erkan mumcu

0 /
independence
turizm ve milli eğitim bakanı olarak görev yapmış olan siyasetçi.




erkan mumcu, 1963 yılında isparta’nın yalvaç ilçesinde doğdu. ilk ve orta öğrenimini isparta ve istanbul’da çeşitli okullarda tamamladıktan sonra istanbul üniversitesi hukuk fakültesi’ni bitirdi. mumcu, tekstil sektöründe de bir süre faaliyet gösterdi.
erkan mumcu, 1995 yılında anavatan partisi’nde politikaya atıldı ve 20 dönem isparta milletvekili olarak türkiye büyük millet meclisi’ne girdi. parlamentoda araştırma komisyonu başkanlığı, adalet ve anayasa komisyonlarının yanı sıra çeşitli araştırma ve soruşturma komisyonlarında da üye olarak görev aldı.. 1995-1996 yıllarında anavatan partisi genel başkan danışmanı olan mumcu, 1997-1998 yılları arasında anavatan partisi genel sekreteri olarak partisinin karar organında yer aldı. mumcu, yine 1998 yılı sonundan 1999 yılı haziran ayına kadar partisinde genel başkan yardımcılığı görevini yürüttü.

haziran 1999’da kurulan türkiye cumhuriyeti 57. hükümeti kabinesinde turizm bakanı olarak yer aldı. anavatan partisi 7. olağan büyük kongresi’nden sonra genel başkan yardımcısı ve siyasi işler ve koordinasyon başkanı olarak görev alan erkan mumcu, 20 mayıs 2002’de yapılan anap’ın kuruluşunun 20. yılı dolayısıyla düzenlenen toplantıda hükümet ve parti genelbaşkanı mesut yılmaz’a yönelttiği sert eleştirilerden dolayı, mesut yılmaz tarafından görevinden alındı...

daha sonra ak parti’ye geçti ve 3 kasım 2002 seçimlerinde bu partiden milletvekili oldu. 3 kasım seçimlerinin ardından tek başına iktidar olan ak parti’den milli eğitim bakanı görevine getirildi.daha sonra kültür ve turizm bakanlığına getirilen erkan mumcu şubat 2005’de görevinden ve ak partiden istifa etti.
idiamin
siyasete mhp saflarında başlamış, daha sonra akp ve anap saflarında devam etmiş siyasetçi.

ne kadar idealist oldugu bakanlık için akp’ye genel baskanlık için de anap’a transfer olmasından da anlasılabilir.
benduruyorumsebagitti
daha anap’tayken dikkatleri çekmiş, geleceğin başbakanı imajı oluşturmuştu. anap’tan istifası da, birçok değişik görüşten insanın kuruculuğunu yaptığı akp’den adaylığı ve sonrasında milli eğitim bakanlığı’na getirilmesi bu umutlarımızı büyümüştü.

yazık oldu, biraz da kendisi yazık etti kendisine.

kahreden çelişiklere karşı, idealist bir şekilde durmanın zorluğuna dayanamadı.

türk siyaset değerli bir evladını yitirdi bence. insanlar bu kadar harcanmamalı, harcanamamalı... ama burası türkiye

ankakusu
kendisini uzaktan da olsa takip etmeye çalistigim, begendigim ve takdir ettigim siyasetçi idi. hatta bu sempati sagda birlesme ugruna verdigi tavizler ve kesin cümlelerle pekismisti. gelin görün ki mumcu efendinin mumu yatsi’ya kadar dayanabildi.

bugüne kadar yaptigi dönekliklerin birini daha yaparak hem hayallerimi yikti, hemde bu adam da is var ünvanini kaybetti bana göre. isterse döneklik ettigi konularda hakli olsun yaptigi döneklikler gözümde siyasi bir oyun ve prim yapma çabasindan baska bir sey degildir artik.

hayir zoruma giden ise, bir arkadasimin ’mumcu baskasinin altinda siyaset yapmaz bak görürsün birlesme olmaz’ demesine karsi mumcu efendiyi savunmam ve o günden sonraki gün, anap’in birlesmeme karari almasidir. simdi ise ona daha bir hayranim.
elma sekeriiii
iyi bir siyasetci olarak tanimladigim, ancak kendi partisinin kongresi sirasinda baskalari hakkinda konusurken bir anda aglamaya baslayan, insanlari ne oldu ki simdi seklinde dumur eden anavatan partisi baskani.
sepulturk
anap’ı çok da güzel bir bitirme çabası içine giren parlak suratlı garip insandır. mesut yılmaz’a giydirerek pek de güzel prim yapacağını düşünmüştür ama tabiri caizse götünde patlamıştır. partiden ardarda istifalar gelmiştir hala da gelmektedir.
angelus
türk siyasi tarihindeki en büyük loserlardandır. muhteviyatına girdiği tüm oluşumlarda bir şekilde huzur bozmuş, uzaklaştırılmış, "ama ben haklıydım" tavrını sürdürmüş, bir baltaya sap olamamıştır. üstelik bunları kimi siyasetcilerin ömürleri boyunca yapamadığı kısa bir süre içerisinde becermiştir.
louandreassalome
dün gece yayımlanan genç bakış programında vaadlerini biraz daha mantıklı bir temele oturtması gerektiğini bir kez daha göstermiş olan insan evladı.eğitimle ilgili olarak alabildiğine sallarken,yanında abbas güçlü gibi bir eğitim duayenin olması,teorikle pratik arasında uzlaşım alanı bulmakta her daim zorluk yaşayan siyasetçilerden biri olarak,tabiri caizse fena sıkışmasına sebep olmuştur.öss kaldırılsındır,iyidir hoştur.merkezi yerleştirilme kaldırılsındır,evettir.(buna abbas güçlü’bu ülkede herkes yök e karşıyken onu savunma noktasına getiren de iktidardır’ diyerek mükemmel bir yanıt vermiştir.)ama yerine getirilecek olan sistemin zorluklarını aşmak için önerdiği fikirler komiktir,temelsizdir.2 milyon adayı da üniversiteye sokacağını vaad etmektedir.sanki üniversiteye girmekle iş bitmektedir.bu memlekette en yüksek işsizlik oranı üniversite mezunlarındadır.kaldı ki 2 milyon adayın tamamının yerleşimi için yeni vakıf üniversiteleri açmayı teklif etmektedir.şu an halihzırda var olan 30 kadar vakıf üniversitesinde 20.000 açık kontenjan vardır zaten.bunun maddi sorunlarına getirdiği çözüm ise yükseköğretimdeki her öğrencinin,vakıfta bile okusa,eğitim masraflarının tamamının devlet tarafından karşılanacağı şeklindedir.öğretmen maaşları komik durumdayken bile ödeneğinin %80’ini buna ayıran milli eğitim bakanlığı buna nasıl kaynak bulacaktır,merak konusudur.ilk ve ortaöğretimde yaşanan,sınıfların okul ve derslik sayısının yetersizliği sorununda ise sayın mumcu kiralık binalarda ders yapma şeklinde geçici bir çözümle karşımıza gelmiştir.laiklik ve türban konusundaki sözleri ise söylenecek laf bırakmayacak niteliktedir.türkiye bir islam ülkesidir şeklindeki bomba açıklamasıyla hem gafların kralını yapmakta,hem laikliğe,hem demokrasiye ters düşmekte hem de ülkede var olan azınlıkları resmen hiçe saymaktadır.anap’ın milliyetçi bir parti olduğunu söylemesi de şok edicidir,ayrı bir tartışma konusudur.

program sonundaki karnedeki karizma ve vizyon konularında,sakin görünmeye çalışarak,olur olmadık her şeye sinir bozucu bir sırıtmayla karşılık vererek,yapay bir duruş pozisyonuyla sınıfta kalmıştır.iki lafından biri samimiyet olmasına rağmen hiçbir şekilde samimi ve inandırıcı bulunmamıştır.ayrıca tutarsızdır,bu adama birileri bir an önce ağzından çıkan ses dalgalarının,kulağına ulaşıp anlamlandırmasını ve düşünmesini öğretmelidir.gerisi zamanla olur,ilk etapta fazla şey beklememek lazım tabii.

p.s:’1 mart tezkeresinde kabul oyu kullanmıştınız,lübnan tezkeresine ise karşı çıktınız.vicdanınızın mahkemesi sizi tahliye etti mi?’ sorusunu soran arkadaşı tebrik etmek isterim buradan.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol