ertuğrul özkök

0 /
ya basta viva zapatista
abd’nin türkiye medya sorumlusudur kendileri.savaş ve işgale verdiği destek, emek hareketine karşı giriştiği aleyhte mücadele onun yerini tayin etmektedir.ayrıca 12 ekim 2006 günkü hürriyette yazdığı yazı ile daha bir tiksinti duymama neden olmuştur kendisinden.kendisine söylenebilecek tek cümle vardır:’’yankee go home’’.
p t n
amerika’yi ikinci vatani gibi seven yazarlardandir. sadece dis politika’da degil ekonomik dengeleri de lehine cevirecek politikalar guder. batan bankalarin sahiplerini sonradan basiretli bankaci ilan etmeler, kibris konusu ve denktasi hedef gostermeler, ermeni yasa tasarisi konularinda yedigi naneler aslinda cok gizli seyler degildir. hatta fbi turkiye’de ajan sececek olsa once ona gitmelidir bana gore (belki de bu cumleyi biraz gec yaziyorum). ulkesini satar mi veya satmis midir bilemem de cok cikarina calismadigini soyleyebilirim.
donau
yalakalik yaparak hangi mevkilere gelebileceginizin en canli örnegi. gazetecilikte tanidigi tek prensip menfaat ve cikar dengesini koruma olan bu sahtekar gazeteci en yakin arkadasi enis baturun deyimiyle insanda kirlilik duygusu uyandirir. kendi itirafina göre cocukken otobüste bir amcanin arkadan fortcu sürtmelerine maruz kalmis..
ya basta viva zapatista
atan, tutan, yerinde duramadan zıplayan, kıran, geçiren, ’’bu kadar pişkinlik bush’da bile yok’’ dedirten, devlet babasının sözcüsü ve halk düşmanı olan yazarımızdır kendileri.allah taksiratını affetsin demek bile gelmez bu tip varlıklar için.yazdıklarındaki resmi ideoloji, sermaye ve abd sözcülüğü kuşkusuz kendisine genel yayın yönetmenliği görevi verdirse de yazdıkları birşeye benzemediği için gözümüzde egemenlerin ’’iyi çocuğu’’dur.
alexis will survive
ertuğrul ve 12 mart mıhtırasını ertuğrul un arkadaşlarının kafasına indiren paşaların arasındaki samimiyet çok ilgi çekicidir. p:paşa e:ertuğrul
e: paşam , paşam, ben devrimciydim eskiden ama ne eşekmişim paşam.
p: ertuğrul bi siktir git çay koy böyle bişi olamaz ne kadar iki yüzlü bir insan evladıymışsın sen afedersin.
e: ama paşam , yalarım. aydın doğan var o da paşa olmasa da şehzade paşam.
p: ertuğrul o değilde, iddaa 1980 de oynatılıyor olsaymış, ne kupon yapardık be vururduk voleyi, ankaragücüne basardık paso.
e:doğrudur paşam. yalarım.
camurhan
ortaligi ciddi sekilde bulandirmaya calisan, abdullah gül ile yapilan mülakatta sormus oldugu sorlarla kendinden tekrar tiksindirmis medyatik kisi:

ertuğrul özkök: kulağımıza hem akp’nin hem chp’nin seçim kampanyasında el altından iki ayrı propaganda konusu işlediği geliyor. mesela partiniz, chp, dyp ve anavatan’a karşı, "dindar bir cumhurbaşkanını seçtirmediler" propagandasını yapıyormuş.

abdullah gül (özkök’ün sözünü keserek): hayır, hayır asla olmaz. dindar meselesi turgut özal’ı anma törenlerindeki bir pankarttan çıktı. cumhurbaşkanlığı için böyle bir kriter olamaz. ayrıca ben çıkıp nasıl "dindar cumhurbaşkanıyım" diyebilirim. kendi günahlarım gözümün önünden geçer. o yüzden "dindar kişi yapalım" diye ne açıktan, ne de el altından faaliyetimiz yok, asla olamaz. ayrıca kapalılar ne demek? bazen kapalıların daha büyük hataları oluyor, nasıl izah edilir ki? tayyip bey de, arkadaşlar da buna izin vermez. ama engellenmem de milletin içine sinmedi, açık söyleyeyim. peki chp ne propagandası yapıyormuş?

e.ö.: onlar da "oyunuzu akp’ye verip ziyan etmeyin. çünkü asker onlara iktidarı vermeyecek" diye propaganda yapıyormuş.

- böyle bir şey de asla olmaz. chp’nin böyle bir şey söyleyeceğini sanmıyorum. çünkü ne solculuğa, ne sosyal demokratlığa, ne de politikaya sığar, türk insanı da kabul edemez.

edit: gül’ün dindar cumhurbaskani secme konusundaki zikr ettikleri hala yüzsüzlük derdinde olduklarini gösteriyor. arinc tarafindan sarf edilmis cümleleri ben yapmadim diyor. vay anasini sayin seyirciler: yine yalan, yine dolan.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/6602239.asp?gid=180
cyranonunburnu
hey allahım dedirten işadamı.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/6919841.asp?yazarid=10&gid=61
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/6911696.asp?yazarid=10&gid=61

angelus
olası bir darbeden, savaştan, nükleer patlamadan veya herhangi bir atraksiyondan ne gibi bir çıkarı olduğunu şiddetle merak ettiğim bir bireydir. hayır yoksa kendisi sadece basit bir macerayı seven adam tribinde midir onu da merak etmekteyimdir.
sepulturk
emin çölaşan’ı kovduktan sonra gazetesindeki sivri dilli yazar açığını kendisi kapatmayı amaç edinmiş insan. bir şeyi fazla kasmamak lazımdır. bu işe becerisi yoktur bu adamın. yıllardır iktidarı nasıl göklere çıkarırım övmekten diye düşünen birine bu çıkışlar şimdi 10 beden büyük gelmektedir.
sepulturk
öyle bir gaza gelmiştir ki ne ben anlatabilirim ne siz benim anlattıklarımdan bir şey anlarsınız. en iyisi buyrun okuyun da biraz siz de gülün eğlenin filan;


-------------------ahey hey hey------------------------
konu komşu, yakın uzak, dost düşman ilgili herkes önceki gece yapılan hava harekátını iyi değerlendirmeli.

"türkiye bir şey yapamaz" diyenler, bu küçük hesaplar üzerine derme çatma iskeleler kuran, o iskeleler üzerine megalo idealar inşa etmek isteyenlerin yanlış hesabı bağdat’a gitmeden kandil’den dönmüştür.

gece yarısı tebligatı alanlar, vakit geçirmeden hemen "u dönüşü" yapmalıdırlar.

herhalde şaşırmamışlardır.

o yanlış hesabın bağdat’a gitmeden döneceğini dosta düşmana aylardır anlatıp duruyorduk.

umarım bu mesaj, bölgenin bir süredir maskelenen bilançolarını yeniden doğruya çevirmiştir.

* * *

bu mesaj nedir, bir kere daha, açık, apaçık yazayım.

türkiye bu bölgenin en büyük gücüdür.

süper gücüdür.

bazıları, dışarıda güçlü bir lobisi yok, yaygaracı bir diasporası yok diye türkiye’ye karşı afra tafra atmaya başlamıştı.

türk hükümetinin barışçı arayışlarını, barış yollarını sonuna kadar tüketen eline silah almama politikasını; acz, çaresizlik, zafiyet zannetme gafletine düştü.

bu ülkenin en güçsüz döneminde kıbrıs’ta denizaşırı operasyon yapacak güce, cesarete ve dirayete sahip olduğunu unuttular.

bizlerin yazılarını, "savaş kışkırtıcısı" saldırgan bir azınlık hezeyanı olarak sunmaya kalktılar.

bu taraftakiler öyle dedi, sınırın ötesindekiler de buna inandı.

buyurun sonuç.

f-16’larımız kuzey irak semalarında, bir milletin kararını bombalarla, sortilerle verdi.

anlamayana bir kere daha verilecektir, kimsenin şüphesi olmasın.

* * *

bir kere daha yazalım, anlamayanların da kafasına dank etsin.

türkiye güçlü bir ülkedir.

bölgenin süper gücüdür.

türkiye, bölgede israil’den de büyük bir güçtür.

çünkü israil’den daha haklıdır.

türk iradesini temsil eden meclis’inin, silahlı kuvvetleri’nin kararlılığı ve caydırıcılığından kimsenin, ama kimsenin şüphesi olmamalıdır.

türkiye, pkk’nın kalleş baskınından itibaren tarihi bir milli siyaset uygulamıştır.

bu milli siyasetin sloganı şudur:

barışsa, sonuna kadar barış.

anlamayan, ikna olmayan varsa,

yani savaşsa sonuna kadar savaş...

hükümet ilgili ilgisiz herkese, bütün dünyaya anlattı.

pkk terörü ülkemizin bütünlüğüne ve milletimizin huzuruna kastetmektedir.

dolayısıyla ona yandaş olanlar, onu parayla, silahla, ekmekle, suyla besleyenler, sempati ile besleyenler, toprağını ona açanlar, önceki gece kuzey irak semalarından yükselen tarrakayı tarihlerinin görünen bir yerine, silinmez mürekkeple not etmelidirler.

etmelidirler ki, onlar unutsa bile, gelecek kuşaklar unutmasın...

* * *

bu siyasi kararı alan hükümetimiz,

bu kararı aynı kararlılıkla caydırıcılığa çeviren silahlı kuvvetlerimiz, bölgede bir kere daha tarihi yazmıştır.

sınırları çizmiştir.

artık kimse sınırlarını ve özellikle de haddini aşmamalıdır.

konu komşu, dost düşman, yakın uzak, akraba, elalem...

herkese duyurulur...
benduruyorumsebagitti
emin çölaşan’ın kitabından:

"emin çölaşan: peki cumhurbaşkanlığı konusunda doğan grubu olarak nasıl bir tavır alacaksınız?
ertuğrul özkök: sessiz kalacağız, destek vermeyeceğiz ama karşı da çıkmayacağız. bunlar bizi batıracak. şu poaş olayında üzerimize nasıl geldiklerini gör. ama aydın bey de kinleniyor. zamanı gelince bunların (...)"

zamanı geldi galiba...

(bkz: recep tayyip erdoğan ile aydın doğan polemiği)


esrakesh
cok ilginctir ki bir yazısı sahsımın begenisini kazanmıstır. o da yazının konusunun simone de beauvoir ile ilgili olmasından kaynaklanmaktadır sanırım.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/8248294.asp?yazarid=10&gid=61&sz=55163
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol