gökhan semiz

henuz uc yasinda bir kardesim var
gokhan semiz 12 ocak1969’da istanbul’da dogdu. ilk muzik calismalarini bes yasinda evlerindeki kirkbesliklerde baris manco’ya karouke yaparak basladi. zaten cok gecmeden, cocuk yaslarinda eline ilk gitarini aldi. bari manco’larin cem karaca’larin erkin koray’larin muzigiyle genclik yilllarini gecirirken heavy metal muzigi kesfetti. iron maiden ve metallica’yla baslayan yolculugunda, judas priest ve dio’nun fanatigi haline geldi. lise caglarinda mahallesinden arkadaslariyla ilk ciddi grublarinin kurulmasi da bu donemdedir. blasphemous adli gruplariyla cover calismalarina basladilar ve kendi sarkilarini yapmaya basladiklarinda artik gulhane konserlerinde bas gosteriyorlardi. ara sira dugunlerde calarak pratik ve para yapmaya basladilar. derken lise bitiyor ve universite icin secim yapmasi gerekiyordu. kararini verdi ve konservatuara gidip sinav belgelerini aldi. ailesi onu seviyor ve destekliyordu. tabii ki sinavi kazandi...

universite yillarinda muzik calismalarinin yaninda, cok sevdigi tiyatrocu arkadasi ugur uludag ile beraber komik oyun senaryolari yazmaya basladilar. bunlar kagit uzerinde komik bir kac satirdan ibaretti. gokhan’in notlarinda mcdonald’s menulerinin uzerinde "tukurur kacarim" oyununun ilk calismalari gorulmektedir. (daha ileride, tukurur kacarim oyunu icin yazdigi sarkiyi grup vitamin adli ikinci albumune koydu) bu masa uzeri geyik muhabbeti olarak baslayan oyunlar ugur’un yonetmenliginde gokhan ve arkadaslariyla beraber sahneye dokuldu. tiyatro grubunun adi gokhan ve ugur’dan yani grubun kurucularindan geldi. e.s.e.k. yani espri standartlari enstitusu kurumu. gokhan semiz’li esek grubu "tukurur kacarim"(1990), "bizi baglamaz"(1995) oyunlarini yazdilar ve oynadilar. tarzlari hala ayni olan e.s.e.k. ve ugur uludag, gokhan’a olan bagliliklarini ve vefalarini hala gosteriyor, her sene gokhan’i anan organizasyonlar duzenliyor ve hala onun adini oyunlarina koyarak yollarina basarili bir sekilde devam ediyorlar.

inanilmaz esprili bir yapisi olan gokhan, konservatuarda arkadaslariyla muhabbetlerinde yazdiklarindan bahsetmeye basladi. oyunlar disinda sarkilar not aliyordu ve mizah yetenegini muzikte de gosteriyordu. derslerden kalan vakitlerinde yazdigi komik sozlere melodiler vermeye basladi. bunlari tek basina calisiyordu. ufak bir elektro ritm enstrumani aldi ve gitar esliginde kendi yaptigi sarkilari amatorce kaydetti. "vitamin", "rap beni ramizem" , "dokundur" gibi ilk albumlerde olacak sarkilar o basit kayitla ortaya cikti. bu kaydi arkadaslarina dinlettiginde amaci sadece eglenmekti. arkadaslariyla eglenceleri, bir fikirle ciddi bir proje asamasina geldi. ya bunlari gercek bir album seklinde kaydederlerse?

bu eglenceli calismanin satma olasiliginin olmadigina karar verdiler ama yapmaktan bir sey kaybedilmeyecegini, egeleneceklerini dusunerek ilk albume giristiler. "bol vitamin" adli album piyasaya ciktiginda yuz binlerce satti ve 90’li yillara damgasini vurdu. tabii ki boyle bir beklentileri olmadiklari icin album icin ciddi bir anlasma yapmamislardi ve ellerine iyi bir para gecmedi. ama tum turkiye bir anda vitamin adindan bahsetmeye basladi. her yerde sarkilari soyleniyor. insanlar guluyorlar, egleniyorlar, keyif aliyorlardi. konserlere basladiklarinda piyasaya elliden fazla degisik vitamin kaseti cikti. daha insanlar gercek grup vitamini taniymamisken patlayan cok vitamin, az vitamin, super vitamin, yuzde yuz vitamin gibi albumler isportalarda, sokaklarda satilmaya basladi.

basin konuyla ilgilendi ve her yerde bu adamlarin nasil boyle her seyle dalga gectikleri, nasil kulturleri, dogu kokenli insanlari sarkilara espri yaptigiyla ilgili tartismalar basladi. sokaklarda boyle sakalar yapan adamlar bir anda bunlarin sarkilara konu olamayacagini bagirmaya basladilar. ortaya cikip abuk sabuk konusan insanlar mizah yapmayi ne anladi ne de anlamaya calisti. ama tabii bunlar her zaman olurdu turkiye’de. cem yilmaz’in dedigi gibi hamam filminden sonra hamamcilar dernegi baskani cikip aciklama yapmadi mi? tabii ki magandalik kavramindan bahsedilince de magandalar soylecek seyleri olduklarina inandilar. fakat tum bunlar eridi gitti. vitamin albumlerini cikarmaya devam etti. hep sevildi, hep esprileri ile insanlari guldurdu. bu arada grup elemanlari arasinda sorunlar cikti.

ilk albumdeki gokhan, sertac, selcuk, emrah, izel, ufuk ve ercan grubu bir sabah programina ufuk ve ercan’in diger arkadaslarindan habersiz, albumdeki gokhan’in soyledigi bir sarkiya playback yaparak programa katilmalari ve vitamin’den kisisel albumleri seklinde bahsetmelerinden dolayi ipler koptu. geri kalan elemanlar gokhan, selcuk, emrah ve sertac arkadaslarinin bu yaptiklarina inanamadilar fakat gidenler gider fakat yol bitmezdi. vitamin grubu devam etmeliydi ve etti. "yandik desene" albumunden sonra artik sadece gokhan, selcuk ve emrah kalmisti. ayrilmayacaklarini her yerde dile getiren uc arkadas yollarina birbirinden guzel albumlerle devam ettiler ve sozlerini tuttular. vitmanin albumleri arasinda gokhan ayni tarzda mikrop adli bir solo album cikardi. cok yanki yapmayan bu albumden sonra ardi ardina vitamin albumleri gelmeye devam etti. arkadaslariyla yaptigi son album deli dolu’dan sonar, hep istedigi, rock muzige daha bir yatkin bir solo album olan inan ki teksin’i cikardi. inan ki teksin onun icin cok ozel yeri olan bir albumdu. bu solo albumle birlikte vitamin grubunun dagildigi soylentileri yayildi, fakat gokhan ve arkadaslari bu haberleri yalanladilar ve vitamin’in asla dagilmadigini, dagilmayacagini soylediler, ta ki yol bitene kadar... yol bittiginde ise vefali dostlari selcuk ve emrah, vitamin’in son albumu olan ve gokhan’in yazdigi son sarkilarin oldugu iyi gunler turkiye adli albumu gokhan’in anisina cikardilar.

gokhan yazdigi tiyatro oyunlari, yaptigi albumler, yazdigi sarkilar ve televizyon reklamlari ile yogun, renkli, eglenceli ve de onun tarziyla ’cok baba’ anilar birakti bize. efespilsen’i. camel’i, orumcek logosunu, bakirkoy’u, taksim’i, kofte-patates’i, kemanci’yi, yazmayi, uretmeyi, sarki soylemeyi sevmekten vazgecmedi. ailesiyle yasadi, onlara cok bagliydi. guler yuzlu olmak ve insanlari guldurmek hayatinin anlami gibiydi.

bazi insanlari anarken insan gulumser, kahkahalar atar ya, iste boyle bir sey gokhan’i animsamak. burada olmadigina inanmiyoruz ve inanmayacagiz. o yuzden onunla gulmeye devam ediyoruz. aklimiza geldikce bizi gulumseten, umut veren, guzel insana...
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol