ağbi,
ne amca ol derim sana, nede ihtiyar,
insanlar ıraklaştı insanlıktan,
korkarım sevgiler bile rezil, sefilce,
kifayetsiz yolda yüzler, yüzsüzce
ne babalık fayda olacak hayatta,
nede annelik bu gidişle, canda kıble bize ...
ben çoktan büyümüşsem de,
büyüme sen içimdeki çocuk.
yalanı dolanı bilme isterim,
acıyı ihaneti görme dilerim,
bak şimdi ağlıyorum,
sen içimde ağlıyorsun,
kim?.. ses kesip dinleyecek kim?
bilmiyorum, bilmiyorsun,
ama ant olsun!..
haram yedirmedim, yedirmemde,
yalanı öğretmedim, öğretmemde,
nedenini anlayıp çözüyor musun?
kurtlar sisli havayı sever,
yarasalar geceyi,
çakallar leş bekler,
en zayıf zamanın kancık bekçileri ...
insanlarda can evinden vurur insanı,
işte tam şurdan, yüreğinin ortasından,
dermanı güç, iyileşmesi bir o kadar kolay yerden,
gönülden, içten, senin beşiğinden,
of!.. be küçüğüm of!..
alaca karanlıkta yanıldık kör ışığa
halden bilmeze aktı duruluğumuz,
oysa biz seninle şafaklara müptelaydık,
anla çocuk!..
şafaklara ihanet etti geceler,
hoş gör, gözlerimde kalan son ışıksın
ölme ne olur içimdeki çocuk
alıştım kör kuyularda
kimsesizliğimin yetimliğine,
yağmalanmış incemin, çaresizliğine,
herkese hiçbir şey, bana her şey olan sen ..
büyüme ne olur içimdeki çocuk.
o avuç içlerin kalsın tertemiz,
dokunamadığım güzellikler kadar aydınlık,
kirlenmesin umut kandilleri yakan ellerin,
kal!.. dur!.. aynı halinle,
büyüme ne olur içimdeki çocuk.
hayat uzun bir cümleydi hani?..
sen ile ben yüklem ve özne,
inceden vursa da hasretler,
dönmese de beklenenler,
ölme ne olur içimdeki çocuk.
dudağımız güneşle öpüşürken
yar kolunda heybetliydi adımlarımız
sabah ezanlarında öğrendik
bin cümle yıkıntısı içinde iki kelime ..
... ve kül rengindeki umutlarımız ...
alın terimizde çiğ tanesi damlalar,
bir mendile silmiştik sıfatları,
onlar ki ezeldendi, anlamazlar ..
sıfatlar yakışmazdı ki bize,
büyüklük, şan şöhret ve mor lambalar...
ötesi, berisi, diğer, diğerleri,
var edenden bize yansıyan değer
bir yaratanındı, onundu,
söyle ne haddimize olurdu?..
ömrün bir vakti, delikanlıca aşktan gayrı sı.
kal içimde, dur aynı halinle,
karıştırma gül ile bahçıvanı,
bülbülün gözünde yaş seli,
çatlamış, paylaşmanın nasırlı elleri,
büyüme ne olur içimdeki çocuk ...
dinle!.. kulak ardı etme,
heveslenme sakın küçücüğüm büyümeye,
ne delikanlı desinler sana, nede ağbi,
ne amca ol derim sana, nede ihtiyar,
insanlar ıraklaştı insanlıktan,
korkarım sevgiler bile rezil, sefilce,
kifayetsiz yolda yüzler, yüzsüzce
ne babalık fayda olacak hayatta,
nede annelik bu gidişle, canda kıble bize ...
ben çoktan büyümüşsem de,
büyüme sen içimdeki çocuk.
yalanı dolanı bilme isterim,
acıyı ihaneti görme dilerim,
bak şimdi ağlıyorum,
sen içimde ağlıyorsun,
kim?.. ses kesip dinleyecek kim?
bilmiyorum, bilmiyorsun,
ama ant olsun!..
haram yedirmedim, yedirmemde,
yalanı öğretmedim, öğretmemde,
nedenini anlayıp çözüyor musun?
kurtlar sisli havayı sever,
yarasalar geceyi,
çakallar leş bekler,
en zayıf zamanın kancık bekçileri ...
insanlarda can evinden vurur insanı,
işte tam şurdan, yüreğinin ortasından,
dermanı güç, iyileşmesi bir o kadar kolay yerden,
gönülden, içten, senin beşiğinden,
of!.. be küçüğüm of!..
alaca karanlıkta yanıldık kör ışığa
halden bilmeze aktı duruluğumuz,
oysa biz seninle şafaklara müptelaydık,
anla çocuk!..
şafaklara ihanet etti geceler,
hoş gör, gözlerimde kalan son ışıksın
ölme ne olur içimdeki çocuk
(bkz: icimdeki kucuk cocuk)
gençlikteki gür sesinin, cesur duruşunun yerine, her geçen gün biraz daha kısık sesle, "siktir et abi" diyen, büyüdükçe tırsıklaşıp adam sendeci olan ibne çocuk.
(bkz: özeleştiri)
(bkz: özeleştiri)
bruce willis`in ba$rolunu ustlendigi eglenceli film.40 ya$indaki bir adamin 8 ya$indaki gecmi$i ile kar$ila$masini konu ediyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?