hayat kırıkligi

tayfa75
boyle iste... olmez sag kalirsam kafayi toplayinca(bu hafta hindiba corbasi, kabak graten yiyicem bilumum vitamini bunyeye alicam, sabahin kor saatinde kalkip esofmanize olup deli gibi kosucam, yuzume lahana masaji yapicam, onerildigi bicimde istesem de istemesem de haftada uc kez seks yapicam, bol bol kendine yardim kitaplari okuycam ve muren baliginin solungaclarini haslayip uygun yerime tarif edildigi bicimde surucem) daha ciddi seyler yazacagim bu konuda. ama duyduklariniz hic hosunuza gitmeyecek. (kitaptan)

id est
ruhumun şeytan üçgeni, derinliklere çekiyor bulutların üstünden. sigaramın son nefesinde kaybettiklerim geliyor aklıma, kazanamadıklarım, ağlak günlerim ve hayallere kılıç çalışım. özüne dönmüş bu çocuk taş merdivenin ilk basamağına oturup birer birer kırıyor umutları. gözündeki birkaç damlaya ve elbisesinin koluna sildiği salya sümüklerine karışıyor gerçekler. yaşanmamış bir hayatın kırıldığı bu bedende kadim bir hüzün oturuyor hiç adımlamadığı sokaklara. ne isyan ediyor ne kabul ediyor. tutarsız bir hayat kırıklığı geçiyor üstünden ve sapanına son taşı yerleştirip duvardan geçen ilk gölgeye savuruyor. bir tane daha savuruyor ve bir tane daha...
firambogaz
cem mumcu’nun bir kitabi...

cem mumcu etrafında ve dünyada olup bitenlerin kendi içinden nasıl geçip gittiğini, ne izler bıraktığını gözlüyor. yaşama dair, dünyaya dair, o ana, düne, yarına ve olan biten bir sürü şeye dair hissettiklerine, düşündüklerine bakıyor... sonra çırılçıplak soyunup içini açıyor bize... ve kendisi görürken bizlere de gösteriyor.

cem mumcu’nun on yılı aşkın süredir yazdığı yazılar bu kitapta bir araya getirildi.

futboldan teröre, aşktan ilişkilere, sinemadan cinselliğe, internet’ten mizaha dek çok çeşitli ve güncel konuların yazarın içinden geçişine tanık oluyoruz... ve cem mumcu’nun içini görüyoruz, en içini, ta kendisini.

bakın neler geçiyor bir yazarın içinden...

böyle işte...ölmez sağ kalırsam kafayı toplayınca (bu hafta hindiba çorbası, kabak graten yiyicem bilumum vitamini bünyeye alıcam, sabahın kör saatinde kalkıp eşofmanize olup deli gibi koşucam, yüzüme lahana masajı yapıcam, önerildiği biçimde istesem de istemesem de haftada üç kez seks yapıcam, bol bol kendine yardım kitabı okuycam ve müren balığının solungaçlarını haşlayıp uygun yerime tarif edildiği biçimde sürücem) daha ciddi şeyler yazacağım bu konuda. ama duyduklarınız hiç hoşunuza gitmeyecek.


neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol