fatih solmaz

ludacris
son donemlerde iyicene batmis kisidir. `zikilmek istemeyen kadinlarin, adam kuklasi yakma` karikaturu ile bitmis oldugunu kanitlamis insan, artik cekilsin bu islerden...
alchoburn
fazla geyik muhabbetine girmiştir artık...hayır espri yapacağım diye gerzekçe bahaneler bulması iyice okunmaz kılarköşesini...

yani bu esprileri başkası bulamaz mı ki?

ha eyvallah konu salağı bir dönem iyiydi ama...bir dönemdi o işte...kasmamak lazım.
zebany
alper yağız kendisi için diyor ki;

öncelikle benim adımı penguen gibi çok okunan bir yerde yayınlayıp, gururumu okşadığı için kendisine teşekkür ediyorum. penguen’in 251. sayısında şöyle demiş patates baskı’da ’’istanbullu bir eşcinsel okurum olan alper yağız demiş ki; ’’biz eşcinsellerin lambda haftasını niçin kutlamıyorsunuz?...’’ niçin kutlamayayım ki, başta alper yağız’ın olmak üzere tüm eşcinsellerin haftası kutlu ve mutlu olsun.
gün itibariyle çıkan 252. sayıda da şöyle diyor kendileri; ’’gay okurum alper yağız, istanbul’da okuduğu özel üniversitede bu sene "eşcinsel dayanışma kulübü" kuracakmış ve benden de destek istedi. iyi de benim hem o okulla ilgim yok hem de gay değilim ki sevgili alper yağız?. bunu aslında bir tartışma konusu olur diye yazıyorum. sevgili okur; bir erkeğin feminizmi desteklemesi, bir zencinin ku klux klanı desteklemesi gibi, kişinin aktif olmadığı bir topluluğu aktif olarak desteklemesi normal midir yoksa tuhaf mıdır? hatta kendi cemaatine yapılmış bir hainlik midir? nedir?


evet lombakcan abim şimdi herkes bilsin neden böyle bir şey yaptığını, ne kadar küçük işlerle ilgilenip asıl seviyeni gösterdiğini.
biz bu lombakcan’la ilk defa 3 sene önce mailleştik. kendisi o zamanlar kemik’te sol kroşe’den mütemadiyen, istisnasız her hafta birisine bulaşırdı, dikkat çekip adını duyurmak için. şahan gökbakar, müjdat gezen, ceza, kıraç, haluk bilginer... gibi işini iyi yapan adamlara dil uzattı. ceza ve şahan, sonkaz’ın oyununa geldi ve ona ayarların kralını verdiler aynen onun istediği gibi. 3 sene önce ben sağlam bir ceza hayranıydım, konserlerine akardım, şarkılarını kelimesi kelimesine ezberlerdim. (şimdi yolda görsem merhaba merhaba o kadar)
ceza’ya laf atmasını hazmedemedim ve kanımın kaynamasından ötürü kendisine sağlam bir küfrettim maille. o da bana aynı şekilde karşılık verdi ve tehdit olayına girdi. sonra babacan tavırlar takındı, ben de küfrettiğim için özür diledim, ondan birkaç ay sonra evlendi, çocuğu oldu tebrik bile ettim. ama bu yaptığı işten iğrenmemin önüne geçemiyordu. ondan sonra birkaç sözlüğe üye oldum ve fatih’in yaptığı işi sevmediğimi yazdım kendi üslubumla.
bundan yaklaşık 6 ay önce müdavimi olduğum bir site için(lugatitturk. com) reklam yazısı hazırladım ve mail listemdeki herkese gönderdim, paatim’e de gitmiş toplu şekilde gönderdiğimden. o da siteye girip kendi hakkında yazılanları görüp maile geri döndü ’’alper sizin sitedeyse onun...’’ diye cevaplar verdi.’’buyur abi alper benim’’ dedim, tekrardan bana küfretmeye, tehditlere başladı. inatla küfretmem için çırpınıyordu, ben de inatla etmedim farkım belli olsun diye. maillerin bir kısmı hâlâ kazimkoyuncu@hotmail. com adresinde saklıdır, görmek isteyenler görebilir.
efendim,’’bana erkeksen okulunu, adını soyadını ver’’ dedi. okulumu da söyledim adımı soyadımı da. ferit şahenk benim arkadaşım seni o okuldan attıracağım dedi. daha okulun sahibinin kim olduğunu bilmiyor, yazık dedim. pazartesi günü basket sahasındayım gel dedim, gelmedi. neden gelmedin deyince ’’köprüde trafik vardı’’ dedi. daha sonradan söylediğine göre peşime fikirtepe ülkü ocağı’ndan ’’killing’’ lakaplı birisini takmış, dart tahtasında resmim varmış ve adam beni arıyormuş. neden kaliteli bir senarist olamadığı yalanlarının ekstrem olmasından bile anlaşılıyor. itüsözlük’e beni şikayet edip üsküdar adliyesi’nde mahkemeye verdiğini söylemiş. kısacası hayatı yalan dolan, dergide kanka müessesesi hatrına duran, ülkenin gördüğü en kötü mizahı yapan, en kötü senaryoları yazan, hayranı olmayan mizahçı takılan küçük işlerin adamı.
dergiye amatör olarak birkaç espri vermişimdir yumurtalar’a. ne zaman gitsem dergide yok, dergiye uğramaz ve beni dergiye davet eder ’’gel de ağzına sıçayım’’ tavırlarıyla. okulumun adresi adım soyadım kendisinde mevcut, istediği zaman buyurabilir yerim sabit, olmadığım yerlere çağırmıyorum. bu yakıştırmaları yapan başka birisi olsa osmanlı tokadını aşk ederdim sıfatına. ama paatim valla gülüyorum, gülüyoruz sana. 45 yaşında çoluk çocuk sahibi adama bak ne kadar çingene ağzıyla çirkefçe şeyler yazıyor diyerekten üzülerek acıyoruz. kimbilir bu yazıyı okuyan sözlükçüler de ne kadar acıyacaklardır.
mehmet duru diye bir çizer abimiz vardır, bizim karalama zımbırtıları kendisine götürdüğümüzde fatih solmaz’ı tanıyıp tanımadığını sormuşumdur.’’abi bu adam senede 3-4 kere hapse giriyormuş, adam bıçaklamadan falan sabıkası varmış doğru mudur’’ rumuzlu soruma ağzındaki çayı püskürterek cevap vermişti hiç unutamam.
kendisine süt çocuğu diyen bir komünisti 7 yerinden bıçaklayıp paşakapısı’nda yatan, mailin okunmuyor karakteri değiştir dediğimde harfleri büyütüp geri yollayan enteresan biri, zekâ fışkırıyor.

kendisine seslenip susayım;

abi ne ayaksın? erkeksen kaçma okulda ol dedin. oradaydım hep sen gelmedin. bu yüzden eşcinsellik mevzuunu bir daha düşün sen, çuvaldız lazımsa vereyim. kadıköy’e çağırdım yine oradaydım tek başıma ama sen yoktun, anca peşime taktığın ülkücülerden bahsedip durdun. biliyorum amacın birkaç sözlükte bu yazıyı okutabilmek ve adını duyurabilmek adın gözüksün diye. ne diyeyim sen kazan bari. ama ne kadar küçük işlerle uğraştığını, bütün sözlük yazarlarıyla dalaşan, küfürbaz, boş bir insan olduğun da anlaşılsın. sana cevap verdim diye kaale alındığını sanma sakın ha! amacım cevap vermekten ziyade ne olduğunu gösterebilmek. ayrıca ülkedeki mizah dergilerinde umut sarıkaya, yiğit özgür, nihat genç, ersin karabulut gibi işini müthiş yapan adamlar da var, sen de varsın, buna izin verenleri de kınıyorum.

ayrıca sayın yazarlar-okurlar affınıza sığınaraktan şu bakınızı da vermek istiyorum;
(bkz: havlayan köpek ısırmaz)
sepulturk
son dönemlerde penguende en çok sırıtan, yaptığı espriler bi boka benzemeyen insandır. e tabi o kadar dizisi filan var ki böyle bir alt kültür dergisine zaman ayıramıyor arkadaş.
passive
ısparta’yla sparta’yı aynı şey sanan insan. bu haftaki penguen’de ısparta’da yapılan ıspartakule adlı evlerin reklamını alarak altına şunu yazmıştır.

’öhh be kardeşim, bu ne hızlılık?.. film vizyona daha yeni girdi. ne zaman yaptınız bu evleri?.. hem kaç kişi oturacak bu sparta evlerinde?.. 300 mü?.. keşke film hakkındaki tepkileri aldıktan sonra koysaymışsınız ismini. belki genel eğilim; ’pers kule’ şeklinde?..

ayrıca bırakın ısparta’yı sparta’yı, bu evler 2007 yılında film vizyona girdikten sonra değil 2003-2004 yılı dolaylarında yapılmıştır...
sepulturk
artık yaratıcılıktan bayağı uzaklaşmış kişidir. yaptığı espriler güldürmezken o sayfayı bir an önce geçme isteği oluşturur insanlarda.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol